Hakan'dan Vakit'e Ağca sorusu!
Abone olVakit gazetesinde Mehmet Ali Ağca’ya destek mahiyetinde manşetlerin yayınlanmasına Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan büyük tepki gösterdi!
Hakan "Vicdan testi" başlıklı yazısında "O manşetleri" atanlara
şu soruyu sordu:
Yazı : Ahmet HAKAN
www.hurriyet.com.tr
Vakit gazetesinde bir süredir Mehmet Ali Ağca’ya destek mahiyetinde
manşetler yayınlanıyor.
Gazete, beş gündür "sekiz sütun" üzerinden şöyle haykırıyor:
"Yücel Aşkın hapisten çıktı, bayram ettiniz...
Cumhurbaşkanı PKK’lı teröristleri affetti, sesinizi
çıkarmadınız...
Orhan Pamuk içeri girmesin diye yaygara kopardınız.
Ancak...
Sıra Mehmet Ali Ağca’ya gelince hepiniz birleşmiş, ’O dışarı
çıkmamalı’ diyorsunuz...
Bu çifte standarttır...
Yücel Aşkın hapisten çıktıysa...
Orhan Pamuk içeri tıkılmadıysa...
PKK’lı teröristler affediliyorsa...
Tabii ki Mehmet Ali Ağca da affedilecektir..."
***
Gazetenin bu tezi savunmak adına Mehmet Ali Ağca ile Orhan Pamuk ya
da Yücel Aşkın’ı eşleştirme gayretinin ne denli sorunlu ve çarpık
olduğuna işaret etmeye bile gerek yok...
İşin bu kısmına sadece gülünebilir.
Ayrıca...
Vakit gazetesinin İslami duyarlılığının altını çizmeye ve o
başlıkları atanlara "Bir katili hoş görmek İslam’da var mı?" diye
çıkışmaya da gerek yok.
Çünkü...
"Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir" şeklindeki
ilahi hükmün orada öylece durduğunu onlar benden daha iyi
bilirler.
O halde geriye sadece ’insani bir dokunuş’ ile netice alma ihtimali
kalıyor ki, ben de o ihtimal üzerinden gideceğim.
Ve Vakit gazetesinde o manşetleri atanlara insaniyet namına bir
soru soracağım.
Beklentim şudur:
"İnsan olmak" diye adlandırdığımız ortak değerin yol açacağı yüksek
ve vazgeçilmez bir adalet hissi uyandırmak.
***
Vakit gazetesinde o başlıkları atanlara sorum şudur:
Mehmet Ali Ağca, o kurşunları Abdi İpekçi yerine, sizden
birinin babasının, kardeşinin, amcasının üzerine yağdırsaydı...
Ağca, o soğuk şubat günü, sizden birinin bir yakınını
katletseydi...
Yine de o başlıkları atar mıydınız?
1979 yılının o karanlık gününde...
Acıların en büyüğü, sizin boğazınızda düğümlenseydi...
Aradan geçen 26 yılın ardından...
Ağca’nın hapishane kapısında Türk bayrağıyla karşılanmasına...
Yoluna karanfiller serilmesine...
Mercedes marka otomobile kurulup gezintiye çıkmasına...
Nasıl bakardınız?
Gazetenize "Orhan Pamuk içeri tıkılmadı... Yücel Aşkın dışarı
çıktı... PKK’lı teröristler affediliyor... Ağca neden içeride
kalacakmış" diye başlıklar atabilir miydiniz?
Yoksa...
Kendinizi nefes alamıyor gibi mi hissederdiniz?
O dışarıda gezdikçe dev bir sıkıntının pençesinde kıvranıp "adalet"
denilen olgunun içinizde nasıl da paramparça olduğunu mu fark
ederdiniz?
***
İdeolojilerin yol açtığı körleştirici etkiden kurtuluşu sağlamak
adına oluşturulmuş basitin basiti bir vicdan testidir bu...
Basittir ama etkilidir.
Zihinlerinde "Bizim katil/Onların katili" ayrımı yapanların tez
elden şifa bulmalarına yol açar.
Hangi ideolojiye mensup olursanız olun, bu vicdan testini kendinize
uyguladığınız anda, ’katil paylaşımı’ndan hemen vazgeçersiniz.
Çünkü hepimizin içinde bir yerlerde saklı olan bir cevher vardır ve
o cevher bizlere "Kendini başkalarının yerine koymayı öğren"
der...
Madem ki hepimiz bu sihirli telkine sonuna kadar açığız...
O halde Allah’tan umut kesilmez.