Hakan Şükür'ün Gülen sevgisi
Abone olTürk futbolunun yıldızı Hakan Şükür, Gülen'le ilişkisini gizlemiyor. Peki Hakan, Gülen'i niçin seviyor? Gülen, Hakan'ın hayatına ne zaman ve nasıl girdi?
Hakan Şükür "Fethullah Hoca konusunda çok net konuşmak
istiyorum" dedi ve içini döktü:.
"Seviyorum onu. İnancıma uygun olduğu, vatanını milletini sevdiği
için. Ziyaretine giderim... Bana gelinceye kadar onu kimler ziyaret
etti... Peki ben niye suçluyum!.."
İnançlı insanlara irticacı denilmesinden rahatsızım
Başarılı futbolcu Hakan Şükür "Nüfus cüzdanımda Müslüman yazıyor
ama af buyurun yok yere tarikatla anılıyorum" diyor ve ekliyor
"Telefonlarım bile dinleniyor".
Hakan Şükür ile röportajın dün yayınlanan bölümünde babasını
konuşmuştuk. Yıldız futbolcu babasının aşırı otoriter olduğunu,
kendi oğlu olsa asla böyle davranmayacağını söylemişti. Küçükken
basketbol hayali kuran, babası ne zaman arkasını dönse futbol
antrenmanlarından kaçan Hakan Şükür, gerçekten de bu kadar mı zorla
futbolcu oldu? "Yok canım" diyor. "En başta zorla oldu. Sonradan
bir baktım seviyorum ben bu işi. Hatta iyi de oynuyorum." Hakan
Şükür bir süre duruyor, gözlerini uzaklara dikiyor ve neden sonra
konuşmaya başlıyor. "Bakın ben çok erken yaşlarda çok önemli
mertebelere yükseldim. Çok küçük yaşlarda başarıyı tattım. Buna
alışmamak, bunu sevmemek mümkün mü? Tabii kesinlikle bedelleri de
var." Ne gibi? Tekrar hızlı konuşmasına dönüyor: "Babam otoriterdi
evet, ama biz ailecek çok zor şartlarda yetiştik. O zaman özellikle
bana hiçbir şey hissettirilmiyordu. Hani ben futbolcu olacağım ya.
Mesela papara yerdik. Zannederdik ki en iyi yemek o. Çok yıl sonra
bir gün annemden, o da yemin verdirerek öğrendim babamın aslında
iflas ettiğini. O zaman Genç Milli Takım'daydım. O gün kendi
kendime 'Tamam kesin futbolcu olacağım ve aileme bakacağım' diye
söz verdiğimi hatırlıyorum. Önümde başka seçenek yoktu açıkçası.
Tek kurtuluşum futboldu. O zaman öyleydi." Ya örnek aldığı, çok
beğendiği futbolcu? Hakan Şükür futbola adım attığı yıllarda Van
Basten'e özenirmiş. Sakızdan çıkan resimlerini gizli gizli
saklarmış. "O da uzun boylu, ben de öyleyim, ne kadar güzel diye
heveslenirdim" diyor. Hakan Şükür basamakları teker teker
tırmanırken kazandığı parayı hep ailesine teslim etmiş. "Evlenmeden
önceyekadar babamdan maaş alırdım" derken gülümsüyor. Öyle arzu
ettim öyle oldu."
MANKEN ARKADAŞLAR OLDU
Galatasaray'a transfer olduğunda hayatında ilk kez heyecanlanmış.
Florya Tesisleri'nden içeri girince etrafı detaylıca gezmiş. Hiç
kimseye çaktırmamaya çalışsa da heyecandan sabaha kadar
uyuyamadığını anlatıyor ancak bugün. Genç bir adam düşünün, yıldız
futbolcu, İstanbul'a geliyor, cebinde parası, peşinde manken
ordusu. Ne yapar ne eder? Nasıl olur da gece hayatından kopmayı
başarır? Hakan Şükür'e merak ettiklerimin hepsini bir bir sordum.
