Gazetecilerin nutuk atma sevdası
Abone olAkşam Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Serdar Turgut : Başbakan ile buluşma şansını yakalayan gazetecilerin önemli bir hatasını gündeme taşıdı!
Turgut "başlıklı yazısında Başbakana nutuk atan gazetecileri
eleştirdi!
Yazı: Serdar TURGUT
www.aksam.com.tr
Ben dikkat ettim, Başbakan ile buluşma şansını yakalayan
gazetecilerin önemli bir bölümü Başbakan'a kısa sorular sormak
yerine ona dersler vermeye başlıyor. Sorularından önce çok uzun bir
söylev veriyorlar nedense. Eğer o gazeteci grubunda benim gibi
diğer gazetecilerin görüşlerine zerre kadar önem vermeyen
gazeteciler varsa onlar da bu söylevleri çekilmesi zorunlu bir ağır
ceza olarak görüyor. Eminim ki Başbakan da bunu böyle
görüyordur.
Nutuk atıyorlar
Aynı olay geçtiğimiz cuma akşamı da oldu. Başbakan ile 20 kadar
gazeteci yemek yedik. Yemek öncesinde gelmeye başlayan gazetecileri
görünce ben içimden 'eyvah yine bu gece çekeceğimiz var' diye
geçirdim. Böyle düşündüm. Çünkü gelen gazeteciler arasında büyük
Türk büyüğü olarak adlandırılabilecek, fikirleri çok ağır olan
isimler de vardı. Bu insanlar belki de hayatlarında hiç muhabirlik
de yapmadıklarından olsa gerek, direkt soru sormayı hiç
bilmiyorlar. Onlar sözü aldıklarında nutuk başlıyor ve nutuk
genellikle iki ya da üç saat kadar sonra bitiyor. Bununla da
yetinilmiyor, gazeteciler kendi aralarında da tartışıyorlar.
Düşünebiliyor musunuz; Başbakan gelmiş oralara, kendisine sorular
sorulmasını bekliyor ve bazı adamlar kendisine nutuklar atarak,
kendi aralarında tartışıyorlar. Başbakan bu ülkeyi yönetmenin
gerçekten zor, belki de imkansız olduğunu o gece anlamıştır her
halde.
Başbakan'a fırsat yok
Fikirlerini merak etsem bile-ki hiç etmiyorum-bu insanlara telefon
açıp fikirlerini öğrenebilirdim, dahası bozuk para verip
gazetelerini alabilirdim ama o gece bunları canlı izlemek gibi bir
üzücü gelişmenin içinde kaldım. Aslında Başbakan'a konuşmak için
fırsat verilse gece hayli de ilginç olabilirdi. Ancak bu kadar
fazla fikir adamı arasındayken Başbakan'ın konuşmaya hiç şansı
yoktu. Fikir adamları birbirleriyle tartışırken arada hayli
heyecanlandılar da ve ben iyi bir kavga çıksın diye umutla
bekledim. Onların bu uzun konuşmaları ve kavgaları Başbakan'ın da
işine gelmiş olmalı, çünkü yemeğini rahatça yedi.
Girişi üç gün sürüyor
Bu arada gece boyunca yaşadığım bir dehşeti de anlatayım.
Davetliler arasındaki ünlü fikir adamları içinde Hasan Cemal de
vardı. Ben, 'o da soru sormaya kalkışırsa ne yaparız ki acaba' diye
korkumdan tir tir titremeye başladım. Çünkü Hasan soru sormaya
başlasaydı eğer, biz hala daha o lokantada bulunuyor olacaktık.
Çünkü adamın ilk sorusunu sormadan yaptığı girişler üç gün filan
uzunlukta olabiliyor... Böyle bir şey olsaydı, biz gazetecilere ne
olduğu önemli değil de Başbakan'ın onca gün orada bulunmak zorunda
kalması olacak iş değildi, çünkü fikir adamı olmaktan başka önemli
işleri olmayan gazetecilerin aksine Başbakan'ın ülkeyi yönetmek
gibi teferruat sayılabilecek işleri de var. Bilmem anlatabiliyor
muyum?
((Çok önemli not: Bu penis işlerine ne kadar girmek istemesem de
hatta bu yönde kararlı olsam da hayatın acımasızlığı benim peşimi
bırakmıyor bunu da bilin istedim. Dün son derece efendi biçimde
toplantıya oturdum ve önüme gelen haber gündeminde 'cinsel
organının içine para sakladı' başlıklı bir haber vardı. Ben hemen
bir manşet bulduğumu sanarak heyecanla arkadaşlara 'hangi cinsel
organ bu, penis mi' diye sordum (bu da olur mu demeyin, emin olun
Türkiye'de her şey olabilir, her gün benim önüme gelen haberleri
siz görseniz yemin ediyorum paranoyak olurdunuz) ama ne yazık ki
korktuğum cevabı aldım. Sonra da fikir adamı olan gazeteciler
edasıyla bir nutuk çekerek 'o organda para saklanmasının haberlik
ne önemi var ki, bunu neden önüme haber diye getirdiniz' diyerek
söylendim, çok kızmıştım.))