Guardian'dan Erdoğan'a Soma uyarısı!
Abone olİngiliz Guardian gazetesi, Gezi Parkı direnişi, 17 Aralık soruşturması ile Soma'daki maden faciasının Başbakan Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı yolunda darbe vurduğunu yazdı
İngiliz gazeteleri Soma'da yaşanan maden faciasının
siyasi etkilerine ve ülke çapında yaşanan protestolara yer
verirken, özellikle Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in bir
protestocuyu tekmelerkenki görüntülerinin yarattığı öfkeye dikkat
çekiyor.
İngiltere'de yayınlanan haftalık Economist dergisi Soma faciasını
"Yeraltında ölüm: Soma'daki trajedi siyasette de hissediliyor"
başlığıyla haberleştiriyor.
Yazıda "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke tarihindeki en
kötü endüstriyel kazanın ardından, halkın öfkesiyle yüz
yüze...Facia, geçen yaz ülkeyi sarsan protestolar benzeri yeni
gösterilere yol açabilir" deniyor. Dergi, Türkiye'de son günlerde
yaşanan eylemlere değindikten sonra "Bunlar, 30 Mart'taki yerel
seçimlerdeki galibiyetle sevinen ve gözünü Ağustos'ta yapılacak
cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikmiş olan Erdoğan için tatsız
haberler" yorumunu yapıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kaza ile ilgili olarak "Bunlar
olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır.
Bunun yapısında fıtratında bunlar var" diyerek 19. yüzyıldan maden
kazalarını örnek gösterdiğini hatırlatan dergi, yorumcu Sezin
Öney'in şu sözlerine yer veriyor: "Başbakan Erdoğan bu örnekleri
vererek Türkiye'nin zamanın 100 yıl gerisinde olduğunu göstermiş
oldu".
Türkiye'deki kömür madenciliğinin güvenlik sicilinin kötü olduğuna
da vurgu yapılan yazıda, Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın
"Gerekli önlemler alınmış olsaydı, bu ölümlerin yüzde 80'i
önlenebilirdi, ama öncelik güvenliğe değil kâra veriliyor"
sözlerine de yer veriyor.
Erdoğan karşıtları ve Gülen cemaatinin Soma faciasının üzerine
gideceğini yazan dergi, Erdoğan'ın Soma'daki konuşmasında halkı "Bu
trajediden faydalanmak isteyen aşırı uçlar olacaktır" diyerek
uyardığını, ancak Ak Parti yandaşı bazı yorumcuların bile enerji ve
çalışma ve sosyal güvenlik bakanlarını istifaya çağırdığını
belirtiyor.
Independent ilk sayfasını Soma faciasına ayırıyor. Haberi "Acı
içinde bir ülke: Ölü sayısıyla birlikte öfke de artıyor. Türkiye
ölü madencilerini topraktan çıkarıyor" başlığıyla veriyor.
Gazetede, deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn'ün Soma'da
yaşanan facianın siyasi etkileri üzerine yazdığı bir analiz yazısı
yer alıyor. "Trajedi Erdoğan'ın otoriter yönetimine yeni bir darbe"
başlığı taşıyan yazı şöyle devam ediyor:
"Son facia gibi, Türkiye'de geçen yıl yaşanan her gelişme, ülkedeki
kutuplaşmayı daha da artırdı...Son olay, tam da Erdoğan'ın
Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıklaması
beklenirken yaşandı... Erdoğan ve partisi, facianın bir kısım
sorumluluğunu her zaman üzerinde taşıyacaktır, çünkü 2002'den beri
iktidardalar, ve inşaat ve maden şirketleriyle olan sıkı ilişkileri
de biliniyor...Son gelişmeler Erdoğan'a siyasi olarak ne kadar
zarar verebilir?...Türkiye'de ne zaman seçim olsa, ılımlı İslamı
savunan merkez sağ partiler kazandı. Erdoğan ayrıca ülkenin
ekonomik gelişimini sağladı ve hayat standartlarını
yükseltti...Erdoğan seçim zaferi kendisine gücü kendi tekeline alma
hakkı vermiş gibi davrandı. Polisi, orduyu ve yargıyı başarıyla
parçalayarak herşeyin üzerinde bir otorite yarattı. Ama bu durum
aynı zamanda onun Soma gibi her kötü olayda suçlanacağı anlamına da
geliyor".
