Gülen'den tüyler ürperten anılar
Abone olFethullah Gülen, Başbakan Erdoğan'ın çağrısına cevap verirken, geçmişte yaşadıklarını da satır aralarında anlattı.
Gülen'in Başbakan Erdoğan'ın "dön "çağrısına
olumsuz yanıt verdiği açıklamada çarpıcı detaylar da vardı.
Gülen'in sohbeti Herkül.org sitesinde yayınlandı. İşte o
konuşmasında darbeler döneminde yaşadıkları anılar da
vardı.
Gülen'in anlattıkları tüyler
ürpertici:
"27 Mayıs gördüm ben, tekdir gördüm. Hatta
ölümle şey yapıldım bir yönüyle. Yani karşıma
çıkan bir emniyet amiri merdivenlerin başında eğer dur demeseydi o
dramatik filimlerde olduğu gibi dirseğini kaldırmıştı beni merdiven
boşluğuna atacaktı ordan ifadeye götürürken. Dur deyince durdu
orada. Sonra da beni kovdu oradan, ne arıyorsun burada caminin
imamı yani. Askere gitmemişim daha. 12 Mart ondan sonra
geldi. 3 sene mahkeme sürdü. Ben 3 sene mahkumiyet aldım. 1 sene de
sürgün aldım. ve aylarca içeride kaldım. Ama seve seve gittim yani
hiç şikayet etmedim."
12 Eylül'de 6 sene kaçtığını söyleyen Gülen,
bu kaçışın öyküsünü de şu sözlerle anlatıyor:
"12 Eylül 'de bir şaki gibi 6 sene kaçtım sadece. İçeriye
girenler dediler ki, gireni iflah etmiyorlar. Rahmetlik askeriyeden
ayrılma Cahit Efendi aman Hocam dedi bana. İçeriye girdi çıktı. Ben
de kader başta beni teslime götürmeyen bir yol ira etti bana ben de
o yolda yürüdüm, teslim olmayı düşünmedim."
Dünyaya kendisini bağlayan hiçbir şeyinin olmadığını
vurgulayan Fethullah Gülen Hocaefendi, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın yaptığı teklifin kendisine yapılan ilk teklif olmadığını
da hatırlattı ve geçmişte gönül verdiği davadan vazgeçmesi için
aldığı ilginç bir teklifi anlattı:
"Burada utanarak birsey arz edeceğim size. Askerliğim sırasında
bana annem babam ve amcamı araya koyarak ve bütün büyüklerim orda
başımda bana hayatını değiştirme dediler çok cazip bir teklif
sunduklarında arkasında yürüdüğüm amcama 'ben sizin dininizden de
şüphe ediyorum' dedim. 'Din böyle künde künde üstüne giderken ben
boynumu ona kaptırmışım bir de ayağıma böyle bir pranga vurusanız
sırtım yere gelir benim' dedim. 'Ben öyle şeyleri hiç düşünmüyorum.
Hiç düşünmüyorum' dedim.
Çok sevdiğim Yaşar Hoca, İzmir'e geldiğim zaman da boynuma sarıldı
Kestane Pazarı'nın avlusunda. Yav hoca dedi, falan dedi. Hocam
dedim hiç bir zaman aklımdan geçirmedim ben öyle bir şeyi. Ben
sadece kendimi bu işe vakfettim . Başka şey düşünmeyi kendime haram
sayıyorum. Objektif değil, herkes için değil. Ben zayıf bir
insanım. İki şeyi birden taşıyamam diye, tek şeyi omuzumda
taşıyayım diye. Boynuma sarıldı, sen de beni dinlemazsen kim dinler
dedi. Ağladı, öyle mahsun bıraktım onu."