Haberal kararını bozacak iddia
Abone olErgenekon sanığı Prof. Mehmet Haberal'ın şikayeti üzerine 9 hakim ile ilgili verilen tazminat kararı sil baştan olabilir...
Mehmet Haberal'ın 9 hakimi tazminat ödemeye mahkum
ettirdiği dosyanın yanlış mahkemeden istendiği ve sözkonusu
dosyanın aslı yerine eksik fotokopilerle karar verildiği iddia
edildi.
İddiaya göre, kararı veren Yargıtay 9. dairesinin
doktor raporlarına bakmadı. Dosya yanlış mahkemeden istendi. Dosya
aslı görülmeden fotokopiler üzerinde karar verildi. Hükükçular
iddianın droğruluğu halinde hakimlerin AHİM'e gidebileceğini
belirtiyor.
Star gazetesinin haberine göre; Ergenekon sanığı Mehmet Haberal’ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hakimi tazminat ödemeye mahkum eden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin, kararın AİHM’den dönmesine neden olacak hatalar zincirine bir yenisi daha eklendi. Haberal’ın avukatlarının başvurusu üzerine ve sadece Haberal’ın avukatlarının verdiği belgeleri inceleyerek İstanbul’da görevli özel yetkili 9 hakime ceza kesen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, karardan 4 ay sonra İstanbul’dan Haberal dosyasını istedi. Ancak, 4. Hukuk Dairesi, burada da bir skandala imza atarak Haberal dosyasını yanlış dosya numarasıyla yanlış mahkemeden istedi.
İŞTE ADIM ADIM SKANDALA GİDEN YOL
Yargı bağımsızlığına en büyük darbelerden birisi olarak
değerlendirilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin hakimlere tazminat
kararıyla ilgili skandallar zinciri Ergenekon sanığı Mehmet
Haberal’ın başvurusuyla başladı. Mehmet Haberal, sağlık sorunları
nedeniyle kendisini tahliye etmeyen 9 hakimden tazminat talep etti.
Haberal’ın avukatları, 4. Hukuk Dairesi’ne İstanbul Üniversitesi
Kardiyoloji Enstitüsü’nden sadece bir doktorun imzasını taşıyan
‘hayati riski var, taburcu edilemez’ raporunu delil olarak
sundu.
Skandal 1: DOSYANIN ASLINI
GÖRMEDEN KARAR VERDİLER
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, şikayete konu olan Haberal’la ilgili
dosyanın aslını Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi’nden istemeye gerek duymadan Haberal’ın avukatlarının
getirdiği belgeler üzerinden hakimlere ceza yağdırdı. Bu skandal,
4. Hukuk Dairesi üyesi üyesi Sadık Demircioğlu’nun muhalefet şerhi
ile ortaya çıktı. Demircioğlu, “Mehmet Haberal’ın dava dosyasının
aslı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenmeden, Haberal’ın
sunduğu delillerin denetimi yapılmadan, kısacası hiçbir kanıt
toplanmadan sadece davacı vekillerin sunduğu fotokopilere
dayanılarak karar verilmesi hukuka aykırı” dedi.
Skandal 2: KARAR VERDİKTEN 4 AY SONRA DOSYA
İSTENDİ
Kendi üyesinin muhalefet şerhini görmezden gelerek dosyayı 8
Haziran 2010 günü karara bağlayan ve kapatan Yargıtay 4. Hukuk
Dairesi, karara itiraz edilip, dosyanın orjinali görülmeden karar
verildiği kamuoyuna yansıdıktan sonra tekrar harekete geçti. 4.
Hukuk, karardan tam 4 ay sonra, itiraz Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu’nda görüşüleceği dönemde Haberal dosyasının aslını
İstanbul’dan isteyerek yeni bir skandala imza attı. Ancak 4.
Hukuk’un skanddalları bu kadarla da bitmedi.
