Her 100 kadından 10'unda görülüyor! Bu sendroma dikkat edin
Abone olPolikistik Over Sendromu'nun tedavi edilmediği takdirde birçok hastalığa davetiye çıkardığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı R. Ada Bender,
Bender, sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü
bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı
olarak gelişen hormonal bir hastalık olan polikistik over
sendromu(PKOS) hakkında bilgi verdi.
Dr. Öğretim Üyesi Bender; sendromun Tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, doğurganlıkta azalma ve kansere de neden olabileceğinden tanı ve tedavisinin önemli hale geldiğini ifade etti.
Dr. Öğretim Üyesi Bender; polikistik over sendromunun düzensiz adet kanamaları, akne, obezite, insülin direnci, erkek tipi tüylenme artışı ve erkek tipi saç dökülmesi gibi bulgularla ortaya çıktığına dikkat çekti. Bender, toplumdaki her 100 kadından 5 ila 10’unda polikistik over sendromu ve komplikasyonlarının görüldüğünü belirtti.
“Depresyon ve duygu durum değişiklikleri sıkça
görülmektedir”
Dr. R. Ada Bender, “Bu hastalarda Tip 2 DM, kan yağlarında
yükselme, koroner kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, rahim, meme
ve yumurtalık kanseri riski normal popülasyona göre anlamlı şekilde
artmıştır. Bu hastalarda gebelik oluşursa düşük ve düşük doğum
ağırlıklı bebek doğurma riski de normal kadınlara göre daha yüksek
bulunmuştur. Depresyon, duygu durum değişikleri ve dikkat eksikliği
PKOS’lu hastalarda sıkça karşılaştığımız diğer komplikasyonlardır”
dedi.
Polikistik Over Sendromu tedavisi
Hastalığın tedavisinden de bahseden Bender, “Tedavi hastanın mevcut
bulgularına yönelik olarak düzenlenir. Her hasta için tedavide
ortak ve önemli nokta ise yaşam şeklinin değiştirilmesidir.
Hastalarda diyet ve egzersiz, semptomları gidermek ve PKOS’a bağlı
oluşacak Tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, doğurganlıkta
azalma ve kanser gibi tehlikeleri önlemek için mutlaka gereklidir”
diye konuştu.
"Başarısız diyetler metabolizmaya zarar
verir"
PKOS’lu kilo artışı olan hastaların insülin direnci nedeniyle,
besinlerden fazla miktarda karbonhidrat alma ihtiyacı
hissettiklerini belirten Bender, “Buna da bağlı olarak bu
hastaların öykülerinde pek çok başarısız diyet girişimi vardır.
Belli bir hedef kiloya ulaşmadan bırakılan diyetler ve kişinin
diyet yaparken yiyemediği tüm besinleri pes edip diyeti bırakarak
fazlaca tüketmesi daha fazla kilo artışına neden olur. Başarısız
diyetlerin tüm bu sonuçları nedeniyle metabolizmaya zarar vermek
kaçınılmazdır. Bu nedenle PKOS’da diyet hastanın değil bir
diyetisyenin belirlediği şekilde yapılmalıdır. Hazırlanan bu diyete
eksiksiz bir şekilde uyum şarttır. Kilo kaybının PKOS’lu hastalarda
yumurtalık fonksiyonlarının düzelmesini, insülin seviyesinin
düşmesini ve vücutta artan androjen (erkeklik hormonu) yükünün
azalmasını sağladığı yapılan “Bilimsel Çalışmalarla”
gösterilmiştir. Diyete ek olarak günlük ya da günaşırı yapılan
egzersizler de insülin direncini azaltmaktadır. Egzersizde de diyet
de olduğu gibi devamlılık önemlidir” sözlerini ifade
etti.
“Gebelik isteği tedavi protokolü için önemli bir
bilgidir”
Diyet ve egzersize ek tedaviler için hastanın gebelik isteği olup
olmamasının önemine de değinen Bender, “Gebelik istemi olmayan
hastanın adet düzenini sağlayacak, kilo vermesini kolaylaştıracak,
akne ve erkek tipi tüylenme ile saç dökülmesini önleyecek tedaviler
Kadın Hastalıkları ve Doğum hekimleri ile birlikte ilgili
branşlardaki hekimlerce düzenlenmelidir. Gebelik istemi olması
halinde diyet ve egzersize ek olarak PKOS’da bozulan yumurta
gelişimi ve yumurtlama fonksiyonu biz Kadın Hastalıkları ve Doğum
hekimlerince düzenlenmektedir. Özellikle kilolu hastalarda gebelik
istemi halinde birtakım değişikler mevcut olup yumurta büyütmek
için artık daha güvenli tedavilere geçiş yapılmaktadır” şeklinde
konuştu.