Grizu faciası davasında karar bekleniyor
Abone olZonguldak’ta, 17 Mayıs 2010 tarihinde 30 madencinin yaşamını yitirdiği grizu faciasıyla ilgili davanın 11’inci duruşması gerçekleşti. Ölen m...
Zonguldak’ta, 17 Mayıs 2010 tarihinde 30 madencinin yaşamını
yitirdiği grizu faciasıyla ilgili davanın 11’inci duruşması
gerçekleşti. Ölen madencilerin ve avukatların hazır bulunduğu
duruşmada avukatların bilirkişi raporu talebini mahkeme heyeti
reddetti ve mütalaasını sunması için dosyanın Cumhuriyet Savcısına
verilmesine karar verdi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Karadon Müessese Müdürlüğü
maden ocağında -540 metrede meydana gelen grizu patlaması sonucu
taşeron firma Yapı-Tek’te çalışan 30 maden işçisi yaşamlarını
yitirdi. Yetkililerin haklarında, ’birden çok kişinin ölümüne ve
yaralanmasına neden olmak’ suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis
istemiyle dava açıldı. 2010 da göçük olduğu dönemin Karadon
Müessese Müdürü İsmail Güner, Yapı-Tek ortaklarından Halim Köse ve
şantiye şefi Kadir İpek’in de aralarında bulunduğu 28 tutuksuz
sanığın yargılanmasına devam edildi.
Facianın üzerinden 3 yılı aşkın süre geçmesine rağmen hâla
sonuçlanmayan davanın 11’inci duruşması, Zonguldak 2’inci Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, hayatını kaybeden madenci
yakınları, avukatlar ve sanık olarak İsmail Güner, Doğan Özçelik,
Taşkın Oruç, Hasan Karakaş olmak üzere dört kişi katıldı.
RAPOR HÜKME YETERLİ DEĞİL
Ölen madencilerin yakınlarının avukatları, bir önceki duruşmada
okunan 5’inci bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığını
savunarak, sadece İsmail Güner ve Halim Köse’nin kusurlu
bulunmasına katılmadıklarını söyledi.
Sanık İsmail Güner’in avukatı Ethem Malkoç da raporda müvekkilinin
tali kusurlu gösterilmesini kabul etmediklerini ve yeni bir
bilirkişi raporu alınmasını talep etti.
ONLAR ORADA KEYİF İÇİN ÖLMEDİ
Sanık avukatların savunmasını yapması, göçükte ölen madencilerin
yakınlarının tepkilerine neden oldu. Mahkeme Başkanı Hakim Cengiz
Sayılgan’dan söz isteyen ölen madenci Hüseyin Arslan’ın kızı Dilek
Arslan, “Sizden tek bir şey istiyorum. Onlar orada keyif için
ölmedi. Evlerine yuvalarına ekmek götürmek için öldü. Sizden tek
bir şey diliyorum. Yalvarıyorum babamın hakkını savunun. Bu
insanların hakkını savunun” diyerek ağladı. Bu konuşmanın ardından
salonda bulunan ölen madenci yakınları alkışlarla Dilek Arslan’a
destek oldu.
BURASI TARTIŞMA PROGRAMI DEĞİL
Hakim Cengiz Sayılgan ise dosyanın hakkını vermek için
çalıştıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada
hepinize söz versem bu dava bitmez. Burası tartışma programı değil.
Siz fark etmeseniz de sizin yangınınızı hepimiz hissediyoruz.
Burada bu tür konuşmaları yargılamaya bir etkisi yok.
Söylediklerinizin sonuca etkisi var mı, yok. Bu şekilde sürdürürsek
bu yargılama usulü doğru bir yargılama olmaz. Biz sizi anlıyoruz,
sizler de bizleri anlayın. Mahkemenin bir usulü var."
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve önceki 5 bilirkişi raporunu
dikkate alan mahkeme heyeti, yeni bir rapor hazırlanmasının dosyaya
yenilik katmayacağına hükmederek 6’ncı bilirkişi raporu talebini
reddetti. Mahkeme heyeti, mütalaasını sunması için dosyanın
Cumhuriyet Savcısı’na verilmesine karar vererek duruşmayı 2014
yılının Ocak ayına erteledi.
TEPKİ GÖSTERDİLER
Duruşma sonrası sanıklara tepkilerini dile getiren madenci
yakınları, “Hepimizin canları gitti. Bunu yaşayan ve bilen anlar”
şeklinde konuştu. Ölen madenci Hüseyin Arslan’ın eşi Fatma Arslan
da şunları söyledi: "Mahkemede kendilerini savunmasını biliyorlar.
Benim çocuğumu getireyim buraya onlara sorun. Nasıl cevap
verecekler. Benim yavrum babasını görmedi, bilmedi, tanımadı.
Babası da yavrusunu göremedi. Çocuğum babasını sorduğunda cevap
veremiyorum."
(İHA)