İNTERNET HABER - OSMANLI tarihinin en güçlü kadını Kösem Sultan bir akşam üstü boğularak öldürüldü. Ancak adı hiç unutulmadı. O padişah eşi olduğunda henüz 13 yaşındaydı... 27 yaşında ise dul bir Sultandı... Zalimliği ile bilinirdi bir de fakire olan yardımseverliği ile... İşte 5 padişah eskiten, evlat katili olan, Osmanlı hanedanının en güçlü kadını Kösem Sultan'ın bilinmeyen hayatı; İktidarı ve dokunulmaz olmayı seviyordu. Etrafındaki herkesin kendisine tâbi olması onun için çok önemli ve gerekliydi. KORKUDAN TİTRERLERDİ Süslü giysileri ve gösterişli takılarıyla Topkapı Sarayı’nın harem dairesinde göründüğünde tüm cariyeler başlarını önlerine eğer ve korkudan ellerinin titremesine engel olamazlardı. Herkes ürkerdi ondan. Sadece kadınlar değil, erkekler de... Yeri geldiğinde ne kadar acımasız olabileceğini bilmeyen yoktu. Ne de olsa öz oğlu Padişah I. İbrahim öldürülürken sesini çıkarmadığı hatta bunu onayladığı sadece saray ahalisinin değil halkın da malûmuydu. Onun adı Mahpeyker Kösem Sultan’dı. Osmanlı tarihinin en güçlü kadını, tam beş padişah görmüş ve hepsinin de hükümdarlık döneminde devlet yönetiminde etkili olmanın yollarını aramış, demir gibi güçlü ve eğilip bükülmez bir sultan... Hürrem Sultan ile Mahpeyker Kösem Sultan’ın da dâhil olduğu birçok padişah annesinin cariye olarak Topkapı Sarayı’nın haremine girmeden evvel nasıl bir hayat sürdüğü, nerede doğduğu tartışmalı. PAPAZ KIZIYDI Onlar, ailelerinden koparılıp Osmanlı Devleti’nin görkemli başkentine götürüldüler. Zekâları, çalışkanlıkları ve güzellikleriyle kaderlerine yön vermeleri ise en önemli ortak noktalarıydı. Mâhpeyker Kösem Sultan, bir Rum papazının kızıdır. Hırvat olduğu da iddia edilmiştir. Adının Anastasya ve Nasya olduğundan bahsedilen bu kız çocuğu küçük yaşta yetim kalıp Bosna Beylerbeyi tarafından saraya takdim edilmiş, eğitim ve öğretimini müteâkib Sultan Üçüncü Mehmed’in oğlu Birinci Ahmed’e haseki olmuştu. Çok sevdiği iktidara ve saraya bir daha dönmemek üzere veda ettiğinde 61 yaşındaydı. Aralarında hanedan mensuplarının da olduğu birçok kişi, onun yaşamı boyunca iktidarını daim kılmak için yaptıklarının bedelini ölerek ödediğini düşündü. DOLAPTA KATLEDİLDİ Ancak halk içinde, onun sarayda kararlı adımlarla yürüyen ölümden kaçmak amacıyla saklandığı dolapta bulunup katledilmesinden acı duyanların sayısı da az değildi. Evet, gerekli olduğunu düşündüğü zamanlarda acımasızdı ama aynı zamanda fakirlere, düşkünlere yardım etmeyi seven biriydi Mahpeyker Kösem Sultan. Osmanlı tarihinin güçlü kadın karakterlerinin ortak özelliklerinden biri değil mi acımasızlık? Bu yüzden onları yargılamak mümkün ama anlamak da lazım galiba. Ne de olsa iktidarı ve gücü elinde tutanların hayatta kalabildiği bir dünyadan söz ediyoruz. ZALİMLİK YOLU Mahpeyker Kösem Sultan’ın genç yaşta sahip olduğu ayrıcalıkları kısa süreliğine de olsa yitirdiği zamanlar oldu. Kimbilir kaç zekâ ürünü saray entrikasıyla karşılaştı ve hepsinin üstesinden gelmeyi başardı. Sonunda Saray’ın geniş ve dipsiz bir kuyu kadar derin odalarında yok olup gitmemenin yolunu acımasızlığın yağlı ipine asılmakta buldu. 13 YAŞINDA PADİŞAH EŞİ Artık Saray’daydı, herkesin gözü üzerindeydi ve sadece 13 yaşındaydı. Tarihçilerin, vakayinâmelere dayanarak aktardıklarına göre, Sultan’ın ilk başlarda huzurlu bir hayatı vardı. AZİZ MAHMUD HÜDAİ'DEN FEYZ ALDI Tasavvufa meraklı olan I. Ahmed ile birlikte dergâhlara gider ve çocuklarıyla ilgilenirdi. Çiftin tasavvufla olan yakın ilgileri o dönemin meşhur mutasavvıfı, dergahı bugünkü gibi Üsküdar’da bulunan şeyh Aziz Mahmud Hüdai’nin feyz ve irşadına yönelmelerini sağladı. İstanbul’un ilginç bir dönemiydi, genç padişah Sultanahmet Camii’ni yaptırdı. Tatlı yıllar çabuk bitti. 