Hasan Doğan'ı yazmak!..

Bu ülkede "Mitomani " hastalığına yakalanmış sözde yazarlar yalancılığı ustalık haline getirmiş.Hele biri var ki !...

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Bu ülkede öyle sözde yazar ve aydın  geçinen insanlar var ki, beyinleri sadece mikser görevi görmek için çalışıyor…

Psikolojik tedaviye muhtaç, yalan, fitne, fesat üretim merkezinin baş aktörleri olarak karşımıza çıkıyorlar…

Öyle tipler ki!

Gündem yaratmak için pırıl pırıl insanlara atamayacakları çamur yoktur…

İşte onlardan biri de ne hikmetse eski Cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül’ün danışmanlığını da yapmış olan bir Takan!

Takip ediyorum…

Rahatsız bir tip…

Adeta  “MİTOMANİ” hastalığına tutulmuş bir adam…

Yani ruhsal sıkıntıları var…

Soyadı “Takan” ama bu ülkenin değerlerine karşı “Takıntıları” psikolojik rahatsızlığa dönüşmüş kardeşimizin…

Takan, bugüne kadar hiç kimsenin aleyhinde tek kelime kalem oynatmadığı, herkesin sevgi ve saygı duyduğu Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Dr. Hasan Doğan’a yönelik ima yoluyla çamur atmaya çalışan bir yazı kaleme alınca, duyarsız kalmam mümkün olmadı…

Çünkü Hasan Doğan sadece Hasan Doğan değil…

Milletin evindeki biziz!..

Bu ülkenin yetiştirdiği değerlere adeta  “Mitomani” hastalığına tutularak çamur atmaya kalkanlarla mücadele etmek, bu ülkenin gerçek aydınlarının görevidir…

                                              ***

Takan son yazısında diyor ki;

“Beştepe civarlarında, Çukurambar dehlizlerinde önceki gün seyretmeye değer bir trafik vardı. Yerlerinde duramayıp zıp zıp zıplayan bir sürü pahalı takım elbiseli adamlar, ellerindeki son model iPhone telefonla saraya ulaşıp özel kalem müdürü Hasan Doğan'la görüşmeye çalışıyordu.

Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarını çok merak ediyorlardı!Kurullarda kimler olduğunu.Kendileri için bir şey istiyorlarsa namerttiler! 

Gözlerine uyku girmedi.Çoğu da zaten dün sabah Resmi Gazete'den aldı haberi.Bu arada müdür Hasan Doğan da onca "yakın ilişkiye" rağmen epey sitem aldı.Bazıları, Hasan Doğan'a ulaşamayınca, müdürün birilerine sürekli kıyaklar yaptığını iddia edip durdu. Çok duygusal olarak!

Anlatılanlara bakılırsa adamlar da haksız değildi hani!”

                                              ***

Çamurlaşmaya bakın…

Tedaviye muhtaç bir ” Mitomani” hastası…

Nedir bu hastalık?

Daha  çok dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlanabilir, kişi yalan söyleme dürtüsünün önüne geçemez. Karşısındaki insan onun bu yalanıyla ilgilenmeyecek olsa bile bu yalanı söylemekten kendisini alamaz. Kişi kendisini daha önemli hissettirmek için söyler.

Takan  o  küçücük beyni ile ironi yaparak Hasan Doğan ismi üzerinde soru işareti bırakmak istiyor…

O küçük beyni ile itibar suikastı yapmaya çalışıyor!..

Bir söz vardır;

“İnsan genellikle başkasına sürmek istediği çamura bulanır…”

O kirli ellerinin çamuru Hasan Doğan üzerinde  tutmaz Takan efendi!

Bu ülkenin yetiştirdiği son derece saygın, başarılı bir büyükelçiye ve bu ülkenin Cumhurbaşkanının büyük güven duyarak özel kalem müdürlüğünden öte gördüğü , bugüne kadar arkasından muhalefet dahil  tek olumsuz laf ettirmeyen  bir insana çamur atmaya kalkmak "MÜPTEZEL' olmak ve "MİTOMANİ" belirtisi baş gösteren hasta olmaktan başka bir şey değildir...

Peki Hasan Doğan kim Takan efendi!..

Anlatalım mı?

Liyakat sahibi devletine ve milletine hizmet yolunda her günün ardından alnı açık başı bir şekilde  arkasında pırıl pırıl bir geçmiş bırakarak yürümeye devam eden bir adam…

Liderine sadakat ise sadakat…

Tekrar hatırlatmak ta fayda var. En can alıcı örneğini Bakan Berat Albayrak 15 Temmuz gecesi ile ilgili anlatmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi hainler Marmaris'te kaldığı otele saldırmadan 15 dakika önce oradan ayrılırken, o geceyi Erdoğan’ın yanında yaşayan  Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Hasan Doğan ile ilgili yaşadığı anıyı bakın nasıl anlatmıştı…

"Helikoptere sığma konusunda sıkıntı yaşandı. Hasan Bey kahramanlık sergiledi. ‘Benim için Cumhurbaşkanımın yaşamı önemli. Eşim ve çocuklarım burada kalsın’ dedi. Eşini ve çocuklarını arkasına bakmadan orada bıraktı.”

İşte böyle bir adam Hasan Doğan,

Takan efendi sen 15 Temmuz gecesi olan bitenleri evinde rahatça TV’den izlerken;

Hasan Doğan vatanı, milleti ve devletine sadakat uğruna ailesini ölüme bırakıyor, kendi lideri ile birlikte ölüme uçuyordu…

Lidere sadakat, liderin şahsında tecessüm ettiğini gördüğümüz değer yargılarına, hayallere ve hedeflere de sadakati gerektirir. Millet adına yetki kullanan herkes bu sorumluluk duygusu ile hareket etmelidir.

İşte ‘Hasan Doğan’ bu sözün kendisidir…

Peki sen kimsin Takan efendi!

Edebiyatçı Balzac bir sözünde der ki;

“Yalancılık; meslek dalı olarak ilan edilmeli artık. Çünkü çok fazla ustası var!”

İşte bir numaralı ustası sensin Takan efendi!..

Hal böyle olunca Devlet Bahçeli’nin partisi üzerinde oyun oynayanlara yönelik “Aklınızı başınızdan alırız” sözü aklıma gelmedi değil…

Aklını başına devşir !..

Bu ülkenin yetişmiş,millette karşılığı olan değerlerine çamur atma!..

Mide bulandırma...

Bak kardeşim!..

Arsızın yüzüne tükürmüşler"yağmur yağıyor"demiş!..

Arsızlık yapma!..