Skandal 3: MAHKEME DE DOSYA NUMARASI DA YANLIŞ
Haberal dosyalarını istemeye karar veren 4. Hukuk,
dosyayla ne kadar ilgili olduğunu gösterircesine Haberal dosyasını
yanlış mahkemeden ve yanlış dosya numarasıyla istedi. Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi, 12 Ekim 2010 tarihli yazı ile Haberal’ın dosyasını
sanık olarak yargılandığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine
dosya ile hiç ilgisi bulunmayan İstanbul 12. Ağır Ceza
Mahkemesi’nden isteyerek yeni bir skandala daha imza atmış oldu. 4.
Hukuk’un skandalları bununla da bitmedi. Talep yazısında Haberal’la
ilgili dosyanın numarası da yanlış yazıldı.
Skandal 4: YARGITAY’I 12.
AĞIR CEZA UYANDIRDI
Dairenin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazıda,
“Mehmet Haberal’ın yargılandığı 2009-31 sayılı dosyada tutuklanması
ve tutukluluğa itiraz hususunda verilen kararların tasdikli birer
suretlerinin istenmesine” ifadeleri yer aldı. Talep yazısında yer
verilen dosya numarası Mehmet Haberal’la ilgili soruşturma
dosyasına değil, Cumhuriyet gazetesine molotof atılmasıyla ilgili
soruşturmaya ait çıktı. 4. Hukuk’un talebini inceleyen İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Kasım 2010 tarihli cevap yazısında
“Haberal’la ilgili dosyanın kendilerinde olmadığını, Haberal
dosyası diye istenen dosyanın da Cumhuriyet Gazetesine molotof atan
sanıklarla ilgili dosya olduğunu” bildirdi.
GENEL KURUL ĞÖRMEDİ Mİ?
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin karara bağladığı bir dosya ile ilgili karardan 4 ay sonra dosyanın aslını talep etmesiyle ortaya çıkan skandal, bir başka soruyu daha gündeme getirdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yanlış mahkemeden yanlış dosya numarası ile Haberal dosyasını 12 Ekim 2010 tarihinde istedi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi de 2 Kasım 2010 günü “Haberal dosyası bizde değil, talep ettiğiniz dosya da Haberal’a ait değil” yazısını Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 5 Kasım 2010 günü 4. Hukuk Dairesi’nin 9 hakime tazminat kararını onadı.
RAPOR HERKESTEN GİZLENMİŞ
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin, hakimleri tazminata mahkum ederken, Haberal hakkında tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Başkanlığı’nda görevli 4’ü profesor biri doçent 5 uzmandan olaşan heyetin verdiği 16 Ekim 2009 tarihinde verdiği “ayakta tedavci edilebilir, taburcu edilsin” raporunu görmediği, bu raporun 4. Hukuk’tan saklandığı ortaya çıkmıştı. Bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da hakimlerin Haberal’ı tahliye etmemesine neden olan heyet raporunu görmeden kararı onadığı ortaya çıktı.
KARAR AHİM'E GİDER
Hukukçular, Yargıtay’ın tutuklu sanığın avukatlarından alınan dosyanın aslını görmeden, şikayetçinin verdiği belgelerle hakimleri tazminata mahkum etmesi ve karardan 4 ay sonra yanlış mahkemeden yanlış dosya numarasıyla dosyayı incelemeye kalkışmasının, mahkemelerden heyet raporunun gizlenmesinin davanın bir üst mahkemede bozulmasına neden olacağını söyledi.
Hukukçular, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun iç hukuktaki son yargı organı olduğu için, dokuz hakimin üst hukuk olan AİHM’e başvurabileceğini dile getirdi. Yargıtay eski Savcısı Ahmet Gündel, “Dosya hakkında Yargıtay kesin kararını vermiştir. Bu noktadan sonra iç hukukta yapılabilecek bir şey yoktur. Karar artık kesinleşmiştir. Tazminat ödemesine hükmedilen hakimler AHİM’e gidebilir” dedi.