Fransa'da sandıktan kriz çıktı

Abone ol

Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk tur sonuçlarını, Sorbonne Üniversitesi’nden iki siyaset bilimi profesörü yorumladı.

Fransa’da, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda aşırı sağ olarak bilinen Ulusal Cephe’nin sandıktan üçüncü çıkması, ülkede epey çalkantı yarattı.

Çünkü bu partiye verilen oylar, Müslümanlar dâhil bütün azınlıkları parazit gibi gören ırkçı söylemleri onaylayanların sayısı gibi algılandı. Daha da sarsıcı olanı, sol ideolojilerle gönül ve tarih bağı bulunan işçilerin üçte birinin oylarını Ulusal Cephe’den yana kullanmasıydı. 

Orada neler oluyor?” demek için, ülkenin en köklü eğitim kurumu olan Sorbonne Üniversitesi’nden, seçmen davranışları üzerine uzmanlaşmış siyaset bilimi profesörleriyle iletişime geçtim. Bu tuhaf oy dağılımının altından, tüm kötülüklerin anası olan “ekonomik kriz” çıktı. 

TEPKİ OYU 

Sorbonne’da akademisyen olarak görev yapan Jacques Gerstlé ve Daniel Gaxie’ye, Ulusal Cephe’nin başkanı Marine Le Pen’in bu oyları nasıl aldığını sorduğumda, ortak bir yanıtla karşılaştım. Aşırı sağa oy verenleri bu karara iten şeyler, ekonomik kriz, işsizlik ve euro bölgesindeki belirsizlikti. Seçmenlerin birçoğu, gerçek bir tercih yapmak yerine, “tepki oyu” kullanmıştı. 

“FRANSA’DA 6.5 MİLYON FAŞİST YOK” 

Ulusal Cephe’ye oy verenlerin, partinin temsil ettiği bütün düşünceleri desteklemediğini dile getiren Gaxie, durumu, “Fransa’da 6.5 milyon yabancı düşmanı, İslam karşıtı, faşist ve muhafazakâr yok” ifadesiyle özetledi. 

‘DENENMEMİŞ PARTİ’ AVANTAJI 

İki bilim adamının da üzerinde hemfikir olduğu bir başka etkense, Ulusal Cephe’nin daha önce hiç iktidara gelmemiş bir parti olmasının yarattığı avantajdı. Halk bir nevi, “diğerlerinden ne gördük, bir de bunu deneyelim” refleksiyle oy verdi. 

TÜRKİYE’DEKİ SEÇMEN PROFİLİYLE BENZER 

Gaxie’nin Fransız seçmenler hakkındaki şu tespiti de bana Türkiye gerçeğini anımsattı: “Seçmenlerin çoğu siyaseti çok uzaktan izler. Önce kendi kişisel vaziyetlerini düşünürler, genel politik sorunlarla ilgilenmezler.” 

POPÜLİZM YÜKSELDİKÇE SOL ZAYIFLIYOR 

Konu işçi sınıfıyla sol arasındaki kopuşa gelince, iki öğretim görevlisinden de ilginç yorumlar aldım. 

Gerstlé’ye göre, bu kopuş ileri demokrasilerin ortak sorunu. Avrupa’da popülizmin yükselişinin, işçi sınıfı ile sol arasında kırılmaya neden olduğunu düşünen Gerstlé, bu durumun geçici mi, kalıcı mı olduğunu bilmediğini söyledi. 

LE PEN’E OY VERENLER ÖZEL SEKTÖR İŞÇİLERİ 

Gaxie ise Le Pen’e oy veren işçilerin sosyolojik bir değerlendirmesini yaptı. Buna göre, oyunu Ulusal Cephe’den yana kullanan işçilerin çoğu özel sektörde çalışan, kalifiye olmayan, politikadan ve sendikal faaliyetlerden uzak kişiler. 

SENDİKALAŞMA ZAYIFLADI 

İşçi hareketinin en güçlü olduğu 1960-70’lerde bile, işçilerin üçte birinin oyunu, sağ partilerden veya General de Gaulle’den yana kullandığının altını çizen Profesör Gaxie, yine de günümüzde işçi sınıfı ile sol arasındaki bağın eskisinden daha zayıf olduğunu belirtmeden geçemedi. Buna gerekçe olarak da sendikalaşmanın zayıflamasını, sol partilerin değişerek halka yeterince “dokunamaz” hale gelmesini ve insanların siyasete güveninin kalmamasını gösterdi. 

SEÇMEN SİYASETE MESAFELİ 

Gerstlé ve Gaxie’nin çizdiği genel tabloya bakınca, siyaset kurumuna duyulan güvenin azalmasının sonucunda, seçmenin içine kapandığı ve demokratik hakkı olan politik eylemlere bile mesafeli durduğu görülüyor. Elbette, katılımcı demokrasiden kaçınan bu seçmenler, ucuz popülist söylemlere daha açık oluyor. 

İDEOLOJİLER ÖLDÜ MÜ 

“Öyleyse, ideolojiler öldü mü?” diye soruyorum. Gerstlé yanıtlıyor: “İdeolojiler hâlâ yaşıyor, ancak artık siyaset sahnesine çıkmıyor.” Bugün en etkili ve yaygın ideolojiler olarak liberal ve dinci olanları işaret eden Gaxie’ye göre, sosyal-demokrat ideoloji de hâlâ yaşayanlar arasında. 

SEÇİM TAHMİNLERİ 

Seçim sonuçlarıyla ilgili bir tahmin yürütmelerini istediğimde Gerstlé, Alan Abramowitz’in “time for change” (değişim zamanı) modeline dayanarak, kötü ekonomi, şimdiki cumhurbaşkanına verilen halk desteğinin düşüşü ve iktidar partisinin iki dönemden fazla yönetimde kalması faktörlerinin, Sarkozy’nin gidici olduğuna işaret ettiğini belirtti. Gaxie ise umulmadık bir gelişme olmadığı sürece, François Hollande'ın Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı olacağını düşünüyor. 

YÜZDE 20 AÇIKTA 

Seçimlerinin ilk turunda yüzde 17.9 oranında oy alan Le Pen, bir adayı destekleyip desteklemeyeceği yönünde kararını açıklayacağı konuşmayı dün gerçekleştirdi. FN lideri, "Ne Sarkozy'ye ne de Hollande'a güvenirim... Ben boş oy kullanacağım" deyince, Fransız seçmenin yaklaşık yüzde 20'si bir bakıma "açıkta kalmış" oldu. Anket sonuçları, bu son durumda da Hollande'ın ipi birinci göğüsleyeceğini gösteriyor. sebla kutsal/ hurriyet.com.tr

Günün Önemli Haberleri