Gazetcilere hapishane yolu!
Abone olYalçın Pekşen, gazeteciler üzerine kurulan baskılardan rahatsız oldu. AB'ye girme sürecindeki bir ülkede basının susturulmaya çalışılması, Pekşen'in sitemi oldu.
Akşam yazarı Yalçın Pekşen, gazeteciler üzerine kurulan
baskıları ve yeni TCK'yla yapılacak yasal düzenlemeleri ele aldı.
Pekşen, yazısında gazetecilere hapis yolunun açıldığını vurguladı.
Pekşen, olanlardan ve olacaklardan ötür dedi.
Tekzip: Gazetecilerin 2 numaralı sorunu. Bir numaralısı tazminat
davaları... Ancak bunlar 1 Nisan 2005'ten itibaren yürürlüğe
girecek yeni Türk Ceza Yasası ile 2. ve 3. sıraya düşecekler. 1
numaraya yeni yasanın getirdiği hapis cezaları yerleşecek.
Böylece Avrupa Birliği'ne girme iddiasında olan ülkeler arasında,
gazetecileri hapse atma iddiasında olan tek ülke olacağız.
Buna karşılık haklarında sürüyle yolsuzluk iddiası olanların
yolsuzlukları önleme iddiasında olan ülke de biz olacağız.
Ancak artık ortada yolsuzluk iddiaları olmayacak. Yolsuzlukları,
yazılmasını engelleyerek önleyen ilk ülke de sanırım, biz
olacağız.
Türkiye değişiyor.
Perşembe günü Hürriyet'te Bekir Coşkun'un 'Onuncu Köy' köşesinde
Ömer Öngüt adlı şahsın 'cevap ve düzeltme' metni yayınlandı.
Sakarya 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararıyla yayınlanan tekzipte
'Şeyh Fışfış Efendi' lafından alınan şahıs şunları ileri
sürüyordu:
' 'İnsanın Yaratılışı ve Organ Nakli' eserimizde görüleceği üzere
bizim beyanlarımız Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerif'lere
dayanmaktadır. Yer kısıtlaması sebebiyle burada izaha imkan
bulamıyorum. Şu kadarı var ki, bir tek Ayet-i Kerime bütün
insanların görüşüne bedeldir. Allah-u Teala Ayet-i
Kerimelerinde
'Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın...' (Bakara 195)
'Kendi kendinizi katletmeyin' (Nisa 29) buyuruyor.'
* * *
Görüldüğü gibi tekzip sahibi, organ nakillerinin yasaklanması
yolundaki iddiasını Kuran'daki ayetlere, dolayısıyla şeriat
hükümlerine dayandırıyor.
Gönül isterdi ki, din ile devlet işlerini ayırmış laik Türkiye
Cumhuriyeti yasalarına göre suç sayılan bu tutum karşısında
devletin savcıları harekete geçip
-Gel bakalım buraya Hacı Fışfış... Sen ne diyorsun Efendi? Burası
Suudi Arabistan mı? diye sorsunlar.
Öyle olmuyor; şeriat hükümlerine dayandırılmış tekzibin
yayınlanmasına karar verilerek arkadaşımızın yakasına
yapışılıyor.
* * *
Başbakanın sık sık söylediği gibi 'Damdan düşenin halinden en iyi
damdan düşen anlıyor.' Benzer bir durum benim de başıma
gelmişti.
Bir tarihte devletin bütün gücüyle (Polis ve adliye teşkilatına ek
olarak uluslararası suçlu arama örgütü İnterpol aracılığıyla)
'dolandırıcılık' ve buraya sığdıramayacağım kadar çok başka
suçlamalarla aradığı bir sanık hakkında 'dolandırıcılıktan aranan'
demiştim. Bunun üzerine Zeytinburnu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin
benim köşemde yayınlanmasına karar verdiği tekzipte, Türkiye
Cumhuriyetinin yargılanmak üzere bütün dünyada hala aradığı sanık,
kamuoyuna 'dimdik ayakta olduğunu' söyleyebilmişti.
Bu durum beni çok şaşırtmış ve düşündürmüştü.
Bekir Coşkun'a gönderilen tekzip karşısında ise neredeyse küçük
dilimi yutuyordum.
Du bakali, daha neler olacak?
YAZI:Yalçın PEKŞEN
AKŞAM