Bu ülkede vatanseverler kadar vatan hainleri de var. Hem de
düşündüğünüzden fazla.. Bunu açıkça söylediğiniz zaman da nedense
birileri hemen durumdan vazife çıkarıp ağızlarından salyalar
akıtarak o klasik söyleme başvuruyorlar: Ayrıştırıyorsun,
kutuplaştırıyorsun vs.
Kimin ayrıştırdığı kimin toparladığı çok açık ortada..
Bu vatanı korumak için köprüye şehit olmaya giden de ortada,
bankamatiğe koşan da..
Darbe sırasında havalimanında halk ile kucaklaşanlar da ortada,
hızlı şekilde bulduğu ilk eve kaçanlar da..
Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine çoluk çocuğu ile haftalarca
meydanlarda nöbet tutanlar da ortada, darbe tiyatroydu diyenler
de..
Köprüde şehit edilenler için ağlayanlar da ortada, şehit eden
hainleri savunanlar da..
Almanya’ya, ABD’ye ve bilumum terör sevici ülkelere kaçan vatan
hainlerini korumaya çalışanlar da ortada, bu vatan hainlerinin
yüzüne tükürenler de..
Hükümetin başında istemediği siyasi parti var diye ecnebilere
‘gelin bize yaptırım uygulayın’ diyenler de ortada, sabah akşam
canını dişine takmış bir şekilde devletimizin ve milletimizin
selameti için koşturanlar da..
Katar Krizi başladığında ‘acaba Türkiye’yi de etkileyip AK
Parti’yi sallar mı bu iş’ beklentisi ile lağım ağızları sulananlar
da ortada, o krizi bitirebilmek ve bölgede barışı hakim kılmak için
çabalayanlar da..
Herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Kimse kendini kamufle
ettiğini sanmasın. Her şey koskoca bir milletin gözü önünde cereyan
ediyor. Bu millet sabırlı bir şekilde bekliyor. Geçmişten çıkardığı
dersler daha soğukkanlı ve daha dikkatli şekilde hareket etmesini
sağlıyor.
17 senenin hıncını taşıyanlar, karşılarındakilerin yaklaşık bir
asırdır devam eden harici ve dahili zulümlere uğradığını
bilmiyorlar ya da bilmek istemiyorlar.
Ama artık rüzgar ters taraftan esmeye başladı birileri için.
Artık ne yapsalar ters tepiyor. Kumpasları tutmuyor, tuzakları
bozuluyor, hileleri ayaklarına dolanıyor..
Çünkü karşılarında samimi şekilde millete hizmet etmek isteyen
bir topluluk var. Milli birlik ve beraberlik vurgusu yapan,
olabildiğince affeden, bağışlayan, karşı tarafın hatalarına
olabildiğince müsamaha gösteren bir topluluk.
Belki fazla geliyor birilerine bu müsamahakar tavırlar. Belki bu
yüzden tiyatro diyorlar 15 Temmuz’da gerçekleşen ihanet girişimine.
Belki bu yüzden şehit olanın değil de kurşun sıkanın hakkını
aramaya başlıyorlar. Belki bu yüzden kontrollü darbe diyorlar
milletin feneri ile aydınlatılan o karanlık geceye.
Merak etmeyin. Geçmişin yanlışları bugünün senaryoları olmayacak
Allahın izniyle. Soğukkanlı, vakur ve sonuna kadar davasından emin
bir topluluk var bu ülkede. Bu insanlar vatanperver, bu insanlar
milletin ta kendisi.
Şimdi isteyen sözüm ona adalet için yürürken ‘bu yürüyüş
Demirtaş’ın sessiz çığlığıdır’ desin, isteyen 15 Temmuz Destanı’nın
yıldönümünü kutlamaya çıkan bizlere hakaret etsin, isteyen apaçık
vatan hainlerine ‘kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan vatan haini
diyemem’ desin, isteyen de gitsin köprüde millete kurşun sıkanlar
linç edildi diyerek hainleri savunsun!
15 Temmuz bize çok şey gösterdi gerçekten. Ama en çok da bu asil
milletin ne kadar tahammüllü olduğunu gösterdi. Dışarıdan aldıkları
talimatları harfiyen yerine getirenlerin ne kadar kararlı
olduklarını da gösterdi. Son bir senedir yaşadığımız gelişmeler
bize en çok da millet olarak bir arada durmanın ne kadar önemli
olduğunu gösterdi.
Büyük liderin dediği gibi: ‘Başaramayacaksınız, milletimizi
bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı
parçalayamayacaksınız.’
Safların belirginleştiği, kirli ittifakların teker teker ortaya
çıktı bugünlerde birlik ve beraberliğe eskisinden daha fazla
ihtiyacımız var. Bunun her daim farkındayız. Ancak ayrışmadan ve
kavgadan beslenenlere de müsamaha göstermemeliyiz. Çünkü zalime
merhamet mazluma eziyettir.