Hakim karşısında kopya sınavı
Abone olKopya iddiasıyla haklarında dava açılan bir kısmı üniversite görevlisi 30 sanığın yargılanmasına 19 Ocak günü başlanacak.
“Suç örgütü kurarak, önceden anlaştıkları kişilerin ÖSYM
sınavlarında kopya çekmelerini sağladıkları” iddiasıyla haklarında
dava açılan bir kısmı üniversite görevlisi 30 sanığın
yargılanmasına 19 Ocak Çarşamba başlanacak. Dava, Ankara 7. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülecek.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameyi kabul
eden Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptını düzenledi.
Mahkeme, tensip zaptıyla birlikte, Ankara'da bulunmayan sanıkların
savunmalarının alınması için sanıkların bulundukları yerin ağır
ceza mahkemelerine talimat yazdı.
İddianamede, Oruç Ali Uğur'un kurduğu ve yönettiği suç örgütü
aracılığıyla, Mart 2010'daki ÜDS, Nisan 2010'daki YGS, Mayıs
2010'daki KPDS ve ALES, Haziran 2010'daki LYS, Temmuz 2010'daki
KPSS'de kopya çekildiğine ilişkin iddialara yer verilirken,
Uğur'un, 7 yıldan 27 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilmesi
istendi.
İddianamede, 13 Eylül 2009'da gerçekleştirilen ve daha sonra iptal
edilen Polis Meslek Yüksek Okulları Öğrenci Adaylığı Sınavının
yapıldığı gün, internethaber.com sitesi muhabirinin ÖSYM'yi
arayarak, “Sınavla ilgili bir haberin sitelerinde yer aldığını ve
elektronik ortamda kendilerine 'Skandal yaratacak büyük iddia'
başlığıyla email gönderildiğini” bildirdiği belirtildi ve siteye
gönderilen mesajda, sınav sorularının ele geçirilerek, bazı
dershanelerce özel olarak seçilen öğrencilere iletildiğine ilişkin
ifadelerin bulunduğu kaydedildi.
BURSA'DA KAYIP 2 KİTAPÇIK
ÖSYM de savcılığa, “Sınav soru kitapçıklarının kontrolü sırasında
Bursa Sınav Merkezindeki bir salona atanan 40 adaydan 37'sinin
sınava katıldığını, ancak sınav sonrası 38 soru kitapçığının teslim
alındığını, sınava girmeyen adaylara ait 2 soru kitapçığının
bulunmadığını” ve “sınav sorularının deneme sınavlarından
esinlenerek hazırlanmadığını ve internetteki 103 sorudan 88'inin
sınav sorularıyla benzerlikler gösterdiğini” belirtti.
İnternet sitesine email gönderen kişinin tespit edilemediği, ancak
email'in ekinin incelendiği anlatılan iddianamede, olayla ilgili
çalışma kapsamında, şüphelilerin tespiti amacıyla Emniyet Genel
Müdürlüğü Bilişim Suçları ile Mücadele Şube Müdürlüğüne yazılan
müzekkere sonucunda Oruç Ali Uğur'un da arasında bulunduğu bazı
sanıkların teknik takibe alındığına yer verildi.
UĞUR'UN GÖREV YAPTIĞI SINAVLAR
Soruşturma sonucunda, Oruç Ali Uğur'un kurduğu ve Uğur ile birlikte
Özgür Fidan, Zülfü Biçer ve Soner Gökgül'ün yönettiği bir suç
örgütünün bulunduğuna kanaat getirildiği ifade edilen iddianamede,
Oruç Ali Uğur'un; 19, 20, 26 ve 27 Haziran 2010'daki LYS'de
gözetmen, 11 Nisan 2010'daki YGS'de salon başkanı, 2 Mayıs
2010'daki KPDS ile 10 Temmuz 2010'daki KPSS'de yine gözetmen olarak
görevli olduğu kaydedildi.
Sınavlarda sınav soru kitapçığını ele geçiren Uğur'un, elde edilen
cevapların, önceden belirlenen ve kopya çekilmesi konusunda
anlaşmaya varılan, gerekirse teknik cihazlarla destek verilen
adaylara gönderilmesini sağladığı anlatılan iddianamede, Uğur'un,
bu şekilde bazen haksız menfaat sağladığı, ancak bazen de
yakınlarına ve çevresindekilere karşılıksız yardımcı olduğu
anlatıldı.
Uğur'un, görev yaptığı sınavlarda “kamu görevlisi” sıfatını
taşıdığı vurgulanan iddianamede, “örgütün haksız menfaat temini
dışında, akrabalık, kişisel yakınlık gibi özel durumları tespit
edilen ve bu yakınlıkları sebebiyle kopya çekilmesi faaliyeti
sırasında kendilerine yardım edilen, aday konumundaki şüpheliler
hakkında ek takipsizlik kararı verildiği” ifade edildi.
