Fethullah Gülenin şifresi
Abone olMedyada kimler kafayı Gülen'le bozdu? Hangi patron akaryakıt kaçakçısı? İşte Gülen'in şifresi...
Medyada başlayan Fethullah Gülen tartışması giderek alevleniyor.
Emin Çölaşan'ın "Bu nasıl bayramdır?" başlıklı yazısında Fethullah
Gülen cemaatiyle ilgili yazdıklarına Zaman'dan yanıt geldi.
Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, Çölaşan'ı
"klişe yazar" olarak niteleyerek bakın nasıl
eleştirdi...
-------------
Şifre çözmek
Dün bir gazetenin, artık herkesin aşinası olduğu ‘klişe yazıları’
ile nam salmış yazarı, pazar günkü yazımı kalemine dolamış.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün, ‘önyargıları
sorgulayan, demokrasiye saygılı’ son mesajlarını takdir ettiğim
yazı üzerine neler söylüyor neler...
Meğer bu yazıyı yazarken neler düşünmüşüm. Haberim yok. Doğrusu
şaşırdım, kaldım. Oysa gerçekler çok farklı... Hiç masa başında
komplo teorisi üretmeye, senaryo yazmaya gerek yok. Özkök Paşa’nın,
10 sayfalık konuşmasını internet sitesinden indirdim, genç
subaylara söylediği mesajlar alışılmışın dışındaydı, askerin bakış
açısını zorlayan yeni şeyler söylüyordu, bundan hoşnut oldum,
okuyucularımın da dikkatini çekmek istedim. O kadar. Kaldı ki bu
konuşmayı takdirle karşılayan tek yazar da ben değildim. Beyefendi
zahmet edip incelese, kendi grubunun yazarlarının da benzer manada
kaleme alınmış makalelerini görebilirdi.
Ayrıca bir gün sonraki Genelkurmay’ın sert bildirisinin
geleceğinden haberim filan yoktu, kulağıma kar suyu da kaçmış
değildi. Bugünlerde kulaklarına kar suyu kaçanlar yok mu? Elbette
var. Hem de çok. Genelkurmay bildirisinin şifrelerini büyük
ustalıkla (!) çözen meslektaşların yazdıklarına bakmak
yeterli...
Hepsinde de aynı ifadeler, aynı cümleler... Köşelerde uzun uzun
anlatılan ve aynı yerden çıktığı izlenimi veren, çözülmüş şifreleri
okuyunca olağanüstü dönemlerin ürünü ‘Andıçlar yine mi serviste?’
diye kuşkulanmadım değil. Puslu havaların özelliğidir: Bir
yerlerden belli amaçlarla yayılan dedikodular, doğrusuna yanlışına
bakılmaksızın, önü arkası düşünülmeden yazılır, çizilir.
Genelkurmay’ın açıklamasında yer alan ‘belli bir görüşün
temsilcilerinden’ kasıt bölücü terör ile Fethullah Gülen ve
arkadaşları imiş... Bu ülkede kafayı Fethullah Gülen’le bozanlar
var. Her olayı, her gelişmeyi insaf sınırlarını zorlayacak bir
şekilde Gülen’le ilişkilendirmeye yeltenenler var. Böyle bir
haksızlık hangi vicdan ölçüsüne sığar! Uysa uymasa da, ilgili
ilgisiz Gülen’in ismi hemen ortaya atılıveriyor... Artık bundan
vazgeçilmeli.
Çözülmesi gereken başka şifreler de var. Sauna denilerek dört duvar
arasına sıkıştırılan Küre operasyonunun ortaya saçtığı şifreler
sözgelimi... Devletin gizli anayasası diye de bilinen ‘kozmik
özelliğe’ sahip Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin saunada ne işi
var? Bitmedi, saunada öyle gizli kapaklı değil, gazete sayfalarına
kadar düşen başka şifreler de var.
Dün ajanslara bir haber düştü. İstanbul Mali Şube Müdürlüğü
ekipleri, polislerin de aralarında bulunduğu akaryakıt
kaçakçılığına rüşvet karşılığında göz yuman bir şebekeyi yakaladı.
20’si polis, 60 kişilik şebeke dün Fatih Adliyesi’nde savcılık
tarafından sorgulandı.
Duruşma salonuna girerken kamera ve fotoğraf makinelerinin
flaşlarından rahatsız olan sanık polisler gazetecilere ‘Niçin bizim
fotoğrafımızı çekiyorsunuz? Falan medya patronunun fotoğrafını
çekin. Asıl kaçakçı o...’ diye bağırdı. Al bir şifre daha. Bu da
sanık polislerin şifresi.
Sanık polisler acaba ne demek istedi? Maksat şifre çözmekse, her
şifrenin ayrı ayrı çözülmesi lazım değil mi? Başbakan, geçen hafta
kendisiyle röportaj yapan Amerikalı gazeteci Robert Pollock’a
‘Hakkımızda yazdığınız makale Türkiye’yi ve bizi bilmeden yazılmış
makaleydi.’ diye çıkıştı. Bir gazeteci bir ülkeyi bilmeden nasıl
yazabilir? Pollock’a bilgi veren özel dost gazeteciler mi var
acaba? Acaba onun da mı kulağına aynı kar suyu kaçtı? İşte bir
şifre daha... Çözüme muhtaç başka şifreler de var onları da yeri
geldikçe hatırlatırım.
Ben pazar günkü yazımdan aklımın ucundan geçmeyen sonuçlar çıkaran
klişe konuların yazarına takıldım. Sabahtan beri düşünüyorum. Bir
Genelkurmay Başkanı’nın mesajlarını takdir etmenin arkasında niye
bit yeniği aranır, onu anlamaya çalışıyorum. Malum yazarın
Genelkurmay Başkanı hakkında “fazla demokrat” diye yazması mı
problemli; Özkök’ün demokrasi adına söylediklerini takdirle
karşılamak mı? Yazarın Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa ile bir
sorunu mu var acaba? Takdir edilmesinden bunun için mi rahatsız? Ne
dersiniz...
Mustafa Ünal
Zaman