Gerekirse silahlı kuvvetler de devreye girebilir
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ülkeyi karıştırmayı amaçlayan eylemlerin önlenmesi için gerekirse silahlı kuvvetlerin de devreye girebilec...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ülkeyi karıştırmayı amaçlayan
eylemlerin önlenmesi için gerekirse silahlı kuvvetlerin de devreye
girebileceğini söyledi.
Bülent Arınç, A Haber Televizyonu’nda gündeme ilişkin açıklamalarda
bulundu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarıyla
ilgili "Gösteriler Gezi Parkı eyleminden çıktı. Yasal olmaktan
çıktı. Sokaklarda, mahallelerde bunlar devam edebilir. Onlar da
anında bastırılır ve sorumluları hakkında yasal işlem başlatılır.
20 gün önce başlayan masum gösteriler bence tamamen bitmiştir"
dedi.
Polisle çatışmaya girenlere CHP’li vekillerin de katıldığını
belirten Arınç. "Onlar da güvenlik güçleri tarafından dağıtıldı"
diye konuştu. Gezi Parkı’nda belediye tarafından ağaçlandırma
çalışmalarının başladığını kaydeden Arınç, "İnsanlar orada iç içe
hijyen şartlarının olmadığı ortamda yaşıyorlardı. Şimdi Gezi Parkı
eskisinden daha güzel bir noktaya getirilmeye başlandı" diye
konuştu.
78 İLDE BİR MİLYONDAN FAZLA GÖSTERİCİ EYLEM YAPTI
Arınç, "İlk günlerde polisin aşırı şiddet uyguladığını Başbakanımız
da ifade etti. İlk gün 40-50 kişi ile başlayan olayların, polisler
gaz kullanmasaydı, aşırı orantısız güç kullanmasaydı büyümeyeceğini
ifade ettiler. Bunu ben de ifade ettim. İlk planda aşırı güç
kullanılmasaydı kalabalıklar toplanmayacaktı. 78 ilde 1 milyonu
aşan göstericiler Gezi bahanesiyle farklı amaçlarla gösteri yaptı.
Gezi Parkı’nda başlayan olayların devamı veya onlara dayanışma
olarak ortaya konuldu. Emniyet Müdürü, Vali orada aşırı güç
kullanımı varsa inceleme başlattılar. Gösteriler devam ederken,
polis de bu olaylara müdahale ederken soruşturmanın bitmesi mümkün
değil, olaylar durursa soruşturma biter demiştim. Ön rapor tanzim
edilmiş durumda. Emniyet bunun gereğini yerine getirir. 3-4
canımıza mal oldu, araçlar tahrip oldu. Orada aşırı güç
kullanılmasıyla olayların bu noktaya gelmiş olması paraleldir sözü
yanlıştır. Sadece İstanbul’da değil Ankara ve İzmir’de de polis
müfettişleri olaylarla ilgili soruşturma yaptığı söylenebilir"
dedi.
POLİS ÖNCE HEP PASİF KONUMDA
Son yıllarda polisin çok da iyi eğitim aldığını belirten Arınç, "Şu
anda sayıları 300 bine yaklaştı diye tahmin ediyorum. Polisin
asayiş güçleri ve terörle mücadelede çalışanları çok karmaşık
olaylarla mücadele diyorlar. Çok iyi yetişmiş anarşist gruplar
polisle çatışmaya giriyor. Polise verilen talimat şudur: Öncelikle
pasif konumda olacaklar. Bunu polis çok güzel yapıyor. Bazen rica
ederek, bazen anlaşarak fotoğraflara ve kamera kayıtlarına bakın.
Polis daima pasiftedir. Polis çok sabırlı ama olaylar büyüyünce
meşru müdafaa yapıyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Taksim Gezi
Parkı olaylarına gerekirse Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de müdahale
edebileceğini söyledi. Arınç, şu anda emniyet teşkilatının olaylara
müdahalede sorun yaşamadığını belirtirken ihtiyaçlara göre gerekli
adımların atılacağını belirtti.
BURASI DİNGONUN AHIRI DEĞİL
Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu hatırlatan Arınç, "Utanmadan bir
Ankara CHP vekili polisin karşısına geçti, annesine küfredecek
kadar alenen hakaret etti. Polis bir şey yaptı mı? Yapmadı. Bir BDP
vekili emniyet amirine tokat atmıştı, emniyet amiri bir şey
yapmamıştı. Ama bazen iş çileden çıkıyor. Olayların büyümesi
halinde de elindeki yetkileri kullanacak. Polisten şikayet edenler
her şeyi yakıp yıkanlar. Kusura bakma burası dingonun ahırı değil
hukuk devletidir. Çağlayan Adliyesi’nde avukatlar protesto yapmış.
Cumhuriyet Başsavcısı da diyor ki 600 tane hakim görev yapıyor.
Davacısı davalısı var. Bu eylem adliyenin düzenini bozdu. Bir yerde
düzenin bozulması halinde onlara müdahale edilebilir" dedi.
AVM’ye polisin girdiği iddialarıyla ilgili Arınç, "Kendilerini
oraya atanlar varsa, suç işledikleri hakkında kesin kanaat
edinilmişse polisin oraya girmesi doğal karşılanabilir. Ama orada
polisin gaz atması falan tasvip edilemez. Polis 20 gündür
eylemciler olduğu halde hiçbir otele girmemiştir belki de girmesi
gerekirken. Eylemcilere destek veren otel hakkında işlem
yapılabilir" dedi.
