Firmaların üretimi arttı
Abone olTürkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ’İhracatçı Eğilim Araştırması’ sonuçlarına göre firmaların üretimleri 2. çeyrekte geçen yılın aynı dö...
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ’İhracatçı Eğilim
Araştırması’ sonuçlarına göre firmaların üretimleri 2. çeyrekte
geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37,7 arttı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Dış
Ticaret Kompleksi’nde İhracatçı Eğilim Araştırması 2. çeyrek
sonuçlarına açıkladı. Büyükekşi, firmaların üretimlerinin 2013’ün
2. çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37,7 arttığını
söyledi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, araştırma sonuçlarını şöyle
değerlendirdi:
"İhracatçı firmaların yüzde 37,7’si geçen yılın aynı dönemine göre,
geçtiğimiz 3 Aylık dönemde (Nisan-Haziran 2013) üretimlerinin
arttığını belirtmektedir. Aynı dönemde gelir kalemleri açısından
ihracatlarının arttığını beyan eden firmaların oranı ise yüzde 39,2
olarak hesaplanmaktadır. Veriler, kapasite kullanım araçları
açısından incelendiğinde, kapasite kullanım oranının arttığını
ifade eden ihracatçılar genelin yüzde 32,5’ni temsil ederken, yüzde
36,5’i ise kapasite kullanım oranında geçen yılın aynı dönemine
göre herhangi bir değişiklik olmadığını belirtmektedir. Bazı
veriler 2013’ün 2. çeyreğinin ihracatçılar açısından ”durağan” bir
seyir izlediği görünümü belirginleştirmektedir.
Öte yandan ihracatçıların yüzde 61,5’i girdi maliyetlerinin
arttığına işaret etmektedir. Bu genel görünümü destekleyen bir
başka bulgu ise genel karlılık ve ihracatta karlılık düzeylerinde
görülmektedir. İhracatçı firmaların yüzde 40,4’ü geçen yılın aynı
dönemine kıyasla genel karlılık düzeylerinin, yüzde 37,4’ü ise
ihracatta karlılık düzeylerinin azaldığını söylemektedir. Söz
konusu gelişmelerin son dönemlerde TL’nin USD ve £ karşısında
yaşadığı değer kaybından kaynaklandığını düşünmektedir. Ancak bu
değişimin üretim-ihracat(satışlar) verilerine yansımadığı
görülmektedir.
Ramazan ayını da kapsayan yılın 3. çeyreğindeki beklentiler
incelendiğinde, ihracatçıların yüzde 47,5’i girdi maliyetlerinin
artacağı yönünde beklenti içerisindedir. yüzde 39,8’i ise TL’nin
değer kaybının devam etmeyeceği dolayısıyla, girdi maliyetlerinin
geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında aynı mertebede
kalacağını öngörmektedir.
Firmaların yılın 2. çeyreğinde ihracatta yeni pazarlara girip
girmedikleri sorusu yöneltilmiştir. 2. çeyrekte yeni pazarlara
girebildiklerini ifade eden ihracatçıların oranı ise yüzde 32
olarak hesaplanmıştır. Bu oran ikinci 500’lük liste dâhilindeki
ihracatçılarda yüzde 36’ya kadar yükselmektedir. Yıllar itibarıyla
yeni pazarlara girebilme oranı farklılık göstermektedir. 2010’da bu
oran ortalama yüzde 35,9 iken, 2011’de yüzde 30,5’e düşmüştür.
2012’de ise yaklaşık 3 puanlık yükselişle yüzde 33,6’ya çıkmıştır.
2. çeyrek verilerinden hareket edildiğinde 2013, 2012 ile
benzeştiği görülmektedir. Veriler pazar çeşitlendirmesi
stratejilerinin, 2. çeyrekte de momentumunu koruduğunu
göstermektedir.
Yılın 3. çeyreğinde girilmesi hedeflenen ülkeler listesinde yüzde
19’luk oranla Rusya belirginleşmektedir. Rusya’yı sırasıyla A.B.D.
(yüzde 10,4), Almanya (yüzde 10,2), Çin (yüzde 9,4) ve sınır
komşumuz Irak (yüzde 8,2) takip etmektedir. Son yıllarda özellikle
K. Irak’a yönelik ihracat artışları, ihracatçı firmaların
beklentilerine bu dönemde yansıdığı görülmektedir. Ancak ihracatçı
firmaların yüzde 13,4’ünü 3. çeyrekte girmeyi planladıkları ülke
bulunmamaktadır.
