Fethullah Gülen'den uyarı: Cemaatle uğraşanlar...
Abone olFethullah Gülen, Cemaat'le uğraşanları pişman olacağını söyledi. Gülen, okullarının kapatılmak istemesi hakkında da konuştu.
İNTERNETHABER.COM - Fethullah
Gülen, Cemaat'le uğraşanların pişman olacağını yönünde uyarı yaptı.
Fethullah Gülen, şöyle konuştu: "Endişe etmeyin!.. Bugün bu
hizmetle uğraşanlar, yarın ellerini dizlerine vurup 'Keşke toprak
olsaydık!' diyecekler, 'toprak olsaydık da bunları
yapmasaydık!..”
Cemaatin okullarının kapatılmaya çalışılmasını eleştiren Gülen, "Böyle şeytanî bir mülahazadan dolayı, bu tarafta o kadar hayır, fezâil ve mezâyâ olmasına rağmen, hiçbirini görmüyorlar. Kendi elleriyle olmadığından ve kendileri yapamadıklarından, biraz da yetersizliklerinden ve işe yaramadıklarından dolayı işe yarayan insanları ve onların hayırlı faaliyetlerini hor hakir görüyor; mutaassıbâne bir tavır içinde karalamaya ve onların yüzüne zift saçmaya çalışıyorlar" dedi.
İşte Fethullah Gülen'in o sözleri...
SEN ALÇAĞIN TEKİSİN!
Evet, taassup için Arapça’da asabiyet de kullanılır; bir yönüyle
damara, kana bağlılık içinde tavır ve davranışlar sergileme, körü
körüne kabalık yapma, cahilce davranma ve asabiyetin değişik
şekilleriyle başkalarına karşı kötü muamelelerde bulunma manasına
gelir. İnsanların, kendi arzu ve isteklerini esas almaları,
yetiştikleri kültür ortamına ve şuuraltı müktesebata göre hareket
etmeleri; dolayısıyla kendilerine ters saydıkları şeylere karşı
sertçe karşı koymaları demektir.
Bugün de siz o taassubun muzaaf, hatta mük’ap şeklini görüyorsunuz.
“Benim gibi düşünmüyorsan, sen hainsin. Beni kabul
etmiyorsan, sen alçağın tekisin!” dendiğine şahit
oluyorsunuz. Bazıları kendileri gibi düşünmeyen ve kendileri gibi
olmayan herkesi vatan haini, millet haini, darbeci falan ilan
ediyorlar. Şeytandaki taassup gibi bir şeydir bu. Böyle şeytanî bir
mülahazadan dolayı, bu tarafta o kadar hayır, fezâil ve mezâyâ
olmasına rağmen, hiçbirini görmüyorlar. Kendi elleriyle
olmadığından ve kendileri yapamadıklarından, biraz da
yetersizliklerinden ve işe yaramadıklarından dolayı işe yarayan
insanları ve onların hayırlı faaliyetlerini hor hakir görüyor;
mutaassıbâne bir tavır içinde karalamaya ve onların yüzüne zift
saçmaya çalışıyorlar.
MÜMİN HAKPERESTİR
Mü’minde asla taassup olmamalıdır. Çünkü mü’min hakperesttir. Onun vazifesi hakkı tutup kaldırmaktır. Bu açıdan hakka gönül vermiş bir insanın hakka karşı çıkması, hakkın karşısında ayak diretmesi, onu görmezlikten gelmesi düşünülemez. Aksi takdirde o, hakka karşı saygısızlık yapmış olur. Bu yüzden mü’minde taassup değil, salâbet-i diniye olmalıdır.
Salâbet, bir mevzuda dayanıklı ve sağlam olma, ayağını yere
sağlam basma ve böylece kavlî, fiilî ve hâlî olarak kaymama
kararlılığı içinde bulunma demektir. Sertlik, katılık ve
müsamahasızlık ise salâbet-i diniye demek değildir. Salâbet-i
diniye; şartlar ve hâdiseler ne kadar değişirse değişsin, bir
insanın İslâm’ın vaz’ ettiği bütün hükümleri yaşama mevzuunda tam
bir kararlılık ve samimiyet ortaya koyması demektir.
MİLLETİN FAYDASINA İŞLER
YAPIYORUZ
Milletimiz başta olmak üzere bütün insanlığın faydasına bir
kısım işler yapıyorsak, bunların milletimizin menfaatine ve diğer
milletlerin yararına olduğuna inanıyorsak, ayrıca, geçmişle
irtibatımız, Ruh-u Seyyidi’l Enam’ı hoşnut etmemiz ve Cenâb-ı
Hakk’ın rızasına ermemiz adına muvafık ve önemli vesileler olarak
görüyorsak, sâbit kadem olmamız lazımdır. Şayet tereddüdümüz varsa,
yürüdüğümüz yolu bir kere daha gözden geçirmemiz, kafa kafaya
vererek ortak akılla o meseleyi test etmemiz ve varsa yanlışlarımız
görüp düzeltmemiz gerekir. Fakat bu muhasebe, murakabe ve testi
defalarca yapmış ve doğru yolda olduğumuza kanaat getirmişsek,
artık onda sebat göstermemiz icap eder.
BUGÜN CEMAAT'LE
UĞRAŞANLAR...
Neresi yanlış bu işin? Her rengi ve her deseniyle siz Anadolu insanı yirmi senede Allah’ın izniyle dünyanın 163 ülkesine girmişsiniz; Batılılar iki asır çalışmalarına rağmen bu ölçüde muvaffak olamamışlar. Dünyanın değişik yerlerinde değişik nispetlerde seçmeli ders olarak Türkçe okutuluyor. Bir gün dünyanın neresine giderseniz gidin, orada sizinle Türkçe konuşan insanlarla karşılaşacaksınız.
Bir senedir gittikleri her yerde “Amanın bu okulları kapatın, bunlar sizin başınızı ağrıtır, size dert olur!” diyorlar. Böyle demelerinde acaba bir haklılık payı var mı? Sizin kültürünüz, öz değerleriniz dünyanın dört bir yanında temsil edilip bayraklaştırılıyor; sizin bu değerler mecmuanıza insanlar alaka duyuyorlar. Allah aşkına, Peygamber hatırına, bunun yanlışı neresinde?!.
Siz kafa kafaya verdiniz, “Vallahi de, billahi de on defa test ettik, bu konunun zerre kadar yanlışı yok!” dediniz. O zaman da size, hiç durmadan hizmetinize koyulmak ve ayrıca o aldanmış insanların zihinlerindeki isi, pası silmeye çalışmak düşer.
Endişe etmeyin!.. Bugün bu hizmetle uğraşanlar, yarın ellerini dizlerine vurup “Keşke toprak olsaydık!” diyecekler, “toprak olsaydık da bunları yapmasaydık!..”
İŞTE GÜLEN'İN O SÖZLERİ