Fatih Altaylı'dan kızdıracak yazı!
Abone olFatih Altaylı Başbakan'ın Dolmabahçe'de görüştüğü gazetecileri çok ağır eleştirdi.
İNTERNETHABER.COM- Başbakan Erdoğan'ın
dün Dolmabahçe'de bazı gazetecilerle yaptığı toplantıyı yazan Fatih
Altaylı'dan o gazetecilere zehir zemberek yorumlar geldi. Altaylı,
"listeyi yapan her kimse Başbakan'ı üzmeyenleri sevindirmek için
bir liste hazırlamış" derken toplantının bu gazetecilere bir ödül
olduğuna dikkat çekti.
Habertürk Gazetesi'nden Fatih Altaylı, Başbakan'ın
gazetecilerle olan toplantısında olmak istediğini ama
"ödüllendirilmek" için değil "soru sormak" için
orada bulunmak istediğini yazarken neden çağırılmadığını da şöyle
anlattı:
ÖDÜL LİSTESİ
Katlımcı listesine bakınca "niye davet
edilmediğimi" anladım.
Benim ve başka birtakım gazetecilerin niye davet
edilmediğini.
Davet edilenler, özellikle son süreçte Başbakan'm okumaktan
keyif aldığı türde yazılar kaleme alanlardı.
Bu toplantı da bir anlamda "ödül"dü.
Listeyi yapan her kim ise, Başbakan'ı üzmeyenleri sevindirmek için
bir liste hazırlamıştı.
Bu liste aynı zamanda davet edilmeyenler için de bir mesaj
niteliğindeydi.
Elbette ki, Türkiye'nin bu önemli gündeminde ben de orada olmak
isterdim.
Ama "ödüllendirilmek" için değil, gazeteci olduğum
için.
Gazeteci olarak davet edileceksem koşa koşa giderim. Ödül olarak
davet edileceksem ben almayayım.
DÜN YALAN BUGÜN SATAR
Fatih Altaylı orada bulunan gazeteciler için de çok ağır ithamlarda
bulundu. Altaylı, bugün emniyet ve yargdan bazı isimlere
çete mensubu diyen gazetecilerin dün aynı kişilerle çok yakın
olduklarını iddia etti. Altaylı'nın bu iddiaları
gazeteciler kızdıracak:
Emniyet mensupları ve kimi savcılar için "Paralel devletin
adamı" suçlaması yapanlara, bazı savcılar için
"Yargı mensubu değil çete mensubu" diye yazanlara,
bunlarla ilgili hakaret dolu ithamlar kaleme alanlara bakıyorum ve
kahkahalarla gülüyorum.
Daha doğrusu eğleniyorum.
Çünkü bunları yazanların tamamı, ama istisnasız tamamı....
Daha düne kadar...
Her fırsatta bu Emniyet müdürleriyle buluşup onlara "Abi
şunları da gözaltına alsanıza" diye akıl veriyorlardı.
Her randevu alabildiklerinde o savcılarla buluşup "Bak
bunlar geçmişte şunları yaptılar. Bunlar hakkında da iddianame
hazırlasanız, hazırladığınız iddianamelere bunların isimlerini de
ekleseniz" diye ricada bulunuyorlardı.
O savcılarla ve o Emniyet müdürleriyle yakınlıklarını büyük bir güç
gösterisi gibi her yerde, her fırsatta herkese anlatıyor,
"O benim özbeöz adamımdır.
Bana sormadan adım atmaz. Atacağı her adımı bana
söyler" diye o savcıların ve Emniyet müdürlerinin gücünü
kendi güçleri gibi lanse ediyorlardı.
O gün "k.çlarını yaladıkları" adamlar bugün "paralel devlet
ve çeteci" oldular.
Bu nedenle gülüyorum ve bekliyorum.
Bugün yaladıklarını "Eee, o da çok ileri gitti" diye
satacakları günü bekliyorum.