Gandi AK Parti'yi bir sevdi bir dövdü!
Abone olCHP Lideri Kılıçdaroğlu alkol düzenlemesinden güneydoğu'ya, futboldan twittera bir dizi konuda açıklama yaptı...
İNTERNETHABER.COM - CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aday
olamayacağı yönündeki tartışmalardan Kürt ve Alevi sözcüklerini
kullanmamasına, alkolle ilgili düzenlemeden Hizbullah
tahliyelerine, Futboldan twittera, Muhteşem Yüzyıl dizisinden Oktay
Ekşi'ye ilişkin olarak bir dizi konuda çarpıcı
açıklamalarda bulundu.
NTV'den Banu Güven'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, hükümetin
Tütün ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurulu'nun tebliğiyle ilgili
olarak şöyle konuştu: Alkol her yerde satılmaz,
çocukların korunması lazım. Kendi çocuklarımız var. Kimse bir şey
söyleyemez. Ama alkolü yasaklayacağız diye sosyal hayatı
değiştirecek önlemleri almak doğru değil.
İşte Banu Güven'le Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı söyleşinin tam
metni:
Masum Türker dedi ki Kemal Bey
aday olamayabilir?
Bu sayın Türker'den önce de söyleniyordu. Biz ona baktık ve
uygulama alanı olmadığını biliyorduk. Keşke sayın Türker'de
baksaydı...
Siz parti içi demokrasi vurgusunu sık sık yapan
birisisiniz. Bu seçime CHP nasıl gidecek? Ön seçim olacak
mı?
Ben kurultayda da daha sonraki açıklamalarda da ağırlık olarak
eğilim yoklaması yapacağımızı belirtmiştim. Sadece delegelerin
parti üyelerinin de görüşlerini alacağımızı belirleyeceğiz
Neye göre belirlenecek?
İllerin durumuna göre. Bazı iller var ki orada ön seçim ve eğilim
yapmakta zorlanırız. Bazı iller var oralarda ön seçim yapılması
gerekiyor. Bu çalışmayı yaparken gerekçelendireceğiz. Onları önce
MYK daha sonra da Parti Meclisi'ne getireceğiz. 40'a yakın ilde
delegelerin nabzını tutacağız.
Bu partide yeni bir dönem
Evet partide merkezin yükünü azaltmış olacağız. Bazı kamuoyu
şirketlerinden de yararlanacağız. Öyle bir araştırma yaptıracağız.
Tek kanaldan gitmeyeceğiz.
Kamuoyunun araştırmalarına pek fazla önem verilmiyordu.
Demek ki bu dönemde bir değişiklik var.
Evet biz düzenli olarak nabız tutmaya karar verdik.
Bugün itibarıyla sahip olduğunuz desteğe dair rakamsal
bulgu var mı? Tahmininiz var mı?
Kamuoyuna da yansıdı. Şu an bize gelen rakamlar yüzde 30-31
bandındayız. Tabii bizim hedefimiz tek başına iktidar olmak. Biz
ülkeyi AKP'den daha iyi yönetiriz, bu konuda kararlıyız. Daha iyi
teknisyenlerimiz, uzmanlarımız, dünyayı daha iyi sorgulayan siyasal
anlayışımız var. İnsanların inançları ve etnik kimlikleriyle
uğraşmayacağız, sosyal ve ekonomik sorunlarla uğraşacağız.
Sizin için başarı kriteri ne
olacak?
Kılıçdaroğlu'nun bu soruya verdiği yanıtı
okumak için ikinci sayfaya geçiniz
Geçmişte aldığımız oy belli. Anlamlı bir artış yakalarsak, ben
daha önce yüzde 40 demiştim.
Başarısızlık çizgisi var mı?
Varolan çizginin altına düşerseniz, bu zaten başarısızlıktır.
Başarısızlığın ölçüsü kamuoyu vicdanıdır. Kamuoyu sizin
yakaladığınız rakamı olumlu bulmuyorsa siz başarısız
olmuşsundur.
Kurultay sonrası yeni yönetim şekillendi. Siz sayın
Baykal'la hala özel görüşmeler yapmakta mısınız?
Yoksa...
Sayın Baykal'la özel bir görüşme yapmış değilim. Mevcut sorunlar
önümüzde duruyor. Parti seçime hazırlanıyor. Özel gruplar
oluşturuldu. PM ve milletvekili arkadaşlarımıza görev verdik. 81
ile gidiyorlar. Bu yoğun trafikte sayın Baykal'la özel görüşme
olmadı. Ancak bu hiç olmayacak anlamında değil tabi. Kendisinin
tecrübelerinden yararlanmak elbette isterim.
