FETÖ DHKP/C ilişkisi ortaya çıktı! Erdoğan'ın evini...
Abone olFETÖ üyesi eski polislerin, Erdoğan'ın konutunun krokisinin sızdırıldığı bu örgüt elemanlarıyla kaos eylemleri gerçekleştirmeyi hedefledikleri iddialarına ilişkin soruşturma tamamlandı. Erdoğan'ın evinin krokisini DHKP-C'ye FETÖ'cüler vermiş.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör
Örgütü (FETÖ) üyesi eski polislerin, yasa dışı silahlı terör örgütü
DHKP/C'ye eleman sızdırdığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın Üsküdar'daki konutunun krokisinin sızdırıldığı bu örgüt
elemanları aracılığıyla kaos eylemleri gerçekleştirmeyi
hedefledikleri iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma
tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, DHKP/C'nin eski İstanbul sorumlusu olduğu ve örgüt tarafından infaz edilmek istendiği belirtilen Asuman Akça mağdur olarak gösterildi.
BİR NUMARALI ŞÜPHELİ FUAT YILMAZER
Bir numaralı şüpheli olarak FETÖ/PDY ve Hrant Dink cinayeti
davaları kapsamında tutuklu bulunan eski emniyet müdürü Ali Fuat
Yılmazer’in yer aldığı iddianamede, tutuklu şüpheliler olarak Ferdi
Taşkaya, Gürkan Türkoğlu, İsmail Aşı, Mustafa Eren ve Mustafa
Evcil, haklarında yakalama kararı verilen şüpheliler olarak eski
polisler Ali İhsan Kaya, Halil Karakuzulu, Mehmet Yılmaz, Serdar
Bayraktutan ve Ufuk Yıldırım, tutuksuz şüpheliler olarak da Mesut
Aykın ve Süleyman Taşbaş'ın isimleri sıralandı.
DHKP/C-FETÖ İLİŞKİSİ
DHKP/C ve Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın
(FETÖ/PDY) kuruluşları, yapıları ve faaliyetlerinin özetlendiği
iddianamede, bu iki terör örgütü arasındaki ilişkiye de vurgu
yapıldı.
Sol terör örgütlerinin silahlı terör eylemleriyle mevcut düzeni
yıkıp yerine yeni bir düzen kurma hedeflerinin olduğu belirtilen
iddianamede, "FETÖ/PDY’de silah olarak farklı araçların
kullanılması ve kurulması hedeflenen yeni düzene adım adım devlet
ünitelerinin fethedilmesi (kadrolaşma suretiyle) şeklindeki değişik
versiyonda karşımıza çıkmaktadır. Görüldüğü üzere varılmak istenen
menzil aynı olmakla birlikte, terör örgütleri yönünden gidilen yol
farlılık göstermektedir." denildi.
DEVLETİN KURUMLARINI ELE GEÇİRDİLER
FETÖ'nün toplumu istediği kıvamda şekillendirmek için devlete karşı savaş vererek hedeflerine ulaşmanın yıpratıcı olacağını fark ettiği ve mevcut düzeni savaşarak yıkmak yerine, devletin tüm kurumlarını ele geçirerek sistemi değiştirmeyi hedeflediği vurgulanan iddianamede, "FETÖ/PDY’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, emniyet teşkilatına, Milli İtihbarat Teşkilatı’na ve özel güvenlik şirketlerine sızan militanları, şeklen kamu görevlisi gibi gözükse de, bu kişilerin örgüt aidiyetleri, diğer tüm aidiyetlerden önce gelmektedir." ifadesi yer buldu.
DİNK CİNAYETİNİN İŞLENMESİNİ FAYDALI
GÖRDÜLER
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi ve öncesindeki eylemleri,
yöntemleri ile Hrant Dink cinayetindeki davaya da konu olmuş
rolünün anlatıldığı iddianamede, Dink cinayeti davası sanıklarından
dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı (İDB) C Şube Müdürü Ali Fuat
Yılmazer’in, 2006 yılının Haziran ayında kuruluş onayı almadan 23
Mayıs 2012 tarihine kadar mevzuat dışında C-5 isimli gizli bir
birim kurup, komiser ve komiser yandımcılarını görevlendirdiği,
İDB’ye gelen F-4 raporları ile istihbarat bilgilerinin yasal
olmayan C-5 bürosunca yürütüldüğü, bu birimde FETÖ’nün başlatılması
planlanan Ergenekon soruşturmalarının hazırlığının yapıldığı ve
büronun varlığının sonradan ortaya çıkarıldığı bilgisi verildi.
ÖRGÜTÜN AMACINI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN...
