Hem şeytan taşlıyoruz… Hem tavaf yapıyoruz!..

İktidarın sakin güçlerinden biri olan Başbakan Yardımcısı Canikli süreç için tarihe not düşecek anlamlı bir söz söylüyor…

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Referandum sürecinin iktidar ayağının çok önemli kilit  isimleri var…

İşte onlardan biride Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli...

Canikli  dün memleketi  Giresun’un Güce ilçesindeki mitingde yaşanan süreç ile ilgili  çok anlamlı sözler kullandı..

Dedi ki..

“Göreve geldiğimizden beri 'şeytan taşlamaktan tavaf yapamaz hale geldik' demiyoruz. Hem şeytan taşlıyoruz, hem tavaf yapıyoruz. Ama şeytan hiç eksik olmadı, hem içeride hem dışarıda.

Tarihe not düşen bir söz…

Sonrada;

Bu topraklara göz dikersen, herhangi bir şekilde bu milletin geleceğiyle ilgili hain bir takım planların varsa, o planları da kafalarınıza geçiririz” derken 16 Nisan için sözü  kontrollü darbe benzetmesi yapan Kılıçdaroğlu'na getirdi..

Millete dedi ki; 

‘16 Nisan’da birilerine kontrollü Osmanlı tokadı atmaya hazır mısınız?’

Unutmadan kaleye geçirme meselesine yazımın finalde geleceğim…

Yazımızın konusu da Başbakan Yardımcısı Canikli...

*

Şu bir gerçek ki 14 yıllık AK Parti iktidarının çok farklı bir ismi!..

Karınca misali çalışan bir adam…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beyin takımının en önemli isimlerinden biri olmasının sorumluluğunu ne kadar artırdığı görmek için üstlendiği görevlere iyice bakmak gerekir…

Ekonomiden tutun yatırım ortamların geliştirilmesine..…

BDKK’ dan SPK’ya…

Çıkarılan KHK’lerden TMSF’ ye kadar sorumluluklar onun üzerinde…

Üstlendiği bu ağır sorumluluklar, her babayiğit devlet adamının başarılı şekilde altından kalkacağı işler değil…

Öte yandan referandum sürecinin en çalışkan isimlerinden biri …

O da Türkiye’nin her bir köşesini ziyaret ederek Cumhurbaşkanlığı Sistemi  için halktan ‘Evet’ oyu istedi…

Taşın altına elini değil, bedenini koydu…

Canikli çok farklı bir isim…

Türk siyasetinde öyle insanlar vardır ki ülkelerine önemli hizmetler yapmalarına rağmen hep sessiz bir yürüyüş ortaya koymuşlardır..

Hiç gündemde yer almamışlardır...

Hiç medyatik olmamışlardır…

Mizaçları gereği hep soğuk bir insan gibi algılanmışlardır…

Ömürleri çalışmak ile geçmiştir..

Millete hizmet etmekten başka bir şey düşünmemişlerdir…

Arkalarında en küçük kırılma noktası yoktur…

Göründüğü gibi adamlar olmuşlardır..

Nerelerden gelip nereye gittiklerini çok iyi özümsemişlerdir…

Sırça köşkleri değil ama kimsesizlerin kimsesi olmayı bilmişlerdir…

Dava adamı olmuşlardır…

Maneviyat, sadakat, vefa, hizmet düsturları olmuştur..

Başarı merdivenlerini atlaya atlaya değil, özümseye özümseye çıkarlarken, Üstat Necip Fazıl’ın “Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değildir” anlayışını kendilerine ilke edinmişlerdir..

Halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğunu benimseyen adam olmuşlardır..

Tam bir görev adamıdırlar..

İşte Başbakan Yardımcısı, AK Parti Giresun Milletvekili Nurettin Canikli öyle bir adam…

Uzun yıllardır Karadenizli bir hemşehrisi olarak takip ediyorum. Bu toprakların yetiştirdiği ciddi, tutarlı ve ilkeli bir devlet adamı olduğunu söylemek zor değil…

Şöyle bakıyorum…

Övülmeyi asla sevmeyen mert bir adam...

Kısır çekişmeler içinde hiç olmamış…

Liderine tam sadakat ile bağlı kalmış…

Görev verilmiş koşmuş, verilmemiş nöbetçi gibi beklemiş…

Koltuğun güç verdiği adam değil, ‘KOLTUĞA GÜÇ VEREN ADAM’ yakıştırması onun için en doğru söz olacaktır..

Liyakat deniyor ya...

Bakın arkasına 10 numara!..

