Gönül 'rüşvet çarkı'nı böyle itiraf etti!
Abone olSavunma Bakanı Vecdi Gönül, milyarlık silah ihalelerinde şirketlerin bürokratlarla kurduğu rüşvet ağını anlattı...
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, milyarlarca dolarlık
savunma ihalelerinde karar mercilerinin silah şirketi
temsilcileriyle komisyon paylaştığı yolundaki kuşkuları ilk kez
kamuoyu ile paylaştı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın kuruluşunun 25’inci yılı
münasebetiyle bir grup gazeteciyle bir araya gelen Bakan Gönül,
doğrudan savunma alımlarında işleyen komisyon çarkından kuşku
duyduktan sonra şirket temsilcilerinin bakanlık ve Genelkurmay’da
görüşme yapmalarını engellediklerini, doğrudan alım yerine
sanayiciye yönelip ortak üretim yoluna gittiklerini ve böylelikle
savunma sanayiinin ayağa kaldırıldığını söyledi.
Bakan, kendilerinden önceki dönemde ‘komisyon paylaşamamaktan’
kaynaklanan davaların bulunduğunu söyledi ancak örnek vermek
istemedi. “Mahkeme sorunca, ‘Bizden önce olmuş, bilgimiz
yok’ diyoruz” diyen Bakan, “Belki emeklilik
anılarımda daha fazlasını söylerim” dedi.
Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Gönül'ün
anlattıklarını köşesine şöyle aktardı:
Silah tüccarlarının komisyonu
Bakan Gönül, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve
savunma sistemi tedarikinde doğrudan alımlar yerine ülke içi ve
ortak üretim yolunu tercih etme sebeplerini anlatırken şöyle
konuştu:
Bizim hükümetimiz açıkçası sektörlere eşit davranmadı; iş
savunmaya gelince taraflı olduk ve ürünü pazarlayan tüccarı değil,
üreten sanayiciyi tercih ettik. Sebebi ise bizden önce esas olarak
doğrudan alımlara ağırlık verilmiş. Siz şirket temsilcisi
diyorsunuz ama ticaret sicil kaydında tüccar yazıyor. Tüccar
dışarıda üretilen bir malı alıp ‘Çok iyi’ diye size geliyor.
Belki de çok iyidir. Ama mahzurları da var. Birincisi, o malın bazı
özelliklerine hiç ihtiyacınız yok ama yine de siz
tasarlamamışsınız, ısmarlamamışsınız, tamamına para veriyorsunuz.
İkincisi, offset alamıyorsunuz. Yani onu almanızın ülkede savunma
sanayiinin gelişmesi yönünde yatırıma bir faydası yok. Üçüncüsü,
tüccarın kârı, mal bedelinin üzerine ilave ediliyor. Dolayısıyla
satıcının kârından düşmüyor, üzerine komisyon
veriyorsunuz.
Emekli generaller üzerinden
Dördüncüsü, bu kâr yüzde 5, yüzde 10 gibi çok yüksek oranlara
ulaşıyor; bazıları milyar dolara ulaşan projeler bunlar. Ayrıca bu
kârın sadece tüccarda kaldığından da emin olamadık. Düşüncemiz,
komisyoncular, ellerindeki imkânları, o alıma karar veren
mercileri, komisyon üyelerini etkilemek, ikna etmek için de
kullanıyorlar.
Tüccarlar gerekli mercilere ulaşmak için emekli generaller
üzerinden çalışıyordu; emekli olduktan sonra şirketlerinde bir
şekilde istihdam ediyorlardı. Hilmi Özkök Paşa’yla başladı,
Genelkurmay tüccarlara kapılarını kapadı. O uygulama sanırım hâlâ
devam ediyor. Ben bakan olduğumdan bu yana komisyoncular bakanlığa
giremiyor; ben bakan olduğumdan bu yana hiçbir tüccarla
görüşmedim.”