Kurultay'da yaptığınız konuşmada 'Kürt' ya da 'Alevi'
tanımı yapmadığınız yönünde eleştiriler var... Sorunun bir adı yok
mu?
Sorunun adı var onu istediğiniz şekilde tanımlayabilirsiniz. Biz
sorun yoktur demiyoruz. Aleviler'in de Kürtler'in de sorunları var.
Bunları bir kismi onların etnik kimliklerinden kaynaklanan
sorunlar. Yoksulluk derseniz Batı'da var. Kültürel açıdan dalepler
var, biz onları görmeyeceğiz demedik.
Bir taraftan Doğu ve Güneydoğu raporu diyorsunuz. İki dilli
yaşam ihtiyacının dile getirilmesi var. Burada meselenin adı
konuyor değil mi?
Elbette, doğu ve güneydoğu derken sadece Kürt kökenli
vatandaşlarımız yaşamıyor ki. Kürtler de var Türkler de var
Çerkezler de var. Orada Kürt vatandaşlarımızın sorunu var, tabii ki
giderilmesi gerekir.
Ana dille eğitime sıcak bakıyor musunuz
Hayır! Ana dilini herkes öğrenebilir. Ama ana dille öğretim farklı
bir şey...
Ahmet Türk'le konuşurken demişti, çekilen sıkıntıları
anlatmıştı. İki Dil Bir Bavul filminde küçük Zülküf'ün
yaşadıklarına şahit olduk. Ana dilleri başka olduğu için
kavrayamıyordu. Siz nasıl yaklaşıyorsunuz?
Bu tür olayları siyasetçilerin oy kapmak amacıyla konuşmaları doğru
değil. Bu olayın pedagojik yönü var. Oraya gidip Kürtçeyi öğretecek
kişinin eğitim alması lazım. Var mı öyle birisi; yok! Sorunlar iki
tane sözcükle ifade edilecek boyutun çok daha ilerisinde. Önce
tanımı doğru yapmayız. Bu ülkede ana dil konuşma yasağı vardı. O
yasağa karşı direnen biz olduk. Bu yasa teklifini veren biziz.
1989'da olayı ortaya koyan yine bizim partimiz. Biz yine kendi
sorumluluğumuz bilinci içerisinde 89'daki raporu
güncelleştiriyoruz. Biz çalakalem rapor yazamayız.
Hangi aşamadayız?
Arkadaşlar çalışıyorlar. Ön çalışmalar yapıldı, tartışmalar
yapıldı. Henüz gidilmeyen iller var, oralarda görüşülecek.
Bu rapordan ne beklemeliyiz?
Hem öneri olacak hem tahlil olacak
Tahlil derken yeni şeyler söylemek lazım değil
mi?
Ama niçin bu sorular Başbakan'a sorulmuyor?
Hükümetin yeni şeyler planlandığı söyleniyor, hükümet TRT
örneği veriyor
O zaman hükümete göre yeterli mi?
Birileri yeterli görmüyor ki, biz konuşuyor
Bir şey söyleyeyim. Sayın İçişleri Bakanı 5 konuda komisyon kurduk.
Hiçbir gazeteci arkadaşımız 'Siz beş konuda araştırma ekibi
kurduğunuzu söyledik, Allah aşkına ne oldu bu' diye sormadı. Şimdi
biz onları da bekliyoruz. Bizim ekibimiz var, çalışıyoruz. Geçen
gün oturup kendi aramızda tartıştık. Olgunlaştırmadan görüş birliği
sağlamamız lazım.
Fikir ayrılığı oluyor mu?
Fikir ayrılığı değil de daha mükemmeli ne olur noktasında
yoğunlaşıyoruz. AB uygulamaları var AİHM kararları var onları
konuşuyoruz. Biz bu ülkede herkesin barış içinde huzur içinde
yaşamasını istiyoruz. Olay tek boyutlu bir olay değil.
Kendilerini tanımladıkları isimleri,
sıfatları sizden duymak isteyen kesimler duyacak mı? Diyarbakırlı
birisi sizden Kürt lafı duyabilecek mi?
CHP Lideri'nin bu soruya verdiği yanıtı
okumak için üçüncü sayfaya geçiniz
Diyarbakırlı kardeşim 'Bana Kürt de' derse söylerim ne olacak
ki!
