Bütün bu nazik ifadeler peygamberlere aittir. Velev ki
bazılarının hoşuna gitmese de.
Hz.Nuh Aleyhisselam;
Malumunuz Hz.Nuh insanlığın ikinci babası olarak kabul edilir.
Çünkü tufan sonrası insanlığın nesli onunla devam ediyor. Tufan
öncesi o kendisinin peygamberliğini inkar eden oğluna seslenirken
“Ya büneyye; Ya evladım, bir tanem gel gemiye bin, yoksa
suda boğulur helak olursun.” Yine de oğlu diyor ki
“Ben dağın tepesine doğru çıkarım beni suda boğulmaktan
korur” der.
Hz.İbrahim Aleyhisselam; Gördüğü rüya üzerine oğlu İsmail'i
Allah’a kurban etmek için ona hatırlatınca yine ya büneyye; ey
evladım, bir tanem ben böyle bir rüya gördüm der ve İsmail tercih
sizin baba manasında bir ifade kullanır.
Hz.Yakub Aleyhisselam;
Bir gün Hz.Yakub'un oğlu Yusuf diyor ki, “Baba 11 yıldız
ile güneş ve ay birlikte bana secde ettiğini rüyamda
gördüm”, Hz.Yakup diyor ki, “Ya büneyye; Ya
evladım, bir tanem, rüyanı kardeşlerine anlatma! sana bir sıkıntı
verebilirler.”
Hz.Lokman Aleyhisselam;
Malumunuz Hz.Lokman ismi Kur’an'da geçtiği halde peygamber olup
olmadığı ihtilaflıdır. Ama Allah katında sevilen salih bir kul
olduğu kesindir. Kendisi oğluna bir tavsiyede bulunmuş o tavsiye
Yüce Allah’ın o kadar hoşuna gitmiş ki, o nasihati peygamberi
aracılığıyla bize vahyediyor. O da oğluna hitap ederken,
“Ya büneyye; Ya evladım, bir tanem Allah’a şirk koşma…
“ diyor
Hz.Muhammed Aleyhissalatu vesselam;
Ahir zaman peygamberi biricik kızını Fatıma’sını çok severdi,
kızı dışarıdan gelince ayağa kalkarak onu karşılardı.
“Evladım hesap günü için babanızın peygamberliğine güvenme,
itaat ve ibadetinde güçlü ol, yoksa kıyamet günü sana bir faydam
dokunmaz” diye nasihat ederdi. Bazen de Fatimasına hitap
ederken “babasının annesi” derdi.
Bu beş hitap tarzını bir araya getirince baba ile evlat
arasında,
*Nezaket dilinin önemi,
*Babanın zaman zaman evlatlarına nasihat gereği,
*Aile efradı arasında yaşatılması gereken bağın gerekliliği ve
önemi akla geliyor.
Peygamberimiz aleyhisselatu veselamın bir hadisine göre
“Bir kimse iki kızını merhamet ve şefkat kanatları altında
İslam edebi üzerinde yetiştirip evlendirirse o kimseye cehennem
ateşi haram olur” demesi de çocuklarımıza, bahusus kız
çocuklarımıza sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğu ortaya
çıkıyor.
Şimdi biri kalkıp dese ki, yine peygamberden, dinden, imandan
bahs etmeye çalıştı yazar efendi. Vallahi yanında olsam ayağa
kalkar kendisine bir Osmanlı tokatını çeker, yerle bir ederdim.
Yeminle söylüyorum sağımızda solumuzda tet tük öyle kevaşeler
(kuru ot) var ki ne Ebu Cehil, ne Ebu Leheb bu kadar küçük
olmuştur.
Kim ne hakla diyebilir ki bu nezaket eleştiri götürür. Başıboş
atıp tutmaktansa bir az insanlığa selam verelim derim.
Benden bu geliyor gerisini siz düşünün.