Gündemdeki hakim ne demişti?
Abone olErmeni Konferansı'nı durduran yargıç Sadettin Yaman, bir süre önce sunduğu bildiride ifade özgürlüğünü hararetle savunmuştu... İşte bir çelişkiyi gösteren o sözler...
Yaman üç ay önce şunları söylüyordu: "Avrupa Birliği ile uyum
sürecinin yansıması olarak, kanunlaştırma çalışmalarında; ifade
özgürlüğünün geliştirilmesi, sivil toplumun güçlendirilmesi,
demokratik hayata katılımın desteklenmesi gibi ilkeler temel hedef
olmalıdır." 4'üncü İdare Mahkemesi Başkanı Sadettin Yaman, yukarıda
yer alan demokrat görüşlerine karşın, konferansı "Kimin ne
konuşacağı bilinmiyor, katılımcıların seçilme kriteri ve sponsorlar
belirsiz" gerekçeleriyle durdurdu. Yaman kararla ilgili olarak
şöyle konuştu: Biz kanunlara saygılıyız... Yargının kararlarına da
saygı gösterilmesini bekleriz... Ama kamuoyu isterse tartışabilir.
Dün kimsem, bugün de aynı şeyi söylüyorum... Ermeni Konferansı'nın
durdurulmasına karar verirken katılımcıların kimliklerinin, bu
kişilere nasıl karar verildiğinin, yapılacak konuşmaların mahkemeye
bildirilmesini isteyen İstanbul 4'üncü İdare Mahkemesi Başkanı
Sadettin Yaman, 5 ay öncesine kadar, Adalet Bakanlığı Kanunlar
Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı olarak AB'ye uyum yasalarının
hazırlanmasına önemli katkıda bulundu, bildiriler sundu, makaleler
yazdı. ÜÇ AY ÖNCE Yaman son olarak 3 ay önce, Harb-İş dergisinde
yayınlanan makalesinde, Anayasa Hukukçusu Bülent Tanör'ün
sözlerinden alıntılara AB'ye vurgu yapıyor. Satırbaşları şöyle:
"...Ülkemizde, son dönemlerdeki hukuk anlayışındaki değişim ve
gelişmelerin ve Avrupa'yla uyum sürecinin yansıması olarak
kanunlaştırma çalışmalarında; ifade özgürlüğünün geliştirilmesi,
sivil toplumun güçlendirilmesi, demokratik hayata katılımın
desteklenmesi, bütün bireyler arasında herhangi bir ayrım
yapılmaksızın insan hakları ile temel özgürlüklerden yaralandırma
gibi ilkelerin temel hedef olarak alındığı tartışmasızdır. ...
Anayasanın öncelikle hukukileştirme etkisine sahip olan, toplum içi
ilişkilerde olsun, toplum ile devlet ilişkilerinde olsun hak arama
yollarını güvenceye alan, bu suretle hak arama mücadelesini, hak ve
hukuk duygusunu geliştiren bir düşünceden hareketle yorumlanması
gerekmektedir. ... Bu yaklaşım temel esas olarak benimsendiğinde;
verilen kararlarla hukukun barış, güvenlik ve adaleti sağlama gibi
temel fonksiyonları ile toplumsal hoşgörü ortamını ve hukuk
devletini hayata geçirme yönünde, önemli bir adım atılmış
olacaktır. ... Hukuk anlayışı, sıradan hukuk olmayıp, insanlığın
üstün değerlerine bağlı, insan haklarına dayalı, demokratik ve
liberal bir hukuktur. Bu bakımdan hukuk devleti ve demokratik
devlet ilkeleri birbirini tamamlayan değerler manzumesidir. ...
Anayasa Mahkemesi, Anayasanın mer'i metnini aşan, hukuk verilerini,
özellikle insan haklarına ilişkin uluslararası kuralları
Anayasallık bloku içinde mütalaa ederek insanlığın vazgeçilmez
değerlerini koruma altına almalıdır. DÜN NE DEDİ? Türkiye gündemi,
iki hakimin verdiği iki sayfalık kararla bir anda değişti. Karara
karşı siyasi tepkiler Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere
toplumun farklı kesimlerinden gelirken, idare mahkemesinin böyle
bir yetkisinin bulunup bulunmadığı tartışmanın özünü oluşturdu.
Hukukçular, Mahkeme'nin kararına şerh düşen Hakim Fetih Sayın'ın
işaret ettiği gibi idari yargının böyle bir karar verme yetkisinin
bulunmadığını savundu. "KRİTİK YAPMAM" Tartışmalar sürerken, kararı
veren İstanbul 4'üncü İdare Mahkemesi'nin Başkanı Sadettin Yaman,
Sabah gazetesine konuştu. Yaman, kararda yeralan ve konferansı
düzenleyecek üniversitelerden yanıtı istenen 5 sorunun "gerekçe"
olmadığını belirterek, "Hakimler verdiği kararla konuşurlar.
Kararımız ortada. Hakim kararını verir, kamuoyu tartışır.
Hakimlerin verdiği kararlar, kamuoyunun takdirine kalmış bir konu"
dedi. Mahkeme Başkanı Yaman, idare hukukçularının dile getirdiği
"İdare mahkemeleri, idarenin yaptığı işlemleri denetlemekle
yetkilidir. Bunun dışında karar alamazlar" görüşüne karşı da, önce
"Ben kararımı basınla kritik yapmam" dedi, ardından kararını şu
görüşlerle savundu: "Üniversitelerin işlemi bir idari işlemdir.
Burada üniversitelerin aldığı karar idari bir işlemdir. Bunun idari
bir işlem olduğu ortada. İdari Yargılama Usulü Kanunu, idari
işlemlerin yargı denetimini idari yargıya bırakıyor. Hangi
işlemlerin yargı yoluna kapalı olduğu da Anayasa'da belli. Yüksek
Askeri Şura ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları
dışındaki idarenin her türlü işlemi idari yargı denetimine tabidir.
Biz kanunlara saygılıyız. Yargının kararına saygı gösterilmesi
lazım. Dün kimsem, bugün de aynı şeyi söylüyorum." BİLGİ
ÜNİVERSİTESİ MEZUNU Yaman, 1990'da idare mahkemesi hakimi oldu, ilk
olarak Danıştay'da görev yaptı, daha sonra üye hakim olarak
İstanbul'a atandı. İstanbul'da görev yaptığı dönemde Bilgi
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni dışarıdan bitirdi ve burada yüksek
lisans yaptı. Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü Daire
Başkanlığı yaptı. 5 ay önce İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne tayin
edildi. Kaynak: Sabah Gazetesi