Gözyaşının adı Kerbela oldu
Abone olBir kaşık suya hasret giden Hazreti Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü başta Halkalı olmak üzere İstanbul'un çeşitli ilçelerinde törenlerle anıldı.
İstanbul’da yaşayan Caferiler, Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da
şehit edilmesinin 1365. yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma
töreninde bir araya geldi. Bu yılkı törenlerin Caferiler için ayrı
bir önemi vardı. Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu’nun sergilediği, 700
kişinin rol aldığı "Mazlumun Dini Sorulmaz" adlı oyunla Caferiler,
"en çok oyuncunun yer aldığı açık hava gösterisi" dalında Guinness
Rekorlar Kitabı’na aday oldu. Caferiler, sabahın erken saatlerinden
itibaren Halkalı’daki Aşura Meydanı’nda toplanmaya başladı. Hazreti
Hüseyin ve beraberindeki 71 kişinin Kerbela’da şehit edilmesinin
yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma törenine, yaşlısından gencine
on binlerce Caferi’nin yanı sıra Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Iğdır
Milletvekili Prof.Dursun Akdemir, Prof. Dr Orhan KuralKüçükçekmece
Kaymakamı Osman Ebiloğlu, Belediye Başkanı Aziz Yeniay da katılarak
birer konuşma yaptılar. Kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı yerlerde
toplandığı siyah giyilen törenlerde, çocuklar da gösteriye
hazırlanmıştı. Polis ekipleri de katılımın yoğun olduğu anma töreni
için bölgede yoğun güvenlik önlemleri aldı. Zeynebiye Gençlik
Tiyatrosu, 700 kişinin rol aldığı "Mazlumun Dini Sorulmaz" adlı
oyunla "en çok oyuncunun yer aldığı açık hava gösterisi" dalında
Guinness Rekorlar Kitabı’na aday oldu. Halkalı’daki Aşura
Meydanı’nda, Hilal Mahmudoğlu Hasanov ile Kasım Alcan’ın
yönetmenliğini yaptığı ve 700 amatör oyuncunun rol aldığı oyunun
provası, 350 metrekarelik doğal kum sahnede elverişsiz hava
koşullarına rağmen gerçekleştirilmişti. Hazreti Hüseyin’in
Kerbela’da şehit edilişini anlatan oyun binlerce Şia’yı
gözyaşlarına boğdu. BAHÇELİEVLER Muarrem ayının onbirinci günü olan
Aşure gününde Bahçelievler Belediyesi ilçe sınırları içinde, 5 ayrı
noktalarda aşure dağıttı.belediyenin hazırladığı kaseler dolusu
Aşureleri, Belediye Başkanı Osman Devlioğlu ve Başkan yardımcısı
Hikmet tekiroğlu tarafından vatandaşlara ikram edildi.Şirinevler
meydanında yapılan ikramlara ilgi oldukça fazlaydı. GAZİOSMANPAŞA
Gaziosmanpaşa belediyesi de İlçenin çeşitli yerlerinde aşure
dağıtımı yaptı. Gaziosmanpaşa Meydanında toplanan halka Belediye
Başkan Yardımcısı Arif Parlakılıç, üzerinde önlüğü, başında bonesi
ve ellerinde eldiveniyle aşure ikram etti. ESENYURT Muahrrem Ayı
münasebetiyle Esenyurt’taki Cem Evlerinde iftar yemeği veren
Esenyurt Belediye Başkanı, Necmi Kadıoğlu Haramidere Cem Evinde’de
ilk iftarını açtı. Ön yargılı insanlarca beklenmeyen bu hareket
Esenyurt’ta büyük taktir topladı. EYÜP Eyüp Belediyesi Muharrem ayı
münasebetiyle, Eyüp camii meydanında Cuma namazı çıkışı
vatandaşlara Tavuklu pilav, ayran ve aşure dağıttı. Hijyenik
şartlarda dağıtılan pilav ve aşureler vatandaşlar tarafınhdan
afiyetle yendi. Aşure dağıtımına bizzat katılan Eyüp Belediye
Başkanı Ahmet Genç, “Mübarek Muharrem ayını idrak ederken şimdi de
Aşüre günün de ilçemiz de vatandaşlara, Eyüp Sultan camii ve
türbesini ziyarete gelenlerle Tavuklu Pilav, ayran ve Aşüre’den
oluşan menü dağıttık” dedi. Eyüp Belediyesine bağlı ekipler Eyüp
camii meydanının üç ayrı noktada pilav ve aşureyi on binin üzerinde
vatandaşlara dağıtırken, Eyüp camii ve türbesini ziyarete gelen
vatandaşlar da bu müberak ayda kendilerini ağırlayan Başkan Genç’e
teşekkür etti. Vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği Aşüre, Tavuklu
Pilav ve ayrdan oluşan ikram gün boyu sürdü. KERBELA OLAYI İSLAM
tarihinin kara bir sayfası ... Yüzyıllardan bu yana İslam dünyasını
ağlatan acıklı olay ... Bir kaşık suya hasret giden Hazreti
Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü ... Hazreti Ali'nin
büyük oğlu Hasan, babasının yerine geçerek İmam oldu. Siyasal güç
de İmamların elindeydi. Sam Valisi Muaviye iktidar tutkusuyla
Hasan'a baskıları artırdı. Hasan, bu baskı ve korkutmalar
karşısında çekildi. Yerini Muaviye'ye bıraktı. Muaviye yine rahat
edemedi. Hasan’ı zehirleterek şehit etti. İmamlık küçük kardeşi
Hüseyn'e kaldı. Muaviye'nin yerine gecen Yezit, karşısında rakip
olarak Hüseyin'i gördü. Kufeliler, Muaviye'nin yönetiminden memnun
olmadıkları için İmamlığa yine Ali soyunun getirilmesini
istiyorlardı. Bu istek daha çok İmamlık hakkinin, yani devlet
başkanlığının Muaviye ve soyunun hakki olmayışından ileri
geliyordu. Bunun için Hüseyin'i Kufe'ye çağırdılar. Ona
uyacaklarını, İmam olarak kendisini tanıyacaklarını bildirdiler,
birçok çağrı mektubu yazdılar. Hazreti Hüseyin, bu çağrıya uymak
zorunluluğunu duydu. Yüz kişiyle yola çıktı. Bunlar arasında
çocukları ve torunları da vardı. Kufe, o cağda güney Irak'ta ünlü
bir kentti. Babil harabelerinin güneyinde ve Fırat’ın bati kolu
üzerindeydi. Yezit, Hz. Hüseyin'in Kufe'ye doğru gelmekte olduğunu
öğrenmekte gecikmedi. Babası Muaviye'nin zorla ele geçirdiği
İmamlığın elden gideceğinden korkarak telaşa düştü. Hüseyin'i bu
isten vazgeçirmek, gerekirse ortadan kaldırmak istedi.
