İnsan yaşantısında ister istemez eski ile yeniyi karşılaştırma
ihtiyacı hisseder. Son zamanlarda esen tesettür modası haberleri
karşısında da bende bunu yaptım.
Annelerin babaannelerin tesettür anlayışını düşündüm.
İlginç bir olay anlatayım size;
Bir arkadaşım anlatmıştı; anneannesi Alzaimer hastası olmuş ve
hastalık iyice ilerlemiş. Yatalak haldeyken erkek torunu odasına
her girişinde o yatalak haliyle başındaki örtüyü yoklayarak başının
örtülü olup olmadığını anlamaya çalışıyormuş.
Aklı gitmiş fakat kalbinde imanı olan bir kadının
verdiği tepki işte bu.
Peki, ya şimdi!
Yemin ederek söyleyebilirim, sokakta başı açık olan bayanlardan
daha açık durumda olan sözde tesettürlüler…
Sosyal medya ortamlarında yüzünde bir evin boyasına yetecek
kadar boya ile abuk-sabuk resim çektirip paylaşıp mahremini
sakınmayanlar…
Söyler misiniz o başınızdaki başörtüsü sizi sakınma
duygusuna itmiyorsa ne demeye örtünürsünüz!?
Kapitalizmin muhafazakâr değerlerimizi alt üst etmesine neden
müsaade edersiniz?
Siz tesettürü süs şeklinde algılarken ve bu algınızı birileri
pompalarken hiç mi durup düşünmezsiniz?
Sektör haline sokulan tesettürde birilerinin cebi doluyor. Bizim
kadınlarımızın da günah defteri kabarıyor.
Yetmiyor, erkeklerimizin günahına da girmiş oluyorsunuz!
İstedikleri tam da buydu, oldu…
İslam ile hiç alakası olmayanlar İslam’ı kullanarak kendilerine
bir pazar alanı açtılar. Başörtüsü de bu pazarın alelade malı
oldu!
İstanbul Modest Fashıon Week moda furyasını tetikliyor
Müslüman kadınının “sözde tesettür imajı”’nı podyuma
çıkarıyor.
Podyumlar yetmiyor bu değişimi tetiklemeye, bir de “Dünya
Modasını Buluşturan Ülke Türkiye” isimli bir panelle organizasyon
büyütülüyor!
Dün yarı çıplak podyumlarda dolaşanlar bu gün sizi kafalamak ve
markalara onlarca para ödemenizi sağlamak adına Allah’ın emri olan
tesettüre bürünüp alay edercesine oralarda salınacaklar.
Dini hayatın içini boşaltıp sadece şekilden ibaret bir
tesettür, örtünme; güzel görünme açılmış ve saçılmışlığın yeni bir
versiyonundan ibaret.
Allah neden örtünmeyi emretmişti?
Tesettürün kadın için anlamı neydi?
Tesettürün ölçüsü var mıdır?
Bu basit soruları bile günümüzün sözde tesettürlü bayanlarının
ve eşlerinin ve de anne-babalarının kendilerine sorduklarını bile
zannetmiyorum!
Geçmişte başlarındaki örtünün ne olduğunu anlamak için
kızlarımız okurlardı. Şimdiki kızlarımızın dolaplarında
kitap yerine marka eşarp ve kıyafet koleksiyonları
mevcut.
Buradan iktidarı da uyarmamız ve artık azami derecede
dikkatli olunmalıdır demek zorundayız.
Batı bir sektör haline getirdiği moda akımları ile
kadınlarımızı resmen avlıyor.
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve
(öteki) bütün mümin kadınlara (toplum içine çıktıklarında) dış
kıyafetlerini üzerlerine almalarını söyle! Bu, onların (temiz
kadınlar olarak) tanınmalarını ve rahatsız edilmemelerini temin
eder. Ama (unutma ki) Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmet
kaynağıdır!) vb. ayetleri açık ve net bir şekilde önümüzde
dururken!” (Ahzap-59)
Ve Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif'inde tam da bu günü işaret
etmiştir. “Giyindiği halde açık olan (teni gösteren ince elbise
giyinen veya bedenlerinin bir tarafı tamamen açık olan). Erkeklere
olan meyillerini yansıtan/veya omuzlarını sallayarak, çalımlı (kötü
kadınların yürüyüşüyle) yürüyen. Başları bir tarafa meyleden
develerin hörgücü gibi olan kadınlar. Bu kadınlar cennete giremez
ve cennetin kokusunu dahi koklayamazlar.” (Müslim, Libas,
125)
Ölçü Allah’ın koyduğu ölçü olması gerekirken Müslüman kadının
dinlemesi gereken makam, moda markaların makamı mıdır?
Demem o ki; kadın bir sektörde obje olup kendin e münhasır bütün
kimliklerini kaybederek sadece “kadın” olarak kaldı!
Haydarpaşa, geçmişinde yangınlara şahit olan bir mekân.
Yarın-öbür gün yapılacak sözde moda fuarı ile kadının kadınlığının
yandığı ve tesettüre yapılan zulümle tekrar yanacak.
Ve bu yangın sadece maddi yangın olarak
kalmayacak!