Gazete okumayan yazarlar kim?
Abone olAkşam Gazetesi yazarlarından Zülfikar Doğan, bugünkü yazısında gazete okumayan gazetecilere bol bol örneklerle adeta ders veriyor. İşte gazete okumayan yazarlar.
Akşam Gazetesi yazarı Zülfikar Doğan, gazete okumayıp ahkam
kesen yazarları konu ediniyor. Okumaz yazarlara hem de kendi
gazetesinde çıkan haberleri örnek gösteren Zülfikar Doğan'ın
yazısını birlikte okuyalım "Gazete okumayan gazeteciler... Üç
yıllık stand-by, tarıma bay bay..." IMF Heyeti, Allah'tan bir mani
çıkmazsa 'hızlandırılmış' ön görüşmeleri tamamlayıp bugün
Ankara'dan ayrılacak. IMF istikbalimize ve uygulanacak ekonomik
politikalara, kararlara yönelik olarak, bizlerden, iş alemi,
yatırımcı, işçi - memur - çiftçi - esnaftan daha çok, hatta 'tam'
malumata sahip olarak dönüyor, Vaşington'a. Bakan Babacan, yüzde
6.5 faiz dışı fazla (FDF) ve sıkı maliye politikalarından
gazgeçilmeyeceğini, programın aynı zamanda AB ekonomi kriterlerine
uyumu içerdiğini söyledi. Bazı üst düzey ekonomi bürokratları yüzde
5 - 5.5 FDF ve yapısalların tam olarak hayata geçirilmesiyle de
2007'de, AB'nin 'yüzde 60'lık borç stoğu / GSMH oranı kriterinin
yakalanacağını' söylüyorlar. Programın yatırım, istihdam ve sosyal
boyutu için IMF'den 'yarım puancık' FDF tavizi alınır mı? IMF ile 3
yıllık, finansal destek de içeren stand by için büyük ölçüde
'mutabakata' varıldığı da, sızmış durumda. Yeni kredi tutarının 10
- 14 milyar dolar arasında olması, ve ilk yıl ( 2005 için)
yarısının (5 - 7 milyar dolar) tek kalemde istenmesi düşünülüyor.
Bu talepte kurlarda, petrolde ve cari açıktaki tırmanış ana etken.
Yapı Kredi'nin 'sahipliği ve satışı' meselesinin IMF heyeti Ankara
iken çözülmüş olması, TMSF ile anlaşmanın da imzalanması, IMF'yi
'mutlu' etti. * * * Dün yazdığım gibi, IMF programının 'kurbanı'
olan tarımda artık 'çöküş' gündemde. Ulusal bir tarım politikası
olmadığı için IMF, Dünya Bankası, şimdi de Dünya Ticaret Örgütü
(DTÖ) ve AB Ortak Tarım Politikası devreye girdikçe, 'tükeniş'
hızlanacak. Azalmış destek ve sübvansiyonlar, tarımsal ithalat ve
ticaretin tümüyle serbestleşmesi, tarımsal ürün gümrüklerinde
düşüşle 10 - 15 milyon kişi daha, köyü - tarımı bırakıp kentlere
göç edecek. Büyük sosyal sorunlar ve işsizliğin patlamasına zemin
yaratacak. Prof. Mehmet Altan Sabah'taki köşesinde DTÖ kararlarının
gazetelerde yer bulmadığını, öne sürüp, kızıyorsa da, anlaşılan
kendisi gazete okumuyor. Beş ay önce, bugün gelinecek noktayı 'DTÖ
- AB - ABD Tarım Savaşları' başlığıyla ve hem de 5 günlük bir yazı
dizisi ile anlattım. Gazete okumayan, umum yönetmenler de var.
Ertuğrul Özkök, dünkü köşesinde 'Gazete satışları, tirajlar, okunma
oranları' üzerine Pricewaterhouse Coopers'ın araştırma sonuçlarını
verip, 'Pravda hikayesi' yazmış, 'Önyargılı sözde aydınlara'
yüklenmiş. Ama Hürriyet turşu haberlerden sonra, turşu köşe
yazıları da alışkanlık haline getirdi anlaşılan. O yazılanlar bir
ay önce pek çok gazetede yayımlandı, Yavuz Semerci ise üç gün,
köşesinde ve ekonomi sayfasında yer verdi. Gazeteciler, gazete
okumayınca böyle oluyor işte! * * * Konumuza dönelim. IMF ile yeni
programda, AB müzakerelerinde ve DTÖ'de tarım temelli kurban
edilecek. Bankacılıkta da uyanık olalım. Yabancı bankalar ülkemize
gelsin, ortak olsun, banka alsın ama, kamu bankacılığı ve özel
ulusal bankacılık da yaşasın. IMF istiyor diye kamu bankalarını
satıp, savmayalım. Arjantin tüm bankalarını, her şeyini,
mezarlıkları bile IMF istiyor diye satıp, özelleştirdi. Krizde de,
tümü 'yabancılaşmış' bankacılık sektörü, kilit vurup gitti.
Brezilya, bazı kamu bankalarını, yerli sermayeye ait, özel
bankaları muhafaza etmenin yararını gördü. Türkiye'de bunca krizi,
bankacılık krizlerini atlatabildiyse, kamu bankalarının, ulusal
bankaların varlığı sayesindedir. Enerji ve telekomda da dikkat. IMF
Brezilya'ya tüm enerji sektörünü özelleştirtti. Adamlar santralları
alıp, elektriği satıp, paraları cebe attılar. Brezilya, büyüme -
yatırım isteyince de 'bize ne kardeşim' dediler. Enerji
yetersizliğinden Brezilya sanayii, ekonomisi durdu. Hele
özelleştirilen Telekom skandalı daha bir hafta önce ortaya çıktı.
Şimdi Brezilya yeniden devlet enerji - elektrik şirketi kurdu, kamu
enerji yatırımlarına başladı. Sırada yeniden 'Kamu Telekom şirketi
kurulması' var. IMF ile yeniden anlaşırken, yaşanmış, acı
örnekleri, bağımlı hale getirilen, çökertilen ülke ve ekonomileri
görelim, pazarlığa (şayet varsa ve kaldıysa) öyle oturalım. Ulusal
çıkarları öne çıkartan, ecnebileri değil, Türkiye'yi gözeten
şartları masaya koyalım. Bakan Babacan'ın 'Türkiye'nin ihtiyaç ve
çıkarları neyi gerektiriyorsa programda onlar olacak' sözünü
'senet' kabul etmek dışında da bir seçenek kalmıyor bize zaten.
Haydi, hayırlısı! :