Gazetecilerin Çakıcı skıntısı
Abone olTürkiye'ye iadesi kesinleşen Çakıcı’nın hesaplaşacağını belirttiği kesim arasında gazeteciler de yer alıyor. Bu nedenle bir takım gazeteciyi bu günlerde sıkıntı bastı.
Çakıcı’nın sorgulanmasına izin verilirse gazetecilerle ilgili
önemli açıklamalar yapacak. “Çakıcı’ya sorulacak sorular” arasında
gazeteciler de bulunuyor. Çakıcı’nın arandığı dönemde İnterpol
Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı “çok gizli” raporda “Alaattin
Çakıcı., hemen hemen tüm basın organlarının yönetici ve önemli
yazarlarını tehdit ederek hakkında kötü haber verilmesini ve
program yapılmasını önlemekte, hatta istediği şekilde haberlerin
yayınlanmasını sağlayabilmektedir. Türkiye'ye gelmediği halde zaman
zaman girip çıktığı imajının yaratılması veya basında bu tür
haberlerin yayınlanması için özel bir gayret sarfettiği
görülmüştür" deniliyor. Çakıcı konuşursa, gazetecilerin adı da çok
geçecektir. -Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyon için “önce
al, sonra sal devri bitti” deniliyor. Bu durumu daha önce Sedat
Peker’i dört kez gözaltına alınan ve 5 yıl İstanbul Organize Suçlar
Şube Müdürlüğü görevinde bulunan Adil Serdar Saçan’a sordum. Saçan,
önemli iddialarda bulundu. SAYGI ÖZTÜRK “Baba”lar, “Susurluk”
gündeme tam oturdu. Alaattin Çakıcı’nın “hesaplaşacakları” arasında
ünlü gazeteciler de bulunuyor. Fırsat verilirse Çakıcı konuşmaya
“hükümet düşüren kaset”ten başlayacak, bu kasetin yayınını kimlerin
önlemek istediğini, hükümetin “arabulucu” olarak gönderdiği kişinin
kim olduğunu da açıklayacak. Sedat Peker’in sorgusu devam ederken,
bu kişiyi daha önce 4 kez gözaltına alan Organize Suçlar eski Şube
Müdürü Adil Serdar Saçan da, GÖZCÜ’ye ilginç açıklamalar yaptı.
1998 yılından önce, organize suç örgütlerinin işlemiş oldukları
suçların ayrı ele alınması, mücadelenin farklı birimlerce
yapılması, soruşturmayı yapan birimler arasında bilgi değişiminin,
yasaların yetersizliği nedeniyle mücadelede gereken etkinlik
sağlanamıyordu. Profesyonel anlamda mücadele 1998 yılında
başlatıldı. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, Genel
Müdür Yardımcısı Halil Tuğ’un bu konudaki çabalarını kimse inkar
edemez. “İSTEDİĞİ HABERİ YAYINLATIYORDU” Çakıcı’nın sorgulanması
zor gözüküyor. Buna karşın Emniyet yine de hazırlık yapıyor ve
“Çakıcı’ya sorulacak sorular”ı hazırlıyor. Bunlar arasında
gazetecilerle ilgili de soru bulunuyor. Böyle bir soru
yöneltilmesinin nedeni de, Çakıcı’nın arandığı dönemde İnterpol
Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan “çok gizli” kayıtlı bir
rapor dayanak olarak gösteriliyor. İnterpolun raporunda şöyle bir
bölüm yer alıyor: “Alaattin Çakıcı., hemen hemen tüm basın
organlarının yönetici ve önemli yazarlarını tehdit ederek hakkında
kötü haber verilmesini ve program yapılmasını önlemekte, hatta
istediği şekilde haberlerin yayınlanmasını sağlayabilmektedir.
Türkiye'ye gelmediği halde zaman zaman girip çıktığı imajının
yaratılması veya basında bu tür haberlerin yayınlanması için özel
bir gayret sarfettiği görülmüştür." Son dönemde Emniyet’te “geçmişi
kötüleme modası” başladı. Böyle yaparak yol alacaklarını
sanıyorlarsa aldanırlar. Emniyet’in bu gün tepe noktalarındakiler,
geçmişte de etkin görevlerde bulunuyorlardı. Örneğin Genel Müdür
Yardımcıları Ramazan Er, Emin Arslan, İstihbarat Dairesi Başkanı
Sabri Uzun, Kaçakçılık Dairesi Başkanı Hanefi Avcı başta olmak
üzere, operasyonlar yıllardır aynı ekip tarafından yürütülüyor.
Eğer, gerçekten mevcut üst düzey yöneticiler, kendilerinden
öncekileri eleştiriyorsa, aslında eleştirdikleri de kendileri
oluyor.