Hayatta en hakiki mürşit ilim değilmiş!
Abone olYaptığı çıkışlarla entelektüel gündemde tartışma yaratan Hilmi Yavuz son söyleşisinde özellikle Kemalistleri çok kızdıracak...
İNTERNETHABER
Çeşitli zamanlarda yaptığı tespit ve polemiklerle entelektüel
gündeme damgasını vuran felsefeci ve şair Hilmi Yavuz'dan
yine sarsıcı tespitler geldi. Zaman Gazetesi'nin 'Kitap Zamanı
Eki'nde Can Bahadır Yüce ile yeni çıkan kitabıyla ilgili
Yavuz, "Hayatta en hakiki mürşit"in
'ilim' değil 'akıl' olduğunu
söyledi.
İşte Yavuz'un gerekçelendirmesi:
- Hocam, kitabın Sunuş'unda alafrangalığımızın tarihini belirleyen
sebepleri sayarken modernleşme, Oryantalizm ve rasyonalite
(dolayısıyla Aydınlanma) kavramlarını sıralıyorsunuz. Kitabın ilk
bölümündeki yazılar Aydınlanma üzerine. Bunu, alafrangalığımızın
tarihini belirleyen en önemli kavramın Aydınlanma olduğu şeklinde
mi okumalıyız?
Elbette! Cumhuriyet modernleşmesi Aydınlanma'nın yanlış okunması
(ya da yanlış tercüme edilmesi) ile malûldür. Kant'ın o çok ünlü
“Aydınlanma Nedir?” risalesinde özetlendiği
biçimiyle, insan hayatında en ‘hakiki' yol
gösterici ‘Akıl'dır. Fakat Cumhuriyet, bunu
“en hakiki mürşit, ilimdir” diye okumakla
malûldür. Bu, bilimin dışında kalan ne varsa tümünün akıl-dışı
olduğu anlamına gelir. Oysa gündelik hayatımız, bilimin
rasyonalitesi dışında, tümüyle rasyonalizasyonlara dayanır.
Mutfakta elinden bardağı düşüren birine “Neden
düşürdün?” sorusu, yanıtın ‘genel yerçekimi
yasası' olduğunu öğrenmek için sorulmaz;- onu “sen
niçin düşürdün?” sorusunun cevabını öğrenmek için sorulur:
Ayağı halıya mı takılmıştır, kulağının çevresinde arı mı
dolaşmaktadır… vb. gibi!
‘Bilim’ ve ‘Akıl’ farklı şeyler
Rasyonalizasyonlar, ‘Akıl' ile ‘Bilim'in ayniyetinden
(özdeşliğinden) söz edebilmemizi mümkün kılmaz. Din, gündelik
hayatın rasyonalizasyonunda, insanın başvurabileceği en kuşatıcı
referanslardan biridir. Dinin kamusal alanda dolaşımını meşru kılan
da onun gündelik hayatın rasyonalizasyonunu sağlayan en önemli
imkân oluşudur.