Büyük açıklıkla, son derece samimi bir şekilde cevap verdiğini
düşünüyorum. Zaman zaman bu söylediğimden sonra şimdi yine başım
ağrıyacak demesine rağmen, o da mutluydu anlatmaktan. "Bir şey
hissediyorum" dedim. "Sanki ilk defa bu kadar açık konuşmaktan,
hissettiklerinizi anlatmaktan memnunsunuz." "Memnunum ama..." dedi
ve sustu. "Memnunum aslında ama yazılı basında başlıklar her şeyi
belirleyebiliyor. Keşke sizinle bu röportajı televizyonda
yapsaydık. Mimiklerim, duygularım her şeyim ortada olurdu." Peki
ama o zaman bu kadar rahat konuşabilecek miydiniz? Bütün spor
programlarında sadece kendinizi savunan konuşmalar yapıyor, içinizi
dökmüyorsunuz ki. Gülüyor Hakan Şükür ve diyor ki "Konuşurdum.
Yaklaşım önemli. Veriş tarzı, soruş tarzı önemli. O formatta bir
program yok ki ekranda. Olsa herkes konuşur." Rahatlıyorum, belki
de herkesin en çok merak ettiği konuyu, Fethullah Gülen'i artık
sorabilirim.
* İstanbul'a ilk geldiğinizde nasıl bir hayatınız vardı? Gezip
tozar mıydınız? -Önceleri benim de kuvvetli bir gece hayatım vardı.
Şimdi evliyim, bunları konuşmak doğru olmaz ama manken
arkadaşlarımız da oldu, gece gezmelerimiz de. Ama benim bir
farkımvardı. Yakaladığım unvanı kolay elde etmedim ben. O yüzden
samimi olmak zorundaydım. Hatalarım oldu yanlışlarım oldu ama
örneğin hiçbir zaman antrenman kaçırmadım. Sosyal hayatım yüzünden
futbolum kötü etkilenmedi.
* Genç yaşta gelen şöhreti sindirmek zor olmadı mı? -Aslında
oldu.
* Pişmanlıklarınız var mı? -23-24 yaş itibariyle ben çok ağır
sorunlar yaşadım. Hem özel hayatımda hem de futbol içerisinde. Bu
sorunların üstesinden gelirken "Allah'ım neden hep benim başıma
geliyor" diye isyan ettim. Ve ondan sonraki süreç benim için büyük
bir şans oldu.
CENAZEYE GİDEMEZDİM
* Nedir o süreç? Dine dönüş falan mı? -Tabii, biraz öyle. İnanç
yönüm kuvvetlidir benim. Sabır duygum da bu kuvvetle birlikte
gelişti. Sorunlarla yaşamam gerektiğini öğrendim. Yanımda
duranlardan kim dostum kim düşmanım, onu da öğrendim. İslamın bir
boyutu, Allah'ın bir lütfu bu, gerçekten de işler çok daha iyi
gitmeye başladı.
* İnancınıza daha fazla sahip çıktığınız o dönem özel hayatınız da
çalkantılıydı. Eski eşinizin başını örtmek istediğiniz için çok
eleştirilmiştiniz. -Hayatım boyunca hiçbir zaman eşimin başını
örtmesini istemedim. Ben nasıl kapatabilirim birinin başını?
Bugünkü eşimin de durumu ortada.
* Eski eşiniz depremde vefat etti. Sık sık affedici, sabırlı ve
inançlı yönünüzü anlattığınız için soruyorum. Niye cenazesine
gitmediniz? -Vefat ettiğinde biz ayrılmıştık. (Yere bakıyor)
* Arkasından duygu yüklü bir de şiir yazmışsınız. Şiiri
gösteriyorum) -Hayır, ben yazmadım. Ayrılığımız sırasında medyaya
çok farklı yansıyan olaylar vardı. Eğer cenazeye gidersem ortaya
çıkan görüntüler iyi olmayabilir diye düşündüm. Oradaki insanların
bana karşı tepkileri farklı olabilirdi.
Her gördüğüme para vermem
* Fethullah Gülen meselesini de sormak istiyorum size. 23-24
yaşında isyan etmişken inancım sayesinde bu günlere geldim
diyorsunuz. Fethullah Gülen ile tanışmanız o döneme mi rastlıyor?
-Şimdi bakın bu konuda çok açık ve net cevap vermek istiyorum.
