Gazeteciliğin utanç belgesi
Abone olFatih Altaylı, gazeteciliğin utanç belgesini açıkladı. Özkan'ı referans alan Altaylı bakın ne dedi!
Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı,
gazeteciliğin utanç belgesini açıkladı. bir dönemin "kara
kutusu" olarak değerlendirdiği Hüsamettin Özkan'ı referans alan
Altaylı, gazetecilik dersi verdi!
-----------
Ulak gazeteci
Bir dönemin "kara kutusu"
Hüsamettin Özkan konuştu. Konuşmak için seçtiği adres de ilginçti.
Haber Türk, Hüsamettin Özkan'ın "güçlü" olduğu dönemlerde
kurulmuştu ve Hüsamettin Özkan "karşıtı" yayınlar yaparak güçlü bir
muhalif ses olmuştu. Yüce Divan'da aklanan Özkan'ın konuşmak için
Habertürk'ü seçmesi ilginçti.
Bir dönem "dağınık" Türk siyasetinin "katalizörü" olan Özkan
geçmişin karanlık noktalarına ışık tuttu. Cumhurbaşkanı'na teklifi
kendisinin götürdüğünü, Sezer'in buna çok sevindiğini, Sezer'in
kendisine fırlattığı Anayasa'yı Sezer'e geri fırlattığını, Sezer
tercihinden dolayı pişman olduğunu anlattı. Sezer'e "Nankör Kedi"
dediğini ise "yalanlamamakla" yetindi.
Terörist Öcalan'ın neden asılmadığını ve MHP'yi bu konuda ikna
etmek için 7 saatlik bir toplantı yaptıklarını da gün ışığına
çıkardı.
Özkan'ın konuşmasının benim açımdan ilginç olan yönü ise
gazetecilerin siyasetle "Olması gerekenden daha fazla" içli dışlı
olduklarını su üzerine çıkardığı bölümdü.
Özkan'ın anlattığına göre bir gazeteci kendisine geliyor ve
"Askerler Başbakanlık koltuğunda Ecevit'in yerine sizi görmek
istiyor" diye bir mesaj iletiyor. Ardından bu gazeteci ile Özkan
birlikte Başbakan Ecevit'e gidiyorlar ve "gazeteci" askerlerin
"mesajını" bir kez de Başbakan'a iletiyor. Vay benim mesleğim
vay!
Bir gazeteci, demokrasi ile yönetildiği "varsayılan" bir ülkede
"hangi makam ve rütbede olduğu bilinmeyen" ve "askerler" diye
anılan birilerinin "özel ulağı" olarak Başbakanlık değişimi
talebine aracılık, "ulaklık" yapıyor.
Bu mudur gazetecilik!
Bir gazeteci böyle bir bilgiyi alınca "ulaklık" yapmaz.
Bunu yazar. "Askerler Başbakanlık koltuğunda Özkan'ı görmek
istiyor" der.
Bunu yazmayıp, gidip "aracılık" yaparsanız, mesaj taşırsanız,
burada gazetecilik olmaz.
Hüsamettin Özkan'ın açıklamaları gazetecilik adına bir utanç
belgesidir.
Ama Türkiye'de kimse buna bir şey demez. Dese dese, "Vay be ne
önemli gazeteciymiş" der...
Sonra da "Halk basına neden güvenmiyor" diye sorup dururuz.
Fatih Altaylı
Sabah