“Tıpkı insanlar gibi ülkeler de kaderlerini kendileri
belirler!”
Daha bu ilk cümlede birçok kaşın çatıldığını, “ya sabır” diyerek
kısa süreli öfke yaşandığını görür gibiyim.
Belki haksız da sayılmazlar lakin kader üzerine düşünmenin günah
sayılıp kaderciliğin kanıksatıldığı bir ortamda bu tür tepkileri
garipsemiyorum.
Oysa kader dediğimiz şey sonsuz seçenekler arasından yaptığımız
tercih değil midir?
Aksi olsaydı hırsız çaldıklarından, katil işlediği cinayetten
sorumlu tutulabilir miydi?
Kader ile hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanırız elbette.
Ancak kutsal saydığımız bu kavramları üzerinde kafa yorup
düşünmeden hayatımıza monte ettiğimiz takdirde işlediğimiz tüm
suçları ve günahları Allah’a havale edip işin içinden sıyrılma
kolaycılığına sapmış olmuyor muyuz?
İlk cümlemde sadece insanların değil, ülkelerin de kaderlerini
kendilerinin belirlediğine vurgu yapmıştım.
Bu da kişisel kanaatim değildir.
Tarihin tozlu sayfalarına bakılırsa bugün birçoğumuzun adını
dahi bilmediği nice devletlerin hatta imparatorlukların yerle
yeksan olduğu görülecektir. Burada dikkat çekmek istediğim husus;
her çöküşün kaçınılmaz insan kıyımlarını, acıları,
gözyaşlarını beraberinde getirdiğidir!
Her çöküş süreci kendi döneminin tiranını yaratarak başlar ki bu
ekseriyetle kitlelerin desteği ile ortaya çıkar.
Dilerseniz tiran neymiş bir de ona bakalım.
Tiranı tanımlarken kişisel görüşlerimden ziyade sözlük anlamını
paylaşarak yazımı sonlandıracağım.
Not: Türk Dil Kurumu, tiran kelimesini
tanımlamaya değer görmemiş olacak ki sayfasında aratmama rağmen
sonuca ulaşamadım!
Tiran;
(Uludağ Sözlük)
“eski Yunan’da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye
kullanan kimse, acımasız, gaddar, despot.
bu tiranlar öncelikle alt sınıftan insanların yanındaymış gibi
görünür, onların sorunlarını çözeceğini iddia ederek onların
yardımıyla yönetimi ele geçirirlerdi. yönetimi ele geçirdikten
sonra onları ezmekte hiç gecikmezlerdi. daha sonra da aç gözlü ve
kendinden başkasını düşünmeyen bir soylu oluverirlerdi. tiranlar
para ile tuttukları askerler onlara bağlı kaldıkları sürece başta
kalabilirlerdi. o kentin yasasıyla başa geçmelerine rağmen
tiranlar, başa geçtikten sonra kendilerini o yasaların üstünde
görürlerdi. bunun için de istediklerini yaparlardı.”
Tiran;
(Vikipedi)
“(: τύραννος, tyrannos), ve kurallarından bağımsız bir
yönetim biçimi sergileyen önder. Terimin kökeni 'a dek
uzanmaktadır.
ve 'e göre; aldığı kararlarda hukuk dışına çıkan,
altındakilerden çok kendi hakkını gözeten, başkalarına olduğu kadar
kendi halkına da gösterenler tiran olarak tanımlanır.”