Güneş enerjisiyle çalışan İHA geliştirildi
Abone olTÜBİTAK desteğiyle güneş enerjisine dayalı, alçak irtifalı, kısa menzilli ve otomatik uçuş ve kontrol kabiliyetine sahip 2 adet İnsansız Hav...
TÜBİTAK desteğiyle güneş enerjisine dayalı, alçak irtifalı, kısa
menzilli ve otomatik uçuş ve kontrol kabiliyetine sahip 2 adet
İnsansız Hava Aracı (İHA) geliştirildi.
Ankara Bilkent Cyberpark Teknoloji Bölgesi’nde faaliyet gösteren
TK3-Teknik TÜBİTAK TEYDEB’den aldığı yaklaşık 200 bin TL’lik
destekle TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Teknoloji
Merkezinde güneş enerjisiyle çalışan yüzde yüz yerli İnsansız Hava
Aracı (İHA) geliştirdi. TAN100 olarak adlandırdıkları İHA hakkında
bilgi veren proje danışmanı Prof. Dr. Ünver Kaynak, güneş enerjili
İHA projesinde Türkiye’de sonuca ulaşan ilk firma olduklarını
belirtti.
Türkiye’nin güneş enerjisi açısında çok zengin bir ülke olduğuna
dikkat çeken Kaynak, “Ülkemizin ve kurumlarımızın İHA alanında
keşif, gözlem, haberleşme, ölçüm gibi ulusal düzeyde çok çeşitli
ihtiyaçları bulunuyor. Biz de bu ihtiyaçlara çözüm sunabilmek için
bu projeye başladık” dedi.
TÜBİTAK’tan aldıkları destekle başladıkları projeyi 7 kişilik bir
ekiple tamamladıklarını ifade eden Kaynak, “Projeyle güneş
enerjisine dayalı insansız uçaklar sınıfında öncü bir çalışma
tamamladık. Proje sonucunda elektrik motorlu ve enerjisinin yüzde
30’unu güneş enerjisinden sağlayan, kısa menzil dahilinde otomatik
uçuş kontrol yeteneğine sahip, ileri kompozit malzemeden yapılmış 2
adet İHA geliştirilerek öncü uçuş testlerini başarıyla tamamladık.
Uçağımız Google Earth üzerine işaretlenen alanlara otomatik pilotla
rahat bir şekilde ulaşabiliyor” dedi.
İHA üzerinde halen geliştirme sürecinin devam ettiğini dile getiren
Kaynak, “Azami kalkış ağırlığı 18 kg. olan mevcut sistem sadece
batarya desteğiyle 90 dakika güneş enerjisi destekli olarak 120
dakika havada kalabiliyor. Şu anki haliyle sadece gündüz görüntüsü
alabiliyor. Biz bu uçağı test amacıyla geliştirdik. Mevcut proje
bütçesi dahilinde bu özelliklerde sistemi geliştirdik. Gereken
destek bulıunduğu takdirde biz daha yüksek performans özelliklerine
sahip hava araçları geliştirebiliriz. İhtiyaca göre seçilecek
yüksek çözünürlüklü kamera ve uzun menzilli haberleşme sistemleri
vasıtasıyla gündüz depolanan enerjinin kullanımıyla geliştirilecek
sistem gece de görüntü alabilir ve yer kontrol sisteminden anlık
rota takibi yapılabilir” dedi.
"HEDEF YÜZDE YÜZ GÜNEŞ ENERJİLİ İHA"
Geliştirdikleri TAN100’ün enerjisinin halihazırda yüzde 30’unu
güneş enerjisinden sağladığını belirten Kaynak, “İHA üzerinde halen
geliştirme süreci devam ediyor. Öncelikle mevcut güneş panellerinin
yüksek teknolojili panel kullanımıyla araçların yüzde 100 güneş
enerjisinden beslenen şekle dönüştürülmesini hedefliyoruz. Biz şu
anki tasarımı kısıtlı bir bütçeyle yaptık. Ekonomik destek olduğu
takdirde yüzde yüz güneş enerjisiyle uçan İHA yapmamızın önünde
hiçbir engel yok” dedi.
Türkiye’de İHA geliştirilmesi için birçok kurumda çalışma
bulunduğunu beliren Kaynak, geliştirdikleri İHA’nın mevcut
araçların yerini alması gibi bir durumun olmadığını ancak mevcut
ürün yelpazesini genişleteceğini belirtti.
Kaynak, “İHA denilince kamuoyunun zihninde genel bir kavram
oluşuyor. Ancak İHA’ların çeşitleri vardır. İHA’ların ürün
yelpazesi Mini İHA’larla başlar ki bu sınıf araçlar halen TSK’da
aktik kullanımda bulunuyor. 5-10 km arası uçuş yapabilen bu mini
İHA’lar yaklaşık bir saat kadar havada kalabiliyor. Bir diğer
üründe yakın veya kısa menzil diye bilinen İHA’lar ki şu anda bizim
geliştirdiğimiz ürün bu guruba giriyor. Bir üst ürün ise Taktik
sınıfı İHA’lar olup bu araçlar 8-12 saat arasında uçuş yapabiliyor
ve 25 bin fite kadar çıkabiliyorlar. Buna örnek olarak Baykar ve
Vestel şirketleri tarafından geliştirilen Çaldıran ve Karayel
projelerinden bahsetmek gerekmektedir. Bu ürünlerin en üst
versiyonunda ise uzun menzilli İHA’lar bulunuyor. TAI tarafından
geliştirilen ANKA hava aracı uzun menzilli İHA’lara güzel bir
ulusal örnektir. ANKA tasarım hedeflerine göre 12-18 saat havada
kalabilir ve 30 bin fit yüksekliğe kadar çıkabilir. Son olarak,
eğer atmosferin daha üst tabakalarına çıkılmak isteniyorsa,
dünyadaki benzerlerine paralel olarak gereken yatırım yapıldığında
güneş veya hidrojen enerji kullanan sistemler buna en uygun imkanı
vermektedir” diye konuştu.
(İHA)