Fatih Altaylı'ya ekonomik ders
Abone olBir haftadır Çukurova Grubu'nun TMSF'ye yaptığı ödemeleri köşesine taşıyan Fatih Altaylı'nın, suçladığı gazetelerin ekonomi servisleri suskunluklarını bozdular.
Eleştirileri bir hafta boyunca dikkatle izleyen Sabah Ekonomi
Müdürü Yavuz Semerci, bugün suskunluğunu bozup hem meslektaşlarına
sahip çıktı, hem de Altaylı'nın yanıldığı konulara açıklık getirdi.
İşte Semerci'nin yazısı... Yalan mı yazalım! Hürriyet, Milliyet ve
Radikal gazetelerinin ekonomi müdürlerinin yerinde olmak
istemezdim. Çünkü onlar, Çukurova Grubu'nun BDDK, TMSF ve Yapı
Kredi Bankası ile yaptığı anlaşmayı yeterince irdelemedikleri ve
bazı gerçekleri yazamadıkları için suçlanıyorlar. Suçlayan kişi
Hürriyet Gazetesi'nin yazarı Fatih Altaylı. Altaylı diyor ki;
"Ekonomi yazarları, ekonomi servislerinin yöneticileri, halkın
parasının, bu ülkenin parasının bir kez daha peşkeş çekilmesine
seyirci kalıyorlar, hatta alkış tutuyorlar. Bu rezaletin boyutunu
yazacağım. Ve ekonomi yazarları bakalım o zaman ne diyecekler?"
Altaylı son bir haftadır konuyu köşesinde sürüklüyor. Çukurova
Grubu'nun borç yapılandırması hakkında pek çok yazı yazdım. O
nedenle Altaylı'yı dikkatle takip ediyorum. Altaylı "işte
gerçekler" diyerek ortaya bazı iddialar atıyor ve üzerine yorum
yapıyor. Ama iddiaları doğrulanmıyor, hatta yalanlanıyor. Çalıştığı
gazetenin ekonomi servisi bile iddiaları ciddiye almıyor. İddiası
şu: "Çukurova, devlete olan borçlarına karşılık 2003'te 240 milyon
dolar ödemesi gerekiyordu. Bu paranın sadece 28 milyon dolarını
ödedi. Bir de 99 milyon dolarlık Turkcell hissesi rehin etti. Hem
de bankalar kanuna aykırı bir şekilde geri alım garantisi ile.
Ayrıca vadesi gelen 120 milyon doları da ödemedi. " TMSF Başkanı
Ahmet Ertürk (hemen her gün bir televizyon kanalında olmasına ve
sorulan onca soruya rağmen) Çukurova'nın borç ödeme takviminde
aksama olduğunu teyit etmiyor. Turkcell hisselerinin geri alım
garantisi ile rehin verildiği teyit edilmiyor. Zamanı geçmiş bir
alacak olduğu bilgisi teyit edilmiyor. Tam tersine, yalanlanıyor.
Bu durumda biz de dahil, Hürriyet veya Milliyet'in ekonomi
müdürleri ne yapsın? Bile bile yalan mı yazalım? Haklı olduğu bir
nokta var: Kamuoyu, Çukurova'nın Yapı Kredi ve TMSF'ye olan toplam
borçlarına yapılan iskonto oranı hakkında detaylı bilgiye sahip
değil. Altaylı da bilgi sahibi değil. Sadece, bir dönem
Karamehmet'in yöneticiliğini yapmış ve "Keşke bu ülkede 10-20 tane
Karamehmet gibi yatırımcı olsaydı" diyen bağımsız milletvekili Emin
Şirin'in sorusu var. Şirin, "Devlet Çukurova'nın alacağına yüzde 2
faiz uygulayarak 15 yıla yaydı. Şimdi aynı borçları yüzde 11
iskonto ederek 2 yıla indirdi. Bu nasıl iş" diyor. Daha önce
yazdım. 100 liralık 15 yıla yayılmış bir borç, 10 lira olarak da
geri alınabilir. Bu tamamen ekonomik bir olay. Erken tahsilat
neticesinde kasanıza giren paranın aktif getirisi, iskonto
ettiğiniz miktardan daha fazla olabilir. TMSF iskonto oranını nasıl
hesap ettiğini, kamuoyunu ikna edecek şekilde açıklamalıydı. Aynı
Şirin, şu soruyu da gündeme getiriyordu: "Çukurova Grubu'na ait
Pamukbank'a IMF'nin direktifiyle el konulmuştur. 17 Haziran 2002
tarihinde Yapı Kredi ile Pamukbank'ın birleşmesine izin verilmiş
olsaydı, ortaya bütün rasyoları tutan doğru dürüst bir banka
çıkacaktı. Buna kim ve neden engel oldu? Bu konu neden
araştırılmıyor?" Gerçekten bu iki banka birleşmiş olsaydı,
Çukurova'nın yüzde 2 ile 15 yıla yayılan grup borçlarının toplamı,
mevcut durumdan daha düşük olacaktı.. Tartışılacak çok konu var.
Sorgu ve süphe işimizin bir parçası. Ancak ekonomi servislerini
körlükle suçlayan Altaylı, kamuoyu önüne, yorumlarını doğru
çıkartacak bilgiyle çıkmalıydı. O zaman onu kıskanır ve peşine
takılırdık. Şimdi ise sadece kişiselleştirilmiş bir kavgaya ve
kendi grubunda bile ciddiye alınmayan iddialara tanıklık
ediyoruz.