Her şey 6 ay önce oldu! İstanbul'da kafatası kemiklerini karnında taşıdı: Asıl kabus daha sonra başladı
Abone olİSTANBUL'da yaşayan 48 yaşındaki Osman Yılmaz, 6 ay önce trafik kazası sonrası beyin kanaması geçirdi. Yılmaz'ın beynindeki basıncın azaltılması için kafatası kemikleri çıkarılıp geçici olarak karnının içine yerleştirildi.
İstanbul'da bir restoranda çalışan 48 yaşındaki Osman Yılmaz'ın
hayatı yaklaşık 6 ay önce geçirdiği trafik kazası ile alt üst oldu.
Yaya olarak yürürken araç çarpması sonucu beyin kanaması geçiren
Yılmaz'a ilk müdahale yapılan hastanede, kazadan dolayı kafa içinde
oluşan ödemin beyne baskı yapmasını önlemek için kafatası kemikleri
geçici olarak çift taraflı çıkarıldı ve doku kaybı olmadan steril
bir şekilde korunabilmesi için karnının içine yerleştirildi.
Geçirdiği ağır kazaya rağmen bu ameliyattan sonra durumu düzelen ve
yürüyerek hastaneden taburcu edilen Yılmaz, geçireceği ikinci
rekonstrüksiyon (onarım) ameliyatına dek evinde toparlanmayı
düşünürken zamanla durumu kötüleşmeye başladı.
Ödemin yarattığı baskı giderilse de beyninde oluşan içe doğru çökme
nedeniyle oluşan kafa içi basıncı beyin dokusuna zarar vermeye
başladı. Haftalar içinde vücut fonksiyonları bozuldu, kendi başına
yürüyemez hale geldi, yutkunması zayıfladı ve ilaçlarını dahi
yutamaz oldu. Ondaki bu geriye gidişten endişelenerek başka bir
doktor arayışına giren ailesi, bir tavsiye ile Beyin Cerrahi Uzmanı
Opr. Dr. Halil Olgün Peker'e ulaştı. Yılmaz'ın filmlerini gören Dr.
Peker, onu acilen ameliyata aldı ve yaklaşık 5 aydır karnında
taşıdığı kafatası kemiklerini yerine yerleştirdi, çöken beyin
zarını genişleterek kafa içi basıncın azalmasını sağladı. Yılmaz
ameliyattan iki hafta sonra yürüyebilmeye konuşabilmeye hatta
işinin başına dönme planları yapmaya başladı.
"Bize yaklaşık 3-4 hafta önce başvurdu"
Beyin Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Halil Olgün Peker, Osman Yılmaz'ın
birkaç hafta daha geç kalmış olsa, bu ameliyatın da işe
yaramayacağını ve yatağa bağımlı bir bakım hastası olarak yaşamını
sürdürmek zorunda kalacağını söyledi. Peker, "Osman bey bize
yaklaşık 3-4 hafta önce başvurdu. Yakını Tülay Hanım getirdi. Bir
trafik kazası geçiriyor, önce çok ciddi bir beyin kanaması
gelişiyor. Gittiği hastanede uzun süre yoğun bakımda kalıyor bu
beyin kanamasına bağlı olarak ve çok ciddi bir kafa içi basınç
artışı durumu oluşuyor." ifadelerini kullandı.
"Yemek dahi yiyemez olmuş"
"Kafa içindeki basıncı düşürmek için, iki tarafta kafatası kemiğini
alıyorlar ve karnına gömüyorlar" diyen Peker "Yani beynin dışarıya
doğru genişlemesine fırsat vermek için böyle bir ameliyat
yapılıyor. Ama hastaneden çıktıktan sonra Osman Bey'in durumu
sürekli kötüleşmeye başlamış. Hastaneden çıktığında yürüyebilen,
yemek yiyebilen bir durumdayken, her geçen gün tersine gitmiş ve
yemek dahi yiyemez olmuş. Yani o ameliyatla yapılmak istenen
durumun tam tersi bir tablo gelişmiş. Beyin, dışarıya genişlemesi
gerekirken, içeriye doğru çökmüş ve bu da beyinde çok ciddi baskı
oluşturmuş." dedi.
