Gülten öğretmen, 28 Şubat sürecindeki mağduriyetini anlattı Öyle bir an geldi ki o peruğu çıkarıp atasım geldi
Abone ol"Postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat sürecinde, başörtüsü taktığı için soruşturma geçiren, perukla çalışmak zorunda bırakılan, maaşı kesilen ve sürgün edilen emekli öğretmen Gülten Erdoğdu, yaşadıklarını anlattı.
İmam hatip lisesinde meslek dersleri öğretmeni olan ve 30 yıl
öğretmenlik yapan Gülten Erdoğdu, o dönemi unutamadığını ve
başörtülü bir polis, öğretmen, vali ya da asker gördüğünde çok
duygulandığını ifade etti.
28 Şubat sürecini "geçmeyen bir acı" olarak adlandıran Erdoğdu, "Bir yakınımızı kaybetmenin ne demek olduğunu herkes biliyor. İşte amcası, sevdiği kişi, dedesi, kardeşi, çocuğu. Ben babamın ölümüyle anlamlandırdım. 18 yıl oldu babam vefat edeli. Acısını çok yoğun yaşamış olmama rağmen şimdi mesela babam vefat etti diye anlatırken herhangi bir konu gibi bahsediyorum. Bazen gülerek anlattığım da oluyor, 'Evet benim babam vefat etmişti.' diye ama birisi bana 28 Şubat dediği zaman, 28 Şubat'ı anlatacağım zaman tüylerim diken diken oluyor." diye konuştu.
O dönem başörtülü olarak derslere giren Erdoğdu, defalarca uyarı, kınama ve disiplin cezası aldığını, maaşının kesildiğini, ardından açığa alındığını ve sürgün edildiğini anlattı.
Erdoğdu, çalıştığı dönemde bir süre derslere perukla girmek zorunda kaldığını ve bu durumun canını çok yaktığını dile getirdi.
O yıllarda oğlunun Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde öğrenci
olduğunu ancak son yılında katsayı engelinden dolayı farklı bir
okula geçtiğini belirten Erdoğdu, "Kendi halimiz o kadar içler
acısı ki, o kadar kaldırılmaz bir manzara ki. Çocukları görüyorduk
sadece. İşte eylemlerine, okul kapılarında oturmalarına, dış demir
kapıya kendilerini zincirlemelerine tanıklık ettik. Otobüslerle
götürülüp tanımadıkları bir semtte bırakılmalarına tanıklık ettik.
Biz de onların yanında olmaya çalıştık." ifadelerini kullandı.
- "Öyle bir an geldi ki o peruğu çıkarıp atasım geldi"
Bir grup müfettişin, öğretmenlere başörtüsü denetimi yapmak için defalarca okula geldiğini belirten Erdoğdu, "Odaya bir girdim, 6 müfettiş masanın karşısında. 12 göz sana bakıyor. Perukla girdim, perukla çalıştığımı ispat etmeye uğraşıyorum. Yani perukla çalışıyor olmak bile kurtarmadı. Yetmedi onlara. Onun da üstünde tepindiler. Saldırıyorlar resmen. Öyle bir an geldi ki o peruğu çıkarıp atasım geldi." dedi.
Erdoğdu, o dönemi dinleyen ve anlayan gençleri gördüğünde çok umutlu olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Şimdi bunları anlatıyoruz, konuşuyoruz. Kazandığımız şeyleri
kaybetmemeliyiz. Kazanmak nasıl zorsa, kaybetmemek, sahip çıkmak,
elde tutmak, daha ileriye, daha iyiye taşımak da kolay bir şey
değil. Bunun için herkes elini taşın altına koymalı. Ben
gençlerimden çok ümitliyim. Gençlerimizin maneviyatlı, ahlaklı, iyi
eğitimli, kimliğini bilen kişiler olduklarında asla yolunu
şaşırmayacağını düşünüyorum. Rabbim ülkemizin geleceği bu yavrulara
güzel günler nasip eylesin, ülkemiz üzerine oynanan oyunlara,
oyunculara fırsat vermesin. Bu konuda Tayyip Bey'e çok güveniyorum.
O iyi bir oyun kurucu."
Dünya devleti olma yolundaki çalışmalara yoğunlaşılması gerektiğini kaydeden Erdoğdu, "Önümüze bakmak zorundayız. 28 Şubat, yaşadık, aktaracağız. Çünkü 'Bin yıl sürecek.' dediler, tamam sürmedi ama acısını, sıkıntısını, belki oradan almamız gereken dersleri biz bin yıl taşımalıyız." diye konuştu.