Bilişim suçları ile ilgili çıkarılan bir kanun olduğunu belirten
Arınç, "Bu konuda paylaşım sitelerindeki hakaretler, ve bunların
sonuçsuz kalması insanları üzüyor. Ağıza alınmayacak küfürlerle
birine hakaret edildiğini düşünün. İlk günlerde başlayan tweetlerle
olayların ne hale geldiğini gördük. Çocuğum için AVM’nin ortağı
diye yazıldı. Üzüldüm tabi. Cemil Bey’in çocuğu için TOMA’lara
bilmem ne sağlayan denildi. Bence denetlenmesinde fayda var. Biz
paylaşım sitelerini yasal düzene içine alamayız. Ama haber siteleri
için bir düzenlememiz vardı" dedi.
Ertuğrul Günay’ın tweetleriyle ilgili Arınç, "Ertuğrul Bey’i takip
ediyorum. Kişilik olarak çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Bir ara
kendisiyle ilgili haddimi aşan sözler de söylemiştim. Üzüldüğünü de
gördüm. Ben de üzülmüştüm. Ben 5 yıl ağır hapse mahkum edildiğim
davada kendiliğinden gelip avukatlığımı yapmıştı. Geçmişteki
siyaset yaptığı partilerdeki konumu da bellidir. Şu anda
yazdıklarını ben duygusal anlamda kabul ediyorum. Zaman zaman biz
de buna benzer şeyler söylüyoruz. Ertuğrul Bey’in duygusal planda
söylediği sözlerdir. Bunu Başbakanımıza ve hükümetimize eleştirisi
olarak görmek mümkün değildir" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın mahkeme kararına uyacaklarını söylediğini
belirten Arınç, "Mahkeme kararı lehte olsa bile yine size soracağız
diyor Başbakan Kılıçdaroğlu benim konuşmamdan sonra ‘referandum
olabilir’ dedi. Başbakan konuştuktan sonra ‘olmaz’ dedi. Anayasa
komisyonuna gönderdiği insanları bir ahenk içinde göndermediler.
Süheyl Batum’un olduğu bir grupla ne konuşulur. Polislere ak itler
demedi mi, Sezen Aksu’ya sazan demedi mi? Genel başkan kendi
partisi içinde otoritesini sağlayamadıysa, dün söylediğini bugün
inkar ediyorsa sözlerine nasıl güveneceğiz. Kılıçdaroğlu’nun bugün
milletvekillerinin bu eylemcileri sürüklediği bir noktadayız.
Hüseyin Aygün Hatay’daki Abdullah’ın intikamı alındı diye tweet
atıyor, polisin şehit olduğu gün. Polislere ana avrat küfreden bir
vekili derhal partiden ihraç etmesi lazım. Hakkında cinsel taciz
dosyası olan vekili derhal partiden atması lazım. Yeni anayasa
sürecinde o kadar çok kırmızı çizgi çizdiniz ki bugün söylediği
sözlerden nasıl çark edeceğini takip etmemiz lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sağduyulu davrandığnı belirten Arınç,
"Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanına düşen görevler var sözünün
arkasında ‘Hükümeti zor durumda bıraksın. Bizi bir araya toplasın,
Bakanlar Kurulu’na başkanlık etsin’ amacını taşıyordu. Gül çok
sağduyulu davrandı. Biz Türkiye’de her şeye hakimiz. Hükümetimiz
her durumu kontrolü altında tutar" ifadelerini kullandı.
Sendikaların protesto hazırlıklarıyla ilgili Arınç, "Türkiye’de
hukuk var mı biz ona bakarız. Kazlıçeşme’de milyonlarca insanın
toplandığı bir miting yaptık. Hukuka bağlı bir insan ancak hukukun
gösterdiği yerde gösteri yapabilir. İstanbul’da Kazlıçeşme,
Ankara’da Sincan. Ama onların amaçları üzüm yemek değil bağcıyı
dövmek. Kazlıçeşme’ye gelseler nokta gibi görünürler. Onlar şehrin
içinde kavga çıksın, zarar verilsin diye koşuyorlar. Hangi
şehrimizde hangi eylemin yapacağını bilmemiz mümkün değil. Ama bize
düşen hukuka aykırı eylem varsa bunlara engel olmak. İşte polis,
yetmiyorsa jandarma, yetmiyorsa TSK. Bu yetkiler kanunlarda var.
Şimdilik bunlara ihtiyaç olmadı. Polis bunların üstesinden geldi"
dedi.
BAKAN ŞİMŞEK’İN DİNLENME İDDİASI
Arınç, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dinlenme iddialarıyla ilgili
"Dinleme her yerde olabiliyor demek ki. Türkiye’de de Meclisimizde
bununla ilgili bir komisyon var. Hoş olmayan belki de kanunsuz bir
dinleme. Her şey bir dinleme aygıtına dönüşebiliyor, engel olmak
kolay değil" diye konuştu.
PKK’LILARIN ÜÇTE BİRİ ÇEKİLDİ
Arınç, çözüm süreciyle ilgili "Süreç kavgasız gürültüsüz devam
ediyor. PKK’lıların üçte biri Türkiye’den çekildi. Türkiye huzura
erdi, yeşillendi. Herkesin piknik yaptığı, birbiriyle bayramlaştığı
bir süreç. Herkesin topraklarına döndüğünü görüyoruz. Çekilme
tamamlandıktan sonra işin üçüncü boyutu da olacaktır mutlaka"
dedi.
(İHA)