Dink cinayeti davası sanıkları Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer
ve Coşkun Çakar’ın Fetullah Gülen cemaati olarak bilinen
örgütlenmenin amacını gerçekleştirmek için Hrant Dink cinayetini
araç suç niteliğinde işledikleri ve Dink'in öldürüleceğini,
cinayete hazırlık yapıldığını, Dink'i öldürecek tetikçinin de Ogün
Samast olduğunu bilmelerine rağmen bu cinayetin işlenmesini
bekledikleri ifade edilen iddianamede, şu değerlendirme
yapıldı:
DİNK CİNAYETİNE ENGEL OLMADILAR
"Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşkun Çakar’ın emniyet
içerisinde Fetullah Gülen cemaatinin yapılanmasında görev
aldıkları, cemaatin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünde
yapılanmak istediği, bunu sağlayabilmek için istihbarat
görevlilerinin sorumluluğunu doğuran Dink cinayetinin işlenmesine
engel olmadıkları, cinayet işleninceye kadar hareketsiz kaldıkları,
yapılması planlanan Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarının
hazırlıklarını oluşturmak için bu cinayetin işlenmesini faydalı
gördükleri, kumpas olan soruşturmaların meşruluk kazanması ve
FETÖ’nün hukuki bir iş yaptığı algısının oluşturulması, FETÖ’nün
amaç suçlarının gerçekleştirilmesi için Hrant Dink cinayetini araç
suç niteliğinde görerek işlenmesine kasten engel olmadıkları, Dink
cinayetinin işlenmesini bekledikleri, gerçekte 13 Ekim 2005
tarihinden itibaren bu cinayetin işleneceğini bildikleri
belirtilmiştir.
ÖRGÜT ÜYELERİYLE İŞBİRLİĞİNDEN ÇEKİNMEDİLER
Bu şekilde de örgütün amaçları doğrultusunda kamuya sızmış olan mensupları aracılığıyla kişilerin öldürülmesine dahi göz yummuş olduğu, illegal yapılanmaları ve diğe terör örgütlerini araç olarak kullanabildiği anlaşılmaktadır. FETÖ/PDY’nin amacına ulaşmak için var olan terör örgütleri ile iş birliğinden çekinmediği, entelektüel bilgi birikimi, eleman sayısı, ekonomik güç nedeniyle çoğu zaman bu terör örgütlerini kendi amaçları doğrultusunda yönettiği ve iş birliği içinde olduğu, bu kapsamda da soruşturmalara konu olduğu üzere PKK ve DHKP/C silahlı terör örgütleri ile iş birliği içerisinde olduğu anlaşılmıştır."
CUMHURBAŞKANI KONUTUNUN KROKİSİNİ DHKP-C'YE
VERİLDİ
İddianamede, şüphelilerden Ali İhsan Kaya, Mehmet Yılmaz, Halil
Karakuzulu, Serdar Bayraktutan ve Ali Fuat Yılmazer’in, o dönem 60.
Hükümet Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
Üsküdar Emniyet Mahallesinde bulunan evinin içi ve çevresinde
bulunan güvenlik görevlilerinin yerlerinin elle çizilen krokisinin
bulunduğu flaş belleği DHKP-C içerisinde yardımcı istihbarat
elemanları aracılığıyla örgüte ulaştırılmasını sağlayan kişilerden
oldukları belirtildi.
İDDİALAR KESİNLEŞTİ
İddianamede, şu ifadelere yer verildi: “Şüphelilerden Mesut Aykın’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Üsküdar’daki ikametinin kroki ve haritalarını FETÖ mensupları olan şüpheliler Mehmet Yılmaz, Ali İhsan Kaya ve Halil Karakuzulu’dan Ali Fuat Yılmazer’in bilgisi dahilinde teslim alıp sonrasında bu örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda terör örgütü DHKP-C’ye ilettiği anlaşılmıştır"
CEZA İSTEMLERİ
Şüphelilerin eylemlerinin de değerlendirildiği iddianamede, eski
emniyet görevlisi olan Ali Fuat Yılmazer, Ali İhsan Kaya, Halil
Karakuzu, Mehmet Yılmaz ve Serdar Bayraktutan’ın, "kamu
görevlisinin zincirleme şekilde resmi belgede
sahteciliği” suçundan 6 yıldan 16 yıla, “terör örgütü
üyeliği” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla ve “suçu gizlemek amacıyla
tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüse azmettirme” suçundan da 19
yıl 6 aydan 30 yıl olmak üzere toplam 33 yıldan 61 yıla kadar
hapisle cezalandırılması talep edildi.
Şüpheliler Ferdi Taşkaya, İsmail Aşı, Mustafa Eren, Mustafa Evcil
ve Ufuk Yıldırım’ın, “kamu görevlisinin zincirleme şekilde
resmi belgede sahteciliği” suçundan 6 yıldan 16 yıla ve
“terör örgütü üyeliği” suçundan da 7 yıl 6 aydan 15 yıla olmak
üzere toplam 13 yıl 6 aydan 31 yıla kadar hapis cezasına
çarptırılması talep edilen iddianamede, diğer şüphelilerden
Süleyman Taşbaş’ın, “silahlı terör örgütüne üye olma”
suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Gürkan Türkoğlu ve Mesut Aykın’ın
ise “üye olmamakla beraber silahlı terör örgütü adına suç
işlemek” suçundan yine 7 yıl 6 aydan 15 yıla hapisle
cezalandırılması istendi.