EMNİYET İFADESİ ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Kamu görevlisi ve üniversite öğrencilerinin de arasında bulunduğu
sanıkların suçlamaları kabul etmediği bildirilen iddianamede,
şunlar kaydedildi:
“Ayrıca, hakkında ek takipsizlik kararı verilen U.K.U'nun, Emniyet
ifadesinde Ankara'da bir yerde kendisini Oruç Ali Uğur ve ismini
bilmediği bir erkek şahsın karşıladığını, telefon kartı
verdiklerini, KPSS'ye girdiğinde verdikleri numaraya kitapçığın
türünü mesaj olarak yollamasını istediklerini, sınav sabahı
oturumda tuvalet için dışarıya çıktığını, kitapçık türünü belirten
mesaj gönderdiğini, bitime 10-15 dakika kala tekrar tuvalete girip,
telefona gelen mesajı küçük bir kağıda yazıp yeniden sınav salonuna
gittiğini ve cevap kağıdına işaretlemeler yaptığını, sınav sonrası
kimliğini bilmediği şahısların telefon ve SIM kartı geri
aldıklarını, bu iş karşılığında kendisinin bir ödeme yapmadığını,
fakat 500 lira ödeneceğini bildiğini belirterek ifade vermesi, para
transferiyle ilgili görüşmeler, rüşvet anlaşmasına yönelik mesaj ve
konuşmalar birlikte değerlendirildiğinde, örgüt yönetici ve
üyeleriyle özel ilişki ve akrabalık durumları tespit edilemeyen ve
sınavlarda kopya çektikleri yönünde deliller bulunan şüphelilerin
bu işlemlerinin yapılması hususunda örgüt yönetici ve üyeleriyle
maddi menfaat temini konusunda rüşvet anlaşması yaptıkları
kanaatine ulaşıldığından, haklarında fiilen para verilmesi, menfaat
temin edilmesi olgusu tespit edilmese dahi rüşvet anlaşması
yapılması sebebiyle suç tamamlanacağından, rüşvet vermek suçundan
kamu davası açılması gerektiği görüşüne ulaşılmıştır.”
LYS'DE DE KOPYA İDDİASI
İddianamede, 21 Mart 2010'daki ÜDS, 11 Nisan 2010'daki YGS, 2 Mayıs
2010'daki KPDS, 9 Mayıs 2010'daki ALES, 19-27 Haziran 2010
tarihleri arasında yapılan LYS, 10 Temmuz 2010'da yapılan KPSS ve
31 Mart 2010'da yapılan Gazi Üniversitesi yeterlilik sınavında
kopya çekildiğine ilişkin iddialara yer verildi.
Sanıklar Oruç Ali Uğur ile Soner Gökgül'ün, teknik takibi devam
eden GSM hatları ile yaptıkları görüşmelerde 19-26 Haziran 2010
arasında yapılan LYS sınavında kopya çektikleri ve elde ettikleri
cevap anahtarlarını sınavlarda bulunan M.Y. ve M.K.U'ya cep
telefonu vasıtası ile ilettikleri yönünde deliller bulunduğu
belirtildi.
Oruç Ali Uğur, Soner Gökgül, Zülfü Biçer, Özgür Fidan yönetimindeki
örgütün, örgüt üyesi ve örgüte yardım edenlerin katılımıyla,
ÖSYM'nin sınavlarında teknik cihazlar kullanılarak önceden
anlaşılan kişilerin sınavda kopya çekmeleri karşısında, haksız
menfaat temin ettiği anlatılan iddianamede, örgüt yöneticilerinin
kendi branşlarında uzman öğretmen, öğrenci ve kamu görevlilerini
temin ettiği ve bu kişilerden, ücret karşılığı kendi branşlarındaki
soruları çözerek kendilerine ya da örgüt üyelerine ulaştırmalarını
sağladığı kaydedildi.
Bu suretle sınava giren ve örgütle önceden anlaşan kişilerin kopya
çekmelerinin sağlandığı anlatılan iddianamede, suç örgütü
yöneticilerinin ve üyelerinin sınav sırasında kullanılacak teknik
cihazları önceden temin ettikleri, sınav çıkışı bunları tekrar
toplayıp muhafaza ettikleri belirtildi.
Bu teknik cihazların sonraki sınavlarda da kullanıldığı, sınava
girecek ve kendi adlarına çalışacak şahısların sınav harçlarını
yatırdıkları, bu eylemlerin ülke çapında olması sebebiyle kendi
ikametgahlarının bulunduğu il dışında sınava giren bu kişilerin
barınma giderlerini de karşıladıklarına yer verilen iddianamede,
Oruç Ali Uğur ile Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesinde öğretim
görevlisi olan Abdülkadir Dilber, Elazığ Fırat Üniversitesi Sivrice
Meslek Yüksek Okulunda öğretim elemanı olarak görev yapan Zülfü
Biçer ve Selçuk Üniversitesi Yabancı Diller Bölümünde Okutman
olarak görev yapan Mustafa Dolmacı'nın da arasında bulunuğu 30
sanığın, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve üye
olmak”, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte
örgüte yardım etmek, rüşvet almak ve vermek, rüşvet alma ve vermeye
yardım etmek” gibi gerekçelerle cezalandırılmaları isteniyor.