Komutanlarından Semre'yi üzerine gönderdi. Hz. Hüseyin Kerbela
sahrasına geldiği sırada Semre önünü kesti ve çember içine aldı.
Kerbela çölünün o sıcak lığında, Hz. Hüseyin ve yandaşlarına su
verilmedi. Çoluk çocuğun su isteği ile inleyen Kerbela çölü, yezit
in askerleri tarafından duyulmadı. Fırat ırmağının da yanından
geçmesi, Yezit in ne lanet olduğunu daha iyi açıklıyordu.Bu İnsan
dışı baskı ile, Hz Hüseyin ve yandaşlarını cögertip ve sonra
üstlerine yürüyeceklerdi. Semre'nin birkaç kez fazla gücü olduğu
halde, karşısındakinin kimin oğlu olduğunu da iyi biliyordu.
Hüseyin ve yanındakiler Yezid'in ordusuyla yiğitçe çarpıştılar.
Sonunda yanındakilerin hepsi şehit oldu. Hz. Hüseyin yaralandı,
çarpışacak gücü kalmadı. Sinan ve Şimr adli kişiler başını keserek
onu şehit ettiler. Bu arada << On Dört Masum-i Pak >>
(çocuklar) da şehit edildi. Geri kalanlar tutsak oldular. Bunlar
arasında Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Zeynep, Ümmügülsüm, kızları
Sakine, Fatma, oğulları Ali ve Zeynel' Abidin ile karisi vardı. Acı
haber duyulunca, İslam dünyası bir yasa boğuldu. Ozanlar coştu.
Binlerce ağıt yazıldı, söylendi. Aleviler bu acıyı hiç
unutamadıkları için, yeni yeni ağıtlarla kuşaktan kuşağa
aktardılar. Böylece yüzyıllar boyu sürüp gelen bir edebiyat türü
oluştu. Hz. Hüseyin'in şehit olduğu gün, Arap aylarından
Muharrem'in Onuncu günü, Hicret'in altmış birinci (M. 680) yılıydı.
Bu gün, yas günü olarak bilinir. Oruç tutulur, su içilmez.
Dergahlarda yas törenleri düzenlenir, ağıtlar, dualar okunur. Ah
İmam Hüseyin Türbesi üstünü nake eylediler Asık olan canı saz
eylediler Seni dört köseye bas eylediler Gel dinim imanım İmam
Hüseyin Cağlar sular gibi akışım gelmez Şehrine giresim çıkasım
gelmez Yezid'in yüzüne bakasım gelmez Gel dinim, imanım İmam
Hüseyin Senin abdalların yanar yakılır Katarımız On İki İmam’a
katılır Burada Yezit'lere lanet okunur Gel dinim, imanım İmam
Hüseyin İmam Hüseyin'in kolları bağlı Asık olanların ciğeri dağlı
Hazreti Ali'nin sevgili oğlu Gel dinim, imanım İmam Hüseyin Senin
Asıkların semain tutar Kadir geceleri sem'alar yanar Mezhebim
İmam-i Cafer'e uyar Gel dinim, imanım İmam Hüseyin Pir Sultan’ım
eydür, erenler nerde Calisiz, kayasız bir sahra yerde Kerbela
çölünde, kandilde nurda Gel dinim imanım İmam Hüseyin Gökte Melek,
Yerde İnsan Ağladı İmam Hüseyin'e olan zulumat Gökte melek, yerde
insan ağladı Gidi kesti ellerini, doğradı Gökte melek, yerde insan
ağladı Elin kesti bir Allah’ın zalimi O bilmedi ne olacak halini Ay
tutuldu, gün düşürdü nurunu Gökte melek, yerde insan ağladı Bir su
vermediler ol adil hana İçtiler Yezitler hem kana kana çok figan
eyledi hem Fatma Ana Gökte melek, yerde insan ağladı Dedem oğlu,
bak Yezid'in kasdına Askerini çekti gelir üstüne Böyle zulüm mü
olur Ali dostuna Gökte melek, yerde insan ağladı Haber: Çiğdem
Kumaş Kaynak: www.akistanbul.com