Alevi meselesi sizin programınızda nasıl yer
alıyor?
Yaklaşımımız çok açık. Aleviler'in cemevi ibadet yeri sayılsın.
Açılım yapıyorum deyip, halkı kandırıp gereğini yapmayan bir
iktidar var. AKP samimiyse oturur adam gibi der ki, ben şu
önerileri getiriyorum. Siz ne düşünüyorsunuz diye sorulması lazım.
Soruluyor mu; hayır, masaya konuluyor mu; hayır! CHP'nin bu konuda
ne düşündüğü belli. 89'da koymuşuz onu. Resmi internet sitemize
koymuşuz, vazgeçmiş değiliz.
Şimdi daha da ileri götüreceğiz diyorsunuz
Biz toplumu ayrıştıran değil kaynaştıran bağlamda ele alıyoruz. AKP
ne düşünüyor? İktidardaki partinin ne düşündüğünü kimse merak
etmiyor. Ben AKP'nin bu konudaki çözümleri nedir bilmiyorum. Bana
bir Allah'ın kulu AKP'nin çözümleri şunlardı demeli.
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe giren 102. maddesi
sebebiyle Hizbullah tahliyeleriyle görünür oldu. Siz bunu Recep
affı diyerek eleştirdiniz. Tutukluluk süresini düzenleyen bir
genelleme beraati öngören bir uygulamadır.
Yargıç yüzü görmeyen binlerce tutuklu var. Bu demokrasiyle
bağdaşmaz. Delillerin karartılma şüphesi var tutukluluk
uzatılabilir. Davalar siyasallaştığı için, AKP'ye karşı olanların
içeriye tıkılmasıyla bir görüldüğü için kim itiraz ederse atın
içeri dendi. Şimdi yapılan uygulamanın yanlışlığı çıktı ortaya. 5
yıl Hizbullah davasında dosya Adli Tıp'ta kalıyor. Adli Tıp kime
bağlı? Adalet Bakanlığı'na bağlı. Bakanlık Adli Tıp'a 'neden beş
sene bekledi?' diye sordu mu? Yargıya 'iki günde niye karar
vermedin' demek hukukla bağdaşır mı?
Tutukluluk süresini sınırlandıran bir yasaya ihtiyaç
vardır. Ancak yargının işlemesi gerekir mi diyorsunuz?
Kişileri uzun süre tutmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Ama belli
olaylar vardır ki, 10 yıl gibi bir sürede dosyayı karara
bağlayamıyorsanız orada sorun var demektir. O sorunlara siyasi
iktidar hiçbir şekilde çözüm üreteceğim diye ortaya çıkmadı. Tek
amacı yargıyı ele geçirmekti ve yargıyı ele geçirdi. Yargıya yeteri
kadar ödenek mi ayırdı, bağımsız mı kıldı, savcının istediği teknik
donanımı sağladı mı? Tabii ki hayır...
Bugün AK Partili Hüseyin Çelik, bir medya kuruluşunun eski
yöneticisinin İl Başkanlığı'na gelmesi halen Basın Konseyi
Başkanı'nın partinize gelmesini eleştirdi..
Bunu söyleyen bir siyasetçi. Onun siyasetçi olmadığını
gösteriyor
Siz Ekşi'nin Basın Konseyi'nde kalmasını ister
misiniz?
Onu bilemem. Ama İstanbul İl Başkanlığı'na getirdiğimiz
arkadaşımız, bizim gençlik kollarından yetişme. Bu bizim Türkiye'yi
daha iyi yöneteceğimizi gösteriyor. Özel sektörde başarılı oldu,
iyi yerlere geldi. Burada da başarılı olacak, göreceksiniz.
Muhteşem Yüzyıl konusunda sizden bir şey duymadım. Bu
diziyle ilgili RTÜK'ten bugün uyarı cezası geldi. İlk kez bir
fragmana ceza verildiğini gördük. Bu tartışmaları nasıl
değerlendiriyorsunuz
Bir dizi bu. Belgesel değil, belgeselle dizi arasında bilmeyenlerin
verdikleri ceza. Ne var bu dizide? Bir dizi çekeceksiniz, çocuklar
için sakıncalıysa ona göre önlem alacaksınız. Niçin ceza verildi?