Nisan-Haziran 2013 döneminde ihracatta yeni müşterilerden sipariş
aldıklarını teyit eden firmaların oranı yüzde 63,6’dır. Bu oran
ikinci 500’e mensup firmalar nezdinde yüzde 71,2’ye
yükselmektedir.
İhracat performansları açısından yılın 2. çeyreğinin ikinci 500
ihracatçı açısından ilk 500’e kıyasla daha verimli geçtiği sonucuna
varılabilir.
Yılın 2. çeyreğinde ihracat pazarlamasında karşılaşılan sorunlar
listesinde "rekabetçi fiyat sunamama” ve " hedef ülkelerdeki
ekonomik koşullar” önceki çeyreklerle paralel olarak ilk 2 sırada
yer almaktadır. Bu özellikleriyle yukarıda belirtilen 2 husus,
ihracatçıların kronikleşmiş sorunları olarak belirginleşmiştir. Bu
özellikleriyle TL’nin yılın 2. çeyreğinde yaşadığı değer kaybı
"rekabetçi fiyat sunamama” dilemmasına çözüm getirmemiştir.
Yılın 2. çeyreğinde dış finansman talepleri olduğunu belirten
ihracatçı firmalar genelin %41,2’sini oluşturmaktadır. Dış
finansman ihtiyaçlarının büyük ölçüde (%84,5) özel bankalar
tarafınca karşılandığı görülmektedir. Takiben Eximbank (%53,9) ve
kamu bankalarının (%44,7) kredilerine başvurulduğu görülmektedir.
Dış finansman talebindeki artış trendi muhafaza edilmiştir.
İhracatçıların %28,2’si Türk Eximbank sigorta programlarını
kullandıklarını ifade etmektedirler. Bu oran ikinci 500 ihracatçı
listesinde yer alan firmalar arasında %34,2’ye yükselmektedir. Öte
yandan, ihracat alacaklarını garanti altında alınması amacıyla
faktöring hizmetlerinden faydalandıklarını söyleyen firmaların
oranı ise %22,8’dir. Eğilim ikinci 500 Listesindeki ihracatçılar
nezdinde yine yükselerek %31,5’e gelmektedir.
Sonuç olarak yılın 2. çeyreğinde ikinci 500 Listesindeki
ihracatçılar, ilk 500 firmadan daha düşük oranda dış finansmana
ihtiyaç duyarken, daha yüksek oranda alacaklarını güvence altına
alabilmek adına çeşitli enstrümanlardan faydalanmışlardır.
İhracatçıların %45,8’i yılın 3. çeyreğinde de dış finansmana
ihtiyaç duyacaklarını öngörmektedir. Hali hazırda kredi kullanan
ihracatçıların oranının %77,4 olduğu görülmektedir. Bu bilgiye ek
olarak ihracatçılara 2013’ün 2. çeyreğinde Yeni Teşvik Paketi
kapsamında hangi bölgelere, ne miktarda yatırım yaptıkları
sorulmuştur. Genel anlamda yatırım yapılan bölge olarak 1. Bölge
belirginleşmektedir. Fakat ilk 500 Listesindeki ihracatçıların 3.
Bölge (%29), ikinci 500 Listesindeki ihracatçıların ise 2. Bölge’ye
(%35,3) yönelik yatırım eğilimleri göz ardı edilmemelidir.
Ortalama yatırım miktarı 3.818.928 TL olarak hesaplanmaktadır. Bu
oran ilk 500 Listesinde 5.473.004 TL, ikinci 500 Listesine mensup
ihracatçılar nezdinde ise 3.496.005 TL olarak hesaplanmıştır.
Yılın 3. çeyreğinde de azalarak da olsa yeni teşvik paketi
kapsamında 1. Bölge cazibesini korumaktadır. Aynı dönem içerinde 1.
Bölge’ye yatırım yapmayı planlayan firmaların oranı %40’dır. Öte
yandan ilk 500 ihracatçının 3. Bölge, ikinci 500 ihracatçının 2.
Bölge eğilimlerinin devam edeceği düşünülmektedir. Planlanan
ortalama yatırım miktarınsa 2.000.000 TL civarında olacağı
hesaplanmaktadır.
