Göktürk, medyanın B planını yazdı
Abone olGöktürk, "Medyanın B planı" adını verdiği karalama kampanyasının ardındaki niyeti köşesine taşıdı..
İşte Göktürk'ün, medyada tezkere ve tezkere sonrası gelişmeleri
kaleme aldığı yazı: Halk ödemeyecek de kim ödeyecek? Salı gününün
gazete manşetleri gerçekten inanılmazdı. "Tezkere kazığı millete"
Tezkere vergisi" "AKP halka yüklendi" "Fatura millete çıktı" "İşte
'hayır'ın bedeli" "Tezkere kararının altında yine vatandaş kaldı"
"Bush'tan alamadı, halktan alacak" Bütün gazeteler sözleşmiş gibi
AK Parti'nin tezkereyi reddetmenin faturasını halka ödetmeye
çalıştığını yazıyor, yeni vergileri kıyasıya eleştiriyordu. İşin
garibi, AK Parti'ye yüklenenler arasında Cumhuriyet gibi, Star gibi
tezkereye hayır denmesi için kampanya yürüten gazeteler bile vardı.
Aynı gün çıkan köşe yazımda, sanki bu manşetleri önceden görmüş
gibi şöyle yazmıştım: "Birilerinin bundan sonra çekilecek
sıkıntıların faturasını AK Parti'ye kesmeye hazırlandıklarını
görüyoruz... Oysa biraz vicdanı olan herkes kabul eder ki, bundan
sonra olacaklar, çekilecek sıkıntılar hiçbir şekilde AK Parti'nin
sorumluluğunda değildir. Sorumlu Meclis'tir. Ve Meclis'i etkileyen,
yönlendiren seçmen kitlesidir. Yüzde 95'inin savaşa hayır dediği
söylenen halkımızdır. Halk haksızın yanında yer almak istemiyor,
onurunu korumak istiyorsa, onurunun faturasını ödemeye de hazır
olmalıdır." Yani, böyle bir kampanyayı bekliyordum, ama bu kadarını
beklemiyordum. Basın bunu ne için yapıyor? Halk yağcılığından mı?
AK Parti düşmanlığından mı? Yoksa halkı korkutup ikinci tezkereyi
bir an önce Meclis'e getirmek için mi? Eğer sebep sadece sonuncusu
olsa, "tezkereye hayır" diyen Cumhuriyet ve Star'ın da aynı kervana
katılmalarını açıklayamayız. Bazı yayın organlarının baş derdinin,
halkın ve Meclis'in gözünü korkutmak ve ikinci tezkere öncesinde
psikolojik olarak çökertmek olduğu malum. Ama bu kampanyanın
arkasında daha genel, daha yaygın bir yanlış bilinç yatıyor ki,
bunu teşhir etmek bana "bir kısım medyanın B planını" teşhir
etmekten daha önemli geliyor. Bu da, halkın kendi kararlarının
sonucunu idrak edemeyen, sorumluluk taşıyamayan aciz bir yaratık
yerine konulması meselesi... AK Parti, tezkereye hayır demenin
bedelini halka ödetiyormuş, böyle deniyor. Peki halka ödetmeyecekti
de, kime ödetecekti? Meclis kimin adına hayır dedi tezkereye? Yüzde
95'i Kuzey Cephesi'nin açılmasına karşı olan bu halk değil miydi?
Milletvekilleri kamuoyunun bu duyarlılığından etkilenerek hayır
demediler mi? Öyleyse şimdi faturayı da halkın ödemesinde şaşacak
ne var? Fatura da öyle çok telaşlanacak gibi olsa bari... Durumu
bir araba sahibi olacak kadar iyice bir aile, yılda bir-iki depo
benzin parası kadar bir paraya kıyamadığı için su koyveriyorsa, bu
ne biçim onur düşkünlüğüdür? Bir emekli, suçsuz bir halkın tepesine
bomba yağdırmaya hazırlananlara yardakçılık etmemek için maaşının
yüzde biri kadar bir fedakarlık bile yapamıyorsa, bu nasıl insan
sevgisidir? ***** Bazıları ciddi ciddi, devletin halktan topladığı
vergilerden başka bir para kaynağı olduğunu, bu gizli çıkının hiç
tükenmez olduğunu sanıyorlar galiba. Hükümet IMF'den borç para
alırken itiraz etmemek ama sıra geri ödemeye gelince isyan etmek
başka nasıl izah edilebilir? Üç aydır AK Parti hükümetinin savaş
nedeniyle ABD'den gelecek ekstra paralara güvenip program dışına
çıkmasına ses çıkarmayacak, hatta destekleyeceksiniz; şimdi bu
paranın gelmesi yatıp da hükümet ek kaynak arayışına girince
"Faturayı halk ödeyecek" diye manşet atacaksınız. Sanki başka
türlüsü mümkünmüş gibi...