Sayın Arınç bu dizinin kaldırılmasını istedi. Bir siyasetçi dizi
ile nasıl uğraşır? Birn Başbakan bir heykelle nasıl uğraşır?
Eleştiri ve hoşgörüyü siyasete sağlıklı bir şekilde kazandırmazsak
bu tür ucubeler çıkar ortaya. Bunlar demokrasilerde olmaz.
Tarihi kişilerin sadece kitapta yer aldıkları halleriyle
yansıtılması gereklilik midir?
Hayır gereklilik değil. Bakın Napolyon'a yüzlerce çekilmiştir.
Orada eleştiriler de vardır. Pekçok ülkenin tarihinde vardır. Bu
bizde baskıcı zihniyetin olduğun ve RTÜK kanalıla oluştuğunu
gösterir. Bu onların tarafsız olmadığını gösterir. Benimle ilgili
yalan yanlış bilgiler verildi. Almanya'da olmadığım halde
Almanya'daymışım gibi verildi. Bununla ilgili açıklamalarım tekrar
logosu konmadı.
Tütün ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurulu'nun tebliğiyle
ilgili neler söyllersiniz?
Alkolle ilgili sağlıklı, tutarlı politikalar olabilir. Bütün bunlar
sağlıklı düzenlenmesi lazım. Bir sorun varsa sorunun çözmek için
sorunun uzmanlarıyla yola çıkmak lazım. Siz herhangi bir lokantayı
basarsanız bunlar doğru değil.
Başbakan Kuveyt ziyaretinde 'Biz bize yeteriz' dedi. Bir
yakınlaşma yaşanıyor, bu sizi mutlu ediyor mu? AB konusunun sizler
tarafından konuşmadığını görüyoruz
Türkiye Arap dünyasına model bir ülkedir. Bizim dizilerin Arap
dünyasında ilgi duyulmasının nedeni Arap dünyasının Türkiye'ye
duyduğu özlemdir. Dolayısıyla biz onlara benzemek değil onlar bize
benzemek istiyorlar. Daha demokrat ve özgür bir dünya istiyorlar.
Biz elbette ki Türkiye'yi daha iyi şekilde konumlandırmalıyız. Biz
bize yetiyor muyuz? Hayır! Kimse kimseye yetmez. Biz bütün dünyayla
entegre olmalıyız. Ortadoğu'da gücümüz var. Biz bunun gücümüzün
farkında olmalıyız. Aynı zamanda biz yönümüzü Batı'ya dönmüşüz.
Arap dünyasında demokrasiler, özgürlükler hep tartışmalıdır. Biz
bize yetmiyoruz...
Hamit Altıntop'u FIFA'nın altın golünü attığı için tebrik
ettiniz. Futbol sever misiniz?
Gençliğimde arkadaşlarımla maç yapardık. Bürokraside takımlarımız
vardır. Herkesin dünyasında elbette futbol vardır. Ama şimdi
gençliğimizde duyma ilgiyi duymuyoruz.
Taraftarlık var mı?
Var tabi! Milli takım derler genelde...
Twitter'da sizinle ilgili bir karikatür tartışıldı. Siz
serinkanlılığızı korudunuz. Sizin takip ettiklerinizde mizahçıları
gördüm. Twittera siz mi yazıyorsunuz?
Doğrudan kendim yazmıyorum, ama her metni görüyorum. Mizah dünyası
bizde çok zengin. Mizah dünyasının zenginliği siyasetin
düzeysizliğinden kaynaklanıyor.
Özellikle takip ettiğiniz çizer var mı?
Karikatürist olarak Latif Demirci olağanüstü yetenek. Diğer
mizahçılar alınmasın...
Ankara'daki meslektaşlarım CHP'nin ışıkları geç saatlere
kadar yanmakta. Burada neler oluyor
Burada güzel şeyler olacak. Kamuoyuna da yansıyacak bunlar. Pek çok
kanalda ortak üretim yapıyoruz. Bir grup arkadaşımız seçimlere
hazırlanırken bir görev üstleniyor. Bir başka grup arkadaşımız
broşürlerle uğraşıyor. Her hafta her arkadaşımız ne yaptıklarını
anlatıyor.
Siz de geç saate kalıyor musunuz?
Tabii ki
Peki ev halkı ne deniyor?
Evde durum pek parlak değil tabi. Ama şöyle sonuçta onlar da bu
hayata alıştılar. Yorgunluğumuzu biliyorlar, çabayı da biliyorlar,
sonuçta alıştılar...