27 YAŞINDA DUL KALDI Hayat, ışıltılı bir nehir gibi ağır ağır akarken umulmadık bir anda gök gürüldedi, şimşekler patladı. I. Ahmed ölmüş ve Kösem Sultan 27 yaşında dul kalmıştı. Genç padişahın ölümüyle evvela hakikaten deli olan I. Mustafa, ardından tarihimizin talihsiz reformatörü II. Osman’ın (Genç) taht yılları boyunca genç dul Kösem Mahpeyker Bayezid’deki eski saraya kapandı, daha doğrusu kapatıldı. ESKİ SARAY YILLARI Belki de “Şimdi başıma ne gelecek” endişesi yüzünden sevdiği adamı kaybetmenin acısını bile yaşayamadı Kösem Sultan. I. Ahmed’in kardeşi I. Mustafa hükümdar olduğunda korkularında haksız olmadığını gördü. Genç ve dul Sultan, belki serin bir sabah belki de karanlık bir akşam vakti güçlü atların çektiği bir arabanın içinde Beyazıt’taki Eski Saray’a giderken buldu kendini. Beklenmedik bir anda iktidarın merkezinden kovulmuş ve gözden düşen sultanlar arasındaki yerini almıştı. DEVRAN DÖNDÜ Mutsuzluğun, başının üzerinde kara bulutlar gibi dolaşıp durduğu seneler geçiren Kösem Sultan, I. Mustafa tahttan indirilip I. Ahmed’in başka bir kadından olan oğlu II. Osman’ın (Genç Osman) devletin başı olduğu günlerde de karanlığın ortasındaydı. Ancak gün geldi devran döndü ve hayat Mahpeyker’e bir şans daha verdi. Yenilikçi bir hükümdar olan Genç Osman, bir Yeniçeri isyanında boğularak öldürüldü. Akabinde onun yerine yeniden I. Mustafa tahta geçti ama konumunu korumayı başaramadı. Zamanın şeyhülislamı ile devlet erkânının isteğiyle Kösem Sultan’ın oğlu IV. Murad hükümdar ve halife olduğunda Osmanlı tarihinin en güçlü kadını da iktidarına kavuştu. İKTİDARA DÖNÜŞ Mahpeyker Kösem Sultan’ın, yıllar sonra Topkapı Sarayı’nın kapısından girerken “Bir daha ne pahasına olursa olsun gücünü yitirmemeye, bunun için gerekirse cinayet bile işlemeye” karar vermiş olması kuvvetle muhtemel. IV. Murad döneminde iktidara ortak olmak için elinden geleni yapan, askerlerle ve bürokrasiyle arasını iyi tutan Kösem Sultan için, acımasızlığı ve içkiye düşkünlüğüyle bilinen oğlunun ölümünden sonra yine tehlike çanları çalmaya başladı. İBRAHİM'İN ANNESİNDEN KURTULMA İSTEĞİ Tahta diğer oğlu I. İbrahim geçmişti ama artık hayatın Valide Sultan için çok kolay olmayacağı belliydi. Zamanının büyük bir bölümünü haremde geçiren Sultan İbrahim, annesinin yönetim işlerine karışmasını istemiyor ve onu yeniden Eski Saray’a göndermenin yollarını arıyordu. ÖZ OĞLUNUN ÖLDÜRÜLMESİNE KILI KIPIRDAMADI Kösem iktidarın tadına varmıştı, daha doğrusu iktidarsız yaşayamayacağını anlamıştı, oğlu Sultan İbrahim’in Harem’e kapanması işine geldi ama deli denen padişah hiç de deli değildi; bir müddet sonra bazı devlet adamlarının telkiniyle Kösem gene geri plana itildi ve nihayet İbrahim’in ha’l edilmesi sırasında en meşum rolü oynadı. Onu hapsettikleri hücrenin kapısına vurulan kilide kurşun akıttırdı, bir daha açılmasın diye. Katline fetva verilişini seyretti. TORUNUNA DA BELA OLDU Mahpeyker Kösem Sultan uzun iktidar yolunun son durağındayken torunu, çocuk padişah IV. Mehmet Osmanlı tahtındaydı. Ancak Valide Sultan ile gelini, padişahın annesi Hatice Turhan Sultan’ın arası iyi değildi. İki defa IV. Mehmet’i öldürmeye çalıştılar. Hemen hemen herkes bu suikast girişimlerinin arkasında Kösem Sultan’ın olduğuna inanıyordu. Ne de olsa onun iktidarını başkasına kaptırmamak için elinden gelen her şeyi yapabilecek biri olduğunu bilmeyen yoktu. SARAY'DA BOĞULUP ÖLDÜRÜLDÜ Kösem Sultan 354 yıl evvel 2/3 Eylül 1651 Cumartesi/Pazar gecesi Topkapı Sarayı’ndaki dairesinde baltacı erlerinden “Deli Doğancı” ünvanlı Kuşçu Küçük Mehmed tarafından bir perde ipiyle boğularak öldürüldü. Tarihte ilk defa olarak bizzat Harem’in içine kadar giren bir zülüflü baltacı Kuşçu Mehmet onu bir yüklük dolabında bulup kement ile boğmuştu. O ÖLÜNCE 10 BİN KİŞİ AÇ KALDI 1651 yılının 3 Eylül’ünde Kösem Sultan’ın boğulduğu gecenin gününde İstanbul’da 10 bin kişinin aç kaldığı söylenir. Kurduğu imaretler şehrin fukarasını besliyordu, fakir kızları o besliyor ve evlendirip çeyizlerini düzüyordu, hapishanelerdeki borçluları o kurtarıyordu. Halk Kösem’in yok edilişine çok üzüldü. Geriye Üsküdar’da Çinili Cami denen mütevazı ve güzel külliyesi, şehrin merkezindeki Valide Hanı gibi muhteşem eserler kaldı. “Kadınlar Saltanatı” denen döneminin de ömrü bu kadardır.