Savunma Bakanı’nın söyledikleri yıllardır Ankara koridorlarında
fısıldanan ancak hiçbir yetkilinin üzerinde konuşmaya yanaşmadığı,
milyarlık silah ve savunma projelerinde rüşvet iddialarını doğrular
nitelikteydi.
GÖNÜL: EMEKLİ OLUNCA SÖYLERİM
Bakan Gönül'ün çarpıcı açıklamalarından detaylar için ikinci
sayfaya geçiniz
Dolayısıyla bakana bu konuda mahkemeye yansımış somut örnekler olup
olmadığını sorduk. Şunları söyledi:
Komisyon paylaşamadıkları için mahkemelik olanları, mahkeme
bizden görüş sorduğu için biliyoruz. Mahkeme sorunca, ‘Bizden önce
olmuş, bilgimiz yok’ diyoruz (Örnek ve isim isteyince). Bizim
dönemle ilgisi olmadığı için doğru olmaz ama belki emeklilik
anılarımda daha fazlasını söylerim.
Projelerden ortaya çıkan
ipuçları
Gönül örnek vermese de kendi döneminde yapılan bazı
projelerden verdiği örnekler, bazı ipuçları veriyor.
Şu ifadelere yakından bakalım:
“Bakanlığa gelince TAİ’ye gittim, sadece bir tek CASA
nakliye uçağının imali kalmış, hangarlar bomboş, şirket iflasta,
adam çıkarıyor, çünkü iş yok. Sonra bize dediler ki, F-16’lar
ABD’ye uçup modernize edilecek. O zaman, niye biz imal ediyoruz?
‘Olmaz’ dedik. Gittik görüştük, şimdi burada, üstelik 650 milyon
dolar off-set ile yapılıyor. Dahası, Ürdün’ün F-16’larını da biz
modernize ettik, Pakistan’ınkileri de ediyoruz.”
“F-4 uçaklarının modernizasyonu için ilk paket İsrail’e verilmiş.
Biz yapalım dedik, o da TAİ’de yapılıyor. Hem daha çabuk oldu hem
de bir eksiği yok. Oradan para artınca 30 tane F-16 Blok 50 alalım
diyenler oldu. ‘Olmaz’ dedik. O da şimdi Türkiye’de yapılıyor.
Bunun sonucunda ne oldu biliyor musunuz? Dibe vurduğu noktada biz
TAİ’deki Lockheed-Martin’in yüzde 50 hissesini 26 milyon dolara
almıştık, şimdi hisselerin değeri 2 milyar dolardan fazla.”
Başka örnekler de veriliyor: M-60 tanklarının
İsrail’de modernizasyonunda yaşanan sorunlar ortadayken çok daha
gelişmiş Leopard tanklarının modernizasyonu Türkiye’de yapıldı.
Şimdi Finlandiya Leopard’ları için Türkiye’ye başvurmuş.
Gönül, “Milli tank, milli gemi, milli tüfek fikirleri hep
bizden önce, 90’larda ortaya atılmış” diyor ve devam ediyor: “Ama
bize kısmet olduysa bu tesadüf değil. Bir, bizim aracıyı devreden
çıkartıp sanayiciye yönelmemizden; iki, off-set anlaşmalarıyla Türk
sanayicisi ve KOBİ’lerini devreye almamızdan kaynaklanıyor. Şimdi
bütün bu projeler yürüyor.”
Gönül’ün ‘Bizden
önceki dönem’ adresiyle yaptığı rüşvet çarkı açıklaması,
pekçok karanlık ilişki üzerindeki örtünün kaldırılmasına başlangıç
olabilir. O komisyonları kimler aldı, rüşvetler kimler aracılığıyla
kimlere verildi, bugüne uzantısı nedir? Gönül,
“Emekliliğimde belki” derken bu isimleri
açıklamasının getireceği hukuki sorunlara işaret ediyor olabilir.
Ancak DDK, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Meclis komisyonları ya da
savcılar bu konulara eğilmeli.