Bürokrasinin içerisinden gelip Recep Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği  yol arkadaşlarından biri  olarak 14 yıldır ülke yönetimine üstlendiği görevlerinin hakkını vererek damgasını vurmayı başaran bir adam o…

 

*

Daha önceki bir yazımda dile getirmiştim…

Giresun’un Alucra ilçesinden çıkıp Giresun İmam Hatip Lisesi’ni bitirirken, arkadaşlarıyla birlikte Giresun Kalesi’ne ‘Tek yol İslam’ yazarak siyasi mücadelesine başlamış! O günleri bir söyleşinde şöyle anlatmış:

“Esas itibariyle geleceğe yönelik rasyonel şekillenme Giresun İmam Hatip Lisesi'nde ortaya çıkmaya başladı. Çatışmalar, kavgalar olurdu ama bunlar da olurdu. Sadece Giresun'da değil bütün imam hatiplerin karakteristik özelliği olarak ortaya çıkardı. Tartışma konuları entellektüeldi. Onların argümanlarını çürütebilmemiz için onların beslendiği ana öğretiyi bilmeniz gerekir. Arkadaşlarımızla birlikte Kapital'i okuyup anlamaya ve o münazaralarda cevap vermeye çalışırdık ama anlamazdık. Üzülürdük. Milli iradeyi temsil etmeyen jakoben yaklaşımlara karşı Türkiye'yi korumamız, kurtarmamız gerekirdi. Kavgamız buydu.”

Siyasi mücadelesi 70’li yılarda böyle şekillenmiş..

Giresun’un Alucra ilçesinin bir evladı olarak arkasında hiçbir güç olmadan çıktığı hayat yolculuğunda neleri başarabileceğini gösterdi...

Maliye Başmüfettişliği, Gelirler Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı ve İstanbul Defterdarlığı görevlerinin ardından AK Parti kurucuları arasında Erdoğan’ın en güvendiği yol arkadaşı olarak girdiği siyaset yolculuğunda üç dönem milletvekili ve iki dönem bakanlık yapıp örnek bir devlet adamı 

duruşu sergileyerek 15 yıldır milletinin huzurunda olmak kolay mı?

16 Nisan sonrasının yeni döneminde de hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yine en önemli yol arkadaşlarından biri olacağını söylemek hiç de zor değil…

Sözün özü şu…

Bu ülkeye devlet yönetiminde önce bürokrasi sonra da siyasette önemli hizmetler yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’yi  arkadaşları üstat Necip Fazıl’ın  sözü ile anlatıyor…

“Bir namazım, bir duam bir de eski seccadem. Hepsi, hepsi bu kadar. İşte benim sermayem”

İşte Canikli’nin sermayesi bu…

*

Gelelim yazımızın sonunda  şimdi  birilerini çok rahatsız eden Kılıçdaroğlu'nu şu kaleye geçirme fıkrasına…

Çünkü  maç saati geliyor!..

Canikli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trabzon mitinginde anlattığı ve Kılıçdaroğlu’nu kaleye geçirdiği sportif bir fıkrayı birileri hala unutmamış ve kasıtlı olarak başka noktalara çekmiş…

Yani böyle bir siyasi benzetme nedense zorlarına gitmiş!

Kimdi onlar?

Yıllardır bu milletin oy verdiği insanlara hakaret dolu yazılar yazanlar!..

Millete 'Bidon kafalılar,göbeğini kaşıyan adamlar'  diyenler...

Yani önce aynaya bakın denmesi gerekenler şahsiyetler!...

‘15 Temmuz kontrollü darbedir’ diyerek o gecenin şehitlerini mekanlarında; tanklara, bombalara, kurşunlara kendilerini siper eden  milletimize alenen hakaret eden  Kılıçdaroğlu’n için tek kelime söz edemeyenler, Kemal bey il birlikte 16 Nisan’da kaleye geçecekler!..

Sürprizde değil…

Sanki her seçimde kaleye Kılıçdaroğlu ve onlar  geçmiyor, çakma değil gerçekten  iyi bir santrafor olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’da 14 yıldır attığı gollerle gol krallığına devam etmiyordu!..

Ne var yani..

Reis şimdi yanında ne olur ne olmaz diye  Canikli’yi de hazırlamış…

Tribünler tıklım,tıklım  ‘Haydi reis haydi. Tam zamanı şimdi ’ temposu ile maç saatini bekliyor…

Madem öyle biz de böyle anlatalım dedik…

Ne demişler..

İşte Halep işte Arşın ya aşarsın ya biçersin!...