Anestezi uzmanı olarak görev yaptığı Siirt Devlet Hastanesi’ne 1 Mart’ta başhekim olarak atanan Şeyda Kayhan, kentte yaşadığı "mahalle baskısı" nedeniyle görevinden ayrıldığını açıkladı. İlk icraatının özel şirket tarafından işletilen fizik tedavi ve rehabilitasyon birimini hastane personeliyle çalıştırmaya başlamak olduğunu söyleyen Kayhan, “Bu birime devlet, her ay 400-450 bin liraya yakın para ödüyordu. Kendi personelimizle çalıştırmaya başladık. Devleti maddi yükten kurtardık ancak birileri rahatsız oldu. Baskılar başladı ancak geri adım atmadım. Mahalle baskısı yaratıldı. Gönderilmeseydim istifa edecektim” dedi. Hastanede çalışan 4 kişinin adının karıştığı fuhuş olayını ortaya çıkarması sonrası garip bir şekilde eleştirildiğini belirten Şeyda Kayhan, şunları söyledi: “Siirt Üniversitesi’nde eğitim gören, yaşları 18-22 arasında değişen ve maddi durumu iyi olmayan öğrencileri baskı, tehdit ve parayla kandırarak fuhuşa zorladıklarını duyunca içim acıdı. Durumu emniyete bildirdim. ‘Neden ramazan günü bunu ortaya çıkardın? Siirt için kötü bir imaj oldu’ gibi şeyler söylenmeye başlandı. Burada sanki fuhuş yapan benmişim gibi eleştirildim. Hayal kırıklığına uğradım. Bazı tabuları yıkmak kolay değil.” diyen Kayhan, Aydın’a atandı. Şeyda Kayhan 33 yaşında genç bir doktor. Bu genç yaşında sık rastlanmayan bir sorumluluk üstelenen Kayhan Sağlık Bakanlığı tarafından Siirt Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne atanmıştı. Peki Şeyda Kayhan kimdir? Kayhan, 2007’de Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Genç hekim 1.5 yıl önce zorunlu hizmet için gittiği Siirt’e sevgisini, ilgisini, umudunu ve gülüşünü de taşıdı. Kentte bulunduğu dönemde çocuklar için sosyal projeler yürüttü. Arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları kampanyalar ile bölgedeki 900 yardıma muhtaç öğrencinin giyimine önayak olan Kayhan, tedavi için hastaneye gelen her çocukla yakından ilgilendi. Hastanedeki çocukları tek tek ziyaret edip hediyeler veren genç hekim, 2 hafta önce Siirt Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne getirildi. Kayhan atandıktan sonra yaptığı açıklamada “Yıllarca okuyup öğrendiklerimle, geceler boyu, sabahlara kadar edindiklerimle bu toprakların her şehrinde hizmet verebilirim” demişti. Fırat Kalkanı Harekâtı sırasında Cerablus’a gitmek için gönüllü olan doktorun bu isteği, Siirt’teki ihtiyaç nedeniyle gerçekleşememiş. Kayhan, sosyal sorumluluk projelerini ise arkadaşlarıyla birlikte sürdüreceklerini söylemişti. “Tek bir çocuğun gülümsemesi, elini tuttuğum bir kadının mutluluğu, başını okşadığım yaralı bir askerin duası, kurtardığım tek bir can, emeklerimin karşılığı oluyor.” demişti. Kayhan, bölgedeki 900 yardıma muhtaç öğrencinin giyimine önayak olan Kayhan, tedavi için hastaneye gelen her çocukla yakından ilgilniyordu. Anestezi uzmanı Kayhan, Trabzon’un Maçka İlçesi’nde 2016’daki terör saldırısında yaralanan polislere ilk müdahaleyi yapan ekipteydi. Kayhan o günü şöyle anlatmıştı: “Hastanedeki çocukları eğlendirmek için çiçekli terlik ve elbise giyerek onları güldürmeye çalıştığım sırada yaralı polisler geldi. Üzerimi değişmeden ameliyata girdim. Büyük çaba gösterdik ancak iki polisimizi kurtaramadık. Çiçekli terliklerime, ellerime, elbiseme akan şehit kanıyla sabaha kadar ağladım.”