Fransızın 35 yıl süren Antakya sevdası
Abone ol35 yıl önce geldi Antakya'ya yerleşti. Ömrünün büyük kısmını geçirdiği kente şimdi veda ediyor. Nedeni de yaşlılık.
Çan, Hazan ve Ezan sesinin aynı anda duyulabildiği,
barış ve hoşgörü kenti Antakya'da 35 yıldır yaşayan Fransız
François Santais (87), kentten ayrılma kararı
aldı.
Santais, Antakya'dan ayrılmasının zor olacağını, ancak sağlığının
eskisi kadar iyi olmadığını ve bakıma ihtiyaç duyduğunu, bu
nedenle İstanbul'da bir huzurevine yerleşeceğini
söyledi.
Türkiye'deki yıllarını dolu dolu geçirdiğini, insanlığa hizmet
ettiğini anlatan Santais, sözlerine şöyle devam etti:
1957'DE TÜRKİYE'YE GELDİ VE...
''Çok renkli bir yaşantım oldu. Bu nedenle öldüğümde arkamdan güzel
sözlerin söyleneceğine inanıyorum. Annem Fransa'da ünlü bir okulun
konservatuvarında öğretmendi. Onun sayesinde 4 yaşında piyano
çalmaya başladım. Annem her zaman bana 'Piyano uğruna tabureden
düşüp süt dişlerimi kırdığımı' söylerdi. 6 yaşında viyolonsel
öğrendim. 18 yaşında Almanya'da Goethe Üniversitesi'nde Teoloji ve
Felsefe eğitimi aldım. Askerliğimi Cezayir'de yaptım. Orada
yaşamayı, paylaşmayı öğrendim. 1957 yılında ilk kez
Türkiye'ye geldim. Meryem Ana Kilisesi'nde 5 yıl rahiplik
yaptım. Daha sonra da Elazığ Cüzzam Hastanesi'nde 5 yıl
gönüllü olarak çalıştım ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ile
ortaklaşa ilk kez bir laboratuvar kurulmasını sağladım. Merhum Vali
Abdullah İğneciler, hizmetlerimden dolayı Türk vatandaşı olmamı
sağladı ve takdirname verdi.''
KEBAN'DA ÇALIŞAN MÜHENDİSLERİN
ÇOCUKLARINA EĞİTİM VERDİ
François Santais, Elazığ'da Keban Barajı'nda görev yapan yabancı
mühendislere ve çocuklarına İngilizce, Fransızca, ayrıca tenis ve
müzik dersleri verdiğini anlattı.
ANTAKYA'DA PİYANO HOCALIĞI YAPTI
Hatay'ın İskenderun ilçesine ilk kez 1975 yılında geldiğini ifade
eden Santais, ''Belen'de ahşap bir evim ve motosikletim vardı.
Antakyalı iş adamları Yahya Adalı ve Hakkı Çinçin, ailelerine
piyano dersi aldırmak için benimle irtibata geçtiler.
İskenderun'dan gidip dönmem zor oluyordu. Böylece Antakya'ya
yerleştim. Yüzlerce kişiye piyano öğrettim. Hatta, öğrencilerimden
Serra Sürmeli, Efe Özkan ve Aylin Demirci, müzikte önemli yerlere
geldiler'' dedi.
ZİHİNSEL ENGELLİLERE TENİS ÖĞRETTİ
1996'da Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezi'nde (ZİREM)
Tenis Kulübü kurduğunu ve ders verdiğini belirterek, şöyle
konuştu:
''Antakya her yönüyle çok özel bir kent. Çan, hazan ve ezanın
duyulduğu, cami ve kilisenin sırt sırta olduğu, dünyada ender
şehirlerden birisi. Antakya'daki barış ve hoşgörüyü, insanların
birbirinin dinine gösterdiği saygı ve sevgiyi asla unutmayacağım.
ZİREM'de kurduğum tenis kulübü ve 2 yıl başkanlığını yaptığım Defne
Müzikseverler Kültür Derneği'yle gurur duyuyorum. Antakya'da ilk
kez Türkiye'nin harika çocuğu ünlü piyanist İdil Biret'in konser
vermesini sağladım. Geriye dönüp baktığımda Türkiye'de çok önemli
hizmetler verdim. Ama çok da önemli dostlar kazandım. Artık,
kendime bakamıyorum. Fırsat buldukça ve sağlığım elverdikçe
Antakya'ya gelerek dostlarımla hasret gidereceğim.''
Defne Müzikseverler ve Kültür Derneği Başkanı Tülin Erduran da,
Santais'in 35 yıl boyunca Antakya'nın spor ve sanatına önemli
katkılar sağladığını, kentten ayrılmasının büyük bir kayıp olduğunu
belirterek, ''Santais ilerlemiş yaşına rağmen güzel işler
yapıyordu. O'nu asla unutmayacağız. İstanbul'a giden her Hataylı
mutlaka Santais'i ziyaret edecek, ona sevdiği yöresel tatlı ve
kurabiye götürecek'' dedi.