(GÜNCEL:Cumhurbaşkanı Sn.
Erdoğan; “Pişman
olanlar için şunu söylüyorum. İnancımızda tövbe kapısı her zaman
açık. Devletimizde de samimiyete karşı şefkat var. Devletin
şefkatine gelir bildiklerini anlatırsa, devlet de ona yapılabilecek
kolaylığı sağlar.” Hadi bakalım, acilen
bekleniyorsunuz..)
Ülkemiz çok önemli bir darbe girişimini atlattı, ama sanki bir
şey olmamış gibi, her şey eskisi gibi…
Üst görevdekiler; kendilerine karşı olanları tehdit
ediyor; “Fazla konuşma” diyor!, “Sen kimsin?” diyor, “OHAL var”
diyor, adını fetöcü diye verir aldırırım içeri” diyor
veya tam tersi “saklıyor” Sn. Başbakan, ısrarla: “husumetlerinizi
bu soruşturmalara karıştırmayın, siz de yanarsınız” diyor.
“Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz’da asıl mağdurun millet olduğunu
söyledi. Bu tartışmaların darbecilere cesaret verdiğini söyleyen
Yıldırım “Soruşturmalarda geçmişten gelen husumetini sepete atmak
isteyenler için bunun bedeli ağır olur. Adaletten şaşmayız”
(Basından)
En küçük bir okul müdürü bile, kendini ulaşılmaz/dokunulmaz
sanıyor?
Belediye Başkanları da bir alem!...
Makamı doldurmak, makama göre hareket etmek yok!
Başarının ölçütü olmayınca, herkes başarılıy(d)ım diyor…
Ülkemizde; suçları kabullenip, gereğini yapmak mümkün değil…
Sessiz kalınıp, olayın un(y)utulması bekleniyor…
İnsanlar “haddini bilmek” konusunda da sorunlu…
Haddini bilmek; bir insanın (Bir ülkenin, bir
kurumun.) “neler
yapabileceğini, gücünün ve yeteneğinin nelere yetebileceğini
bilerek onun ötesine geçmemek, ölçüsünü bilmektir”
Her konu, her dava, her iş;
Böyle sulandırılırsa gerçekler nasıl ortaya çıkacak?
Gerçek suçlular nasıl ayırt edilecek?
Tehditle hangi başarı yakalanacak?
Çalışanı rahatsız etmek, gelişmeye yarayacak mı?
Eleştirinin ciddiyeti nasıl anlaşılacak?
Makamların dokunulmaz olması kime kazandıracak?
Muhalefetsiz ortamdan kime yarar gelecek?
“Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele’ye 40
bin “Filanca Fetöcüdür”ihbarı gelmiş; çoğu asılsız
çıkmış.Yetkililer demiş ki, “Asılsız ihbarlar kin ve nefrete
dayalı. Oğlunu ihbar eden baba, kocasını ihbar eden eş, komşusunu
ihbar eden vatandaşlarımız var.” Tüm ihbarlar değerlendiriliyor
ve “asılsız ihbarlar” ayrıştırılıyormuş, bariz iftira
varsa “ihbarcı” hakkında da işlem yapılıyormuş. Sadece
oraya “çoğu asılsız” 40 bin ihbar yapıldığını öğrendik.
70 bin kişi hakkında da işlem yapıldığını, binlerce gözaltı ve
tutuklu olduğunu, binlerce ihraç ve açığa alma bulunduğunu da
biliyoruz….”