Financial Times Soma halkının ilgisini, yetersiz güvenlik önlemleri
ve bölgeyi ziyaret eden siyasilere çevirdiğini yazıyor. Gazetenin
Soma'dan bildiren muhabiri, yakınını kaybetmiş bir çok kişinin
yetersiz güvenlik önlemleri, kötü çalışma koşulları, düşük ücretler
ve yöneticilerin faciaya karşı "hissiz" yaklaşımdan yakındığını ve
kızgınlığın giderek arttığını söylüyor.
Haberde arkadaşlarını kaybetmiş bir madencinin şu sözlerine de yer
veriliyor: "Ölenlere 'şehit' diyerek insanları kandırıyorlar. Bu
kaza değil, cinayet, katliam. 2014 yılındayız. Başbakan 1860'lardan
örnek veriyor. Neden Almanya, Norveç, Hollanda'da 50 yıldır böyle
kazalar olmuyor, ondan da bahsetse ya".
Gazete, bu kızgınlığın bölgeye giden siyasetçilere yöneltildiğini,
Çarşamba akşamı bölgeye giden Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na
"Bugüne kadar neredeydiniz?", "Hiç utanmanız yok", "Kaç madenci
öldü, kaçı kayıp? Hepiniz yalan söylüyorsunuz" gibi sözlerle tepki
gösterildiğini yazıyor.
Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in bir protestocuyu
tekmelerkenki görüntülerine de "Başbakan açısından bir halkla
ilişkiler felaketi" yorumunu yapıyor.
Gazete öfkenin Soma'yı aşıp bir çok kente yayıldığını, protesto
gösterileri düzenlendiğini belirtiyor ve bu yazı gösterilerden bir
slogan ile son buluyor: "Soma'yı Toma ile söndürebilir
misiniz?"
Guardian da 3. sayfasını tamamen Soma faciasına ayırıyor. Haberde
bölgedeki madencilerin çoğunun faciadan özelleştirme ve
taşeronlaşmayı sorumlu tuttuğu, özel maden işletmelerini kârı
güvenliğe tercih etmekle suçladıkları belirtiliyor.
Gazete yerel maden sendikasından bir işçinin hükümetin tavrı ile
ilgili şu sözlerine yer veriyor: "Acımız öfkeye dönüşmeye başladı.
Başbakan buradaki sözleriyle ne demeye çalışıyor? Hükümet
hatalarını kabul edip arkamızda duracağına buraya gelip acımızla
dalga geçiyor".
Ancak gazete herkesin yaşananlardan hükümeti sorumlu tutmadığına da
dikkat çekiyor. Bir kadının "Hükümet niye suçlu olsun? Üzgünüz ama
kızgın mıyız? Kime kızalım ki? Bu bir facia, ama başbakanın suçu
değil" sözlerine yer veriliyor.
Gazete Soma halkının çoğunun, Başbakan Erdoğan'ı destekleyen
kitlenin omurgasını oluşturan "muhafazakar işçi" sınıfından
olduğuna vurgu yapıyor.
Soma faciasının Başbakan Erdoğan için siyasi sonuçları
olabileceğinin de belirtildiği yazıda, "Geçen yaz yaşanan Gezi
protestoları ve Erdoğan'ın ailesini de içeren yolsuzluk
iddialarının ardından gelen bu yeni dalga hoşnutsuzluk, bazılarına
göre onun cumhurbaşkanı olma hevesini kursağında bırakabilir"
deniyor.
Gazete Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in Soma'da bir
protestocuyu tekmelerken çekilmiş fotoğrafıyla birlikte olayın
detaylarına da özel bir bölüm ayırıyor.
Times gazetesi de Yerkel'in tekme atarken çekilmiş büyük bir
fotoğrafını kullanıyor. Gazete Başbakanlık ofisinin "Bu Yerkel'in
kendi sorunu" diyerek kendisini bu olaydan uzak tutmaya çalıştığını
belirtiyor.
Yazıda bazı maden işçilerinin AKP mitinglere katılmak için
zorlandıklarını, muhalefet partilerini destekleyenlerin işten
çıkarıldığını ve daha iyi çalışma koşulları isteklerinin görmezden
gelindiğini söyledikleri vurgulanıyor. Gazeteye konuşan, ismini
vermek istemeyen bir madencinin sözleri şöyle:
"Mart ayındaki yerel seçimlerden önce yevmiyemizi ödeyerek bizi
Başbakan'ın Manisa'da yaptığı mitinge gitmeye zorladılar. 3 bin
madenci, ailelerimizle birlikte mitinge gittik. Gitmesek o günlük
ücretimizi keseceklerdi.
Seçimlerden sonra da CHP'yi desteklediği ortaya çıkan 50-100
madenci işten kovuldu".