Hedefteki Reza Zarrab her şeyi anlattı
Abone ol17 Aralık operasyonunda gözaltına alınan ve hakkında dava açılan işadamı Reza Zarrab, Sabah gazetesine konuştu.
İşadamı Reza Zarrab "Cezaevindeyken, 'Suçu hükümetin
üstüne yık, tahliye kâğıdını göreceksin' garantisini verdiler.
Kabul etmedim" dedi
Reza Zarrab adını sanatçı Ebru Gündeş'le yaptığı evlilik sonrası
duyurdu. İranlı'ydı, altın ticareti yapıyordu. 17 Aralık 2013
sabahı yapılan polis operasyonunun merkezinde yer aldı. Dönemin
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğullarının da
adının karıştığı operasyonda hapse atıldı.
Türkiye'nin İran'dan aldığı gaza karşılık sattığı altın ticaretine
aracılık ederek, 87 milyar euroluk kara para trafiğini yönettiği,
altın kaçakçılığı yaptığı, bakanlara yüklü miktarlarda rüşvet
karşılığında kamudaki sorunlarının çözümü için kendisine imtiyazlar
sağladığı iddia edildi. Cezaevine girdi, 70 gün hapis yattı
ardından suç vasfının değişme ihtimali doğduğu gerekçesiyle
tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.
Zarrab, 4 aydır sürdürdüğü suskunluğunu, Sabah gazetesinden
Şaban Arslan'a bozdu. İşte Zarrab'ın o açıklamalarından satır
başları:
YATAK ODAMDAN ALDILAR: Cezaevindeyken, "Suçu
hükümetin üstüne yık, tahliye kâğıdını göreceksin" garantisini
verdiler. Kabul etmedim. Sabah 5 buçukta, en mahrem yerden, yatak
odamdan alındım. Kapıda 20 kameramanı görünce, bunun bir darbe
operasyonu olduğunu anladım.
GANA'DAN GELEN ALTIN: Gana'dan gelen 1.5 ton altın
vardı. Biz ithalat kısmında, gümrüğe başvuru yaptığımız zaman bu
uçağın evrakının olmadığını öğrendik. İthalattan vazgeçtik. İfade
almadılar, bir şey yapmadılar ama günlerce manşet oldu. Gümrüğe
başvurduk. Bir soruşturma geçirdik ve mahkeme, herhangi bir
kaçakçılık ve kaçakçılığa teşebbüs olmadığına, sahte evrak
kullanılmadığına dair takipsizlik kararı verdi. Tüm amaç, algı
yönetimi ve operasyonuydu.
BAKAN'A SAAT: Bu saat nereden geldi? "700 bin
liralık saat mi olur" dediler vs. Koskocaman 200 trilyonluk altın
ticaretinin analizini herkes bırakmış, saat analizi yapıyorlar.
Bakın saatle alakalı mahkemeye sunulan belgelerden sonra, o saati
diline dolayan beyefendilerin nasıl bir özür dileyeceklerini çok
merak ediyorum.
ZAFER ÇAĞLAYAN'IN PİYANOSU: O saati Sayın
Çağlayan'ın koluna Paralel mi taktı? Zarrab mı taktı, Sayın Bakan
kendi mi taktı? Hepimiz göreceğiz. Piyanoyu da göreceğiz... Sadece
bu ikisi değil, dosyadaki bütün detayların cevabını göreceksiniz.
Gizlilik kalktığında er ya da geç, 2-3 ay sonra ortaya çıkacak.
BAKAN GÜLER'E RÜŞVET İDDİASI: 2006 veya 2007'de
Türk vatandaşlığına geçtim. O dönemde İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'ydu. 1984'ten itibaren Türkiye'de yaşayan bir insan olarak,
ağabeyimin vatandaşlık alması sizce anormal bir şey mi? Kaldı ki
ağabeyimin vatandaşlık başvurusu Sayın Güler'in bakanlığından
önceki bir döneme dayanıyor. Kabulü, Sayın Güler'in olduğu dönem.
Abimin şirketi geçen yıl en fazla büyüyen ihracatçı şirket ödülü
aldı. Müsaade edin de bu adam da alsın artık vatandaşlık.
'BABEK ZENCANİ İLE 4 DAKİKA GÖRÜŞTÜM'
"Bu 87 milyar euro rakamına gelince... Bunun araştırması o kadar
basit ki. Bakın, İran'ın Türkiye ile yıllık ticaret rakamı 3.5
milyar eurodur. 87 milyar euronun birikmesi için 24 yıl İran'ın
Türkiye'deki fonuna dokunmamış olması lazım.
YAPTIĞIM TİCARET YASAL: Bu iddiaları ortaya atan
insanlar, ya matematik bilmiyor, ya da algı yönetimi yapıyor.
İllegal yollardan elde edilmiş para, kara para olur. Benim yaptığım
tüm ticaret, bankalar üzerinden yapılmıştır. Devletin tüm
kurumlarının denetimine açık yapılmıştır. 200 ton altın ihraç edip
Türkiye'ye 25 milyar TL gelir sağladım. Cari açığın yüzde 15'ini
ben kapattım. Babek Zencani'yle arkadaş da değilim ortak da. Toplam
görüşmem, 4 dakikayı geçmez. İran'da hakkımda tutuklama kararı yok.
Dilediğim zaman gidip gelebilirim. Orada şirketlerim var ve babam
da şu an orada.
MİKTAR GİDEREK ARTIYOR: Gözaltına alındığımız gün
Zafer Çağlayan'a verildiği iddia edilen rüşvet rakamı 50 milyon
dolarlardaydı. Mahkemeye çıktığımızda 100 milyon dolar oldu.
Tahliye olduk, 150 milyon dolar oldu. Herhalde ihtarname açılana
kadar 1 milyarı bulur."
'AMBARGOYU DELMEDİM'
"Ben hiçbir zaman İran'a konulan ambargoyu delmedim. 1 Temmuz'da
biliyorsunuz altına ambargo geldi. Sakıncalı bir ürün ilan
edildikten sonra biz bu ticareti durdurduk, devam etmedik. "Geride
kalmış bir ticaretin sorgulaması neden 17 Aralık'ta yapıldı"
sorusunun cevabını ben de merak ediyorum. Bunun yanında herkes beni
bu güne kadar medyadan gördüğü kadarıyla, 4-5 yıl önce Türkiye'ye
yerleşip ticaret yapan bir insan olarak tanıyor. Oysa ben 1
yaşımdan beri (1984) Türkiye'de yaşıyorum.
'ALTIN TİCARETİM TAMAMEN YASAL'
"Yaptığım ticaret tamamen legal. Altında kaçakçılık mümkün değil.
Çünkü altında vergi ve KDV yoktur. Mahkemeye çıktığımda, hâkim bana
bu iddiayı yönelttiği zaman, altında KDV ve ÖTV olmadığını
söyledim. O da şaşırdı, bilmiyordu bunu."