Gül'den, yıldönümünde 27 Nisan yorumu
Abone olAbdullah Gül Belgrad dönüşünde 27 Nisan bildirisini yıldönümünde yorumladı
Cumhurbaşkanı Gül, Belgrad dönüşü dört yıl önce deprem
yaratan bildiriyi yorumladı. Askeri müdahalelerinin yolunu açan TSK
İç Hizmet Kanunu'ndaki 35'inci maddeye çözüm önerdi.
E-muhtıranın dördüncü yıldönümünde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
düşüncelerini şöyle ifade etti:
'Hepsi tarih oldu. Siyasi tarihimizde anı oldu. Dersler alınacak
anılardan birisi.Bunlar eski Türkiye'nin vasıflarıydı. Şimdi yeni
Türkiye var. Tekrarlanmayacak olaylar.'
'BİZİM ŞAPKAMIZ YOK'
Akşam gazetesinden İsmail Küçükkaya o görüşmeyi şöyle kaleme
aldı:
O günü anlamak istiyordum. Bildiriyi duyduğunda iç dünyasında
nelerin yaşandığını... Küçük küçük, peş peşe sorular yönelttim.
'Henüz erken' dedi, 'Cumhurbaşkanıyım; ileride konuşuruz'
yanıtlarını veriyordu. Ama şu kadarını anlattı:
'Türkiye bütün bunları atlattı. Geride kaldı. O gün de gördük bunu,
bizim şapkamız yok. (Alıp gitmedik) Hukuki yapımızda köklü
değişiklikler oldu. Hukuki yapı bazen azmettirici oldu. Anayasa
değişti, yasalar değişti. Hukuk müsaade etmez artık.'
Bu arada öğrendik ki; Gül bildiriyi açıklanmadan bir saat önce
öğrenmiş. Bazı girişimlerde de bulunmuş ama önleyememiş. Detayını
ileride anlatacağını söyledi, görev süresi bittikten sonra...
'35'İNCİ MADDE YENİDEN YAZILMALI'
İlginç bir kavram; 'hukukun azmettirmesi'...
Belli ki TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddeyi kastediyordu. Yani
'Cumhuriyeti Koruma ve Kollama'...
Açmasını rica ettik, devletin zirvesinden çok önemli bir açıklama
daha geldi, şöyle:
'35'inci madde... Onlar da değiştirilir. Aslında dikkatli okunursa,
sonrası okunursa böyle müdahalelere cevaz vermez. Ama yanlış algı
söz konusu. Yeniden yazılmasında fayda var. Bir hukukçu okursa
vazife çıkarmaz.'
'ASKERLERİN ZİHNİYETİ ÇOK DEĞİŞTİ'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, toplumsal zihniyetin değiştiğini, TSK
dahil kurumların da demokratik sisteme içten bağlılık sergilediğini
özellikle vurguladı.
Bütün partiler böyle düşünüyor, bu büyük şans derken CHP'nin yeni
politikalarının da hakkını teslim etti.
Şu ifadesi de tarihidir:
'Kimse artık öyle şeyleri (müdahale) düşünmez. Böyle şeyler olmaz.
Türkiye şeffaflaşıyor. Toplum vicdanı kabul etmez. Askerlerin
zihniyeti de değişti. Kimsenin TSK'dan beklememesi lazım.
Komutanların açıklamaları da öyle, rahatsız oluyorlar.'
'YANLIŞ BİLİYORLAR, ASKERİ HARCAMALAR
DENETLENİYOR'
Artık uçak yolculuğunun sonuna geliyorduk. Liberal kesimin dilinden
düşürmediği bir konuya düzeltme getirdi. Askeri harcamaların
denetim altında olduğunu açıkladı.
'Askerde boşluk yok, her şey denetleniyor. Aksini söyleyen haksız.
Rapor yazılıyor, komisyona gönderiliyor' dedi.
İNCE AYAR ZAMANI
Gül, giderken de dönerken de 'konsolidasyon' vurgusu yaptı. Yeni
hedefler yeni icatlar yerine, son yıllardaki kazanımların
kökleşmesine odaklanılmasını istedi. Bir daha kriz yaşanmasın diye,
işbaşına kim gelirse gelsin reformlardan dönüş olmasın diye 'ince
ayar' gerektiğini söyledi.
Araya girdim, büyük ilerlemeler sağlandığını ama Siyasi Partiler
Yasası ile seçim sisteminin aynen durduğunu hatırlatıp görüşünü
sordum. 'Dediğin doğru' diye yanıtladı. 'İşte kastettiğim bunlar'
diye detaylandırdı.
Gül, sürekli demokrasiyi ön plana alıyordu. 'İçeride-dışarıda basın
özgürlüğü tartışılıyor. Gerçek veya değil böyle bir algı var' diye
devam ettim. Şunları söyledi: 'İmaj olarak sorunlu. (Durdu)
Uzamaması lazım. Yargı hızlanmalı.'
Artık Türkiye hava sularına girmiştik. Baktım, Gül'ün havası
yerinde, 'Mutlu musunuz?' dedim, sessizlik... Gül de şaşırmıştı.
'Köşk'te mutlu musunuz?'
Güldü, sustu... Uzandım teybi kapattım, 'O zaman konuşalım' dedi.
Bütün samimiyetiyle anlattı, insan olarak, sade bir vatandaş olarak
özlemlerini... Bazı çılgın girişimlerini, anılarını...