2013 yılının 2. çeyreğinde sektörlerinde ortalama çalışan sayısı
152 olarak hesaplanmaktadır. Bu dönemde mavi yakalıların sayısı
107’den, 108’e yükselmektedir. Geçtiğimiz 3 aylık dönemde
ihracatçıların %36,8’i çalışan sayılarının arttığını söylerken,
%43,4’ü ise azaldığını ifade etmektedirler. Bu veriler ışığında
yapılan öngörülerde, 2. çeyrekte toplam 50.500 ek istihdam
yaratıldığı tahmin edilmektedir.
İhracatçıların %32’si yılın 3. çeyreğinde yeni çalışan istihdam
edeceklerini öngörmektedir. Ancak %48 oranındaki ihracatçı yılın 3.
çeyreğinde yeni işe alım yapmayacaklarını söylemektedir.
Yılın 2. çeyreğinde ihracatçı firmaların %50,6’sı yurtiçinde,
%18,8’i ise yurtdışında yatırım yaptıklarını beyan etmektedir.
Yatırım türlerinde modernizasyon atılımları, hem yurtiçi (%35) hem
de yurtdışında (%10) tercih edilmektedir.
Önümüzdeki Sonbahar aylarında da ihracatçıların yatırım yapma
eğilimlerinin bir önceki döneme kıyasla değişmeyeceği tahmin
edilmektedir. Yurtiçinde yatırım yapmama nedenleri arasında
"piyasada yetersiz talep” (%35,5), "dünya ekonomisindeki
istikrarsızlık” (%34) ve "kurulu fazla kapasite” (%31,2) gibi
unsurlar belirginleşmektedir.
İhracatçı firmalar Temmuz-Eylül dönemindeki kur tahminlerini yukarı
doğru revize etmişlerdir. Bu bağlamda yılın 3. çeyreği ortalama
Amerikan Doları Kur tahmini 1.92, Euro Kur tahmini ise 2,49 olarak
hesaplanmaktadır. Yıl sonu kur tahminleri ise Amerikan Doları ve
Euro sıralamasıyla 1,95 ve 2,53’tür. Firmaların ideal kur
beklentisi, Dolar/TL’de 1.88, EUR/TL’de 2.48, sepet kurda ise
2.18’dir.
İhracatçıların yıl sonu büyüme tahminleri 4,81’dir. Yılsonu
enflasyon ise 7,86 olarak tahmin edilmektedir. Bazı tahminlerden
hareketle 2013 yılının kalan yarısına yönelik beklentilerse genelde
"durağan” olarak yorumlanmaktadır.
İhracatçıların %62,2’si Amerikan Merkez Bankası’nın (FED)
açıklamaları sonrasında dövizde görülen hareketliliğin ihracatımızı
etkilemeyeceğini düşünmektedir. Bu görüşü savunan ihracatçıların
oranı ilk 500 Listesinde %74,2’ye yükselmektedir. Firmalar,
ihracatı artırmak için alınacak önlemler listesinde döviz
kurlarındaki istikrarı (%24,7) ilk sıraya yerleştirmektedir.
Takiben enerji maliyetlerinin düşürülmesi için uygulanacak reçete
beklentileri gelmektedir (%17,4).İstihdam maliyetleri (%11,9) ve
vergi maliyetlerinin (%11,2) düşürülmelerine yönelik beklentiler
ise 3. ve 4. sırayı oluşturmaktadır.
Son olarak ihracatçıların Gezi Parkı olaylarına bakışları
değerlendirilmiştir. İhracatçıların %60,6’sı Gezi Parkı olaylarını
Türkiye’nin imajını olumsuz etkilediği görüşünde birleşmektedir.
Ancak Gezi Parkı olaylarının ihracatçılara herhangi bir etkisi
olmadığını söyleyen firma sahipleri genelin yaklaşık %90’ını temsil
etmektedir. Dolayısı ile Gezi Parkı olaylarının Türkiye’nin
ihracatına kısa vadede herhangi bir etkisi olmadığı tespit
edilmektedir. Gezi Parkı olaylarının sonuçlarının ülkemizin
ihracatını etkilememesi adına bundan sonra daha duyarlı olmaya
devam edeceğiz.
Bu veriler ışığında Türkiye’nin, önümüzdeki dönemde ihracatçılardan
aldığı güçle çok daha üst noktalara ulaşacağına olan inancımız
tamdır. Dünya ekonomilerinin son derece zorlu koşullardan geçtiği
bir dönemde, ihracatçıya verilecek her türlü desteğin Türkiye’nin
2023 hedeflerine ulaşmada büyük anlam taşıdığına inanıyoruz.
(İHA)