"Sağlıklı haline geleceğini düşünüyoruz"
Peker, sözlerini "İki taraflı kafatası kemiğini tekrar yerine koyup
beyin zarının üstüne bir yama yaparak beynin dışarıya doğru
genişlemesine imkan tanımış olduk. Kafatasında da tekrar bazı
düzenlemeler yaparak, kranioplasti diyoruz buna, ameliyatla
kafatasını tekrar eski haline getirmiş olduk. Artık konuşabiliyor,
yemek yiyebiliyor, yürüyebiliyor. Bunların hiçbiri ameliyattan önce
yoktu. Zamanla beyin kanaması geçirdiği dönemden bile önceki,
sağlıklı haline geleceğini düşünüyoruz." diyerek sürdürdü.
"5-6 ay kadar taşımış oldu kendi kemik
dokusunu"
Bu tip durumlarda kafatası kemiklerinin vücut içinde saklanarak
daha iyi korunduğuna işaret eden Dr. Peker, Yılmaz'ın da bu şekilde
5-6 ay bu kemikleri kendi karnında taşıdığına işaret ederek,
"Kafatası kemiğini vücut koşullarında saklayabileceğimiz en önemli
yerlerden birisi karında cilt altı bölgesi. Orada beslenmesi devam
ediyor ve steril bir ortamda koruyabiliyoruz. Bir diğer bölge de
yine hastanın kendi kafatasının üstünde başka bir deri altı
bölgesi. Ya da uygun soğuk depolarda, uygun sterilizasyon
koşullarında da kafatası kemiklerini saklayabiliyoruz ama en uygunu
insanın kendi vücudu. Osman Bey 5-6 ay kadar taşımış oldu kendi
kemik dokusunu. Tamamen yatağa bağımlı olma sürecine doğru
gidiyordu bu ameliyattan önce. Çünkü beyninde çok ciddi baskı
vardı. Sağ olsun yakınları bunu anlamışlar ve bundan olabileceğini
keşfetmişler. Bence onların bu dikkati de çok önemliydi. Çünkü
biraz daha geç kalsalardı, bizim yapacağımız ameliyattan da fayda
göremeyecekti büyük ihtimalle." diye konuştu.
"Hayati fonksiyonları gittikçe düşüyordu"
Yılmaz'ın kız kardeşi Tülay Biçer, kardeşinin bir trafik kazası
sonucu hayatının alt üst olduğunu anlatarak başlarından geçenleri
"Beyin kanaması geçirdiğini söylediler ve acil bir ameliyata
aldılar. 1 aya yakın yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakımdan çıktıktan
sonra evde gayet iyiydi, tablosu gayet iyiydi. Biz rutin
kontrollerine de götürüyorduk. Fakat bu durumunun nedeni hakkında
hiçbir bilgimiz olmadığı için anlayamadık başta. Gün gün kafatası
içine doğru çökmeye başladı. Artık bütün yetilerini kaybediyordu.
Konuşması, oturup kalkması, yürümesi, hatta su içmesi bile kesildi.
Hayati fonksiyonları gittikçe düşüyordu. Bir tavsiye üzerine
hocamızı bulduk. Artık tam yatalak olmak üzereyken yakaladığımızı
söyledi bize. Acilen tekrar ameliyata alındı ve hocamız gerekli
bütün tedavilerini yaptı. Ameliyatı olduğundan beri her geçen gün
tekrar eski hayatına yavaş yavaş döndüğünü gözlemliyoruz. Tekrar
yürümeye konuşabilmeye başladı. Çok aktif, çok çalışkan bir insandı
kendisi. Tekrar çalışma hayatına dönmek istiyor bir an önce."
diyerek anlattı.