Benim hakkımda daha önce bunlar yazıldı çizildi, sanki ben
söylemişim gibi röportajım çıktı ama o röportajda bu konuyla ilgili
konuşmak istemediğimi söyledim.
* Niye? Gizli bir ilişki mi? -Hayır kesinlikle değil. Ben Fethullah
Hoca ile görüştüm, tanıştım, ziyaretine gittim. Kötü bir şey
yaptığıma inanmıyorum. Bu ülkede gerçekten de çok inançlı insanlar
var. İnanç sahibi olanların irticacı olarak görülmesinden
rahatsızım. Benim hayat tarzım, şeklim şemalim her şeyim açık.
Benim kimseden saklayacak bir şeyim yok ama üstüme geliyorlar.
Telefonlarımı bile dinliyorlar.
* Kim dinliyor telefonunuzu? -Belki de dinleniyordur yani
telefonlarım....
* Fethullah Gülen bağlantınızdan ötürü mü? -Bunların hepsini
yaşıyorum. DGM'ye gittim, ifade bile verdim, inancımla ilgili.
Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, ayrıca Hakan Şükür önemli bir isim.
Burada mütevazılığın dışına çıkıyorum ama af buyurun. Yani yok yere
tarikatla anılıyorum. Tarikat deniliyor, ben hiçbir zaman tarikat
olan bir şeyin içinde yer almam.
* Fethullah Gülen bir tarikat lideri değil mi yani? -Ben onu öyle
görmüyorum. Ayrıca oranın da bir tarikat olduğunu düşünmüyorum.
Eğer öyle bir şey olacak olsa ben kendi adıma böyle bir misyonu
yüklemem.
* Ne misyonunuz var sizin? -Kimseye bağlı olacak insan değilim, onu
söylüyorum. Nüfus kağıdımda Müslüman yazıyor ve dinimin gereklerini
yerine getiriyorum. Şimdi burada bazı isimleri öne çıkararak bizim
üzerimizden propaganda yapmasınlar.
* Fethullah Gülen bir tarikat lideri ve bildiğim kadarıyla davası
hâlâ sürdüğü için Türkiye'ye dönemiyor. Yani her şey sizin
söylediğiniz gibi saf inanç meselesi değil. Sizin gibi başarılı bir
futbolcunun onunla bağlantısı tabii ki eleştiriliyor. -Fethullah
Hoca'yı ziyaret ederim, evet. Bunu devletin her kademesine
söyledim. Burada yine haddimi aşacağım ama bana gelinceye kadar onu
kimler ziyaret etti. Bir çok devlet başkanı, bakan. Niye ben suçlu
oluyorum, niye benim üzerime geliyorlar?
* Fethullah Gülen'e karşı ne hissediyorsunuz? -Benim inancıma uygun
olduğu için seviyorum onu. Fethullah Hoca, bayrağını, vatanını,
milletini sevdiği için seviyorum onu. Bunda büyütecek bir şey yok
ki! Ayrıca eğitime yaptığı katkıları da seviyorum. Gittim
çalışmalarını gördüm. Okulları gezdim. Sadece Hoca değil bu alanda
kim ne katkı yapıyorsa onları da seviyorum. Eğitim çok önemlidir.
Eğitimsiz insanı kandırmak kolaydır.
* Siz de öğrenci okutuyormuşsunuz. Burs veriyormuşsunuz. -(Bir süre
duruyor)
* Okutmuyor musunuz? -Yani, (duruyor) bu tip güzel şeyler oldu
tabii. Yapıyoruz.
* Öğrenciler Gülen okullarında mı okuyor? -Hayır ne alaka?
* Yok mu orada okuttuğunuz öğrenci yani? -Ben iyi araştırma
yaparım, sokakta her gördüğüme para vermem yani. Gülen okullarını
seçmişlerse bilemem. Ama ben emin olduğum insanlara para yardımı
yaparım. Bunları araştıran iyi bir ekibim var. Her okul olabilir
yani.
Röportaj: Balçiçek Pamir
Kaynak:
Yarın
Hakan Şükür kardeşi Gökhan Şükür'ün hayat tarzı hakkında ne
düşünüyor? Gerets'i nasıl buluyor?