Etyen Mahçupyan'dan kritik Ermeni diasporası açıklaması
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, 1915 olaylarının 100'üncü yıldönümüne ilişkin açıklamasında diasporaya ilişkin kritik açıklamalar yaptı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen
Mahçupyan, Ermenistan devletinin ve toplumunun, Türkiye ile
ilişkiye girmede Ermeni diasporasından daha hazır olduğunu, bu
nedenle olayların yüzüncü yılının bir fırsata çevrilmesi
gerektiğini belirtti.
Mahçupyan, bir panel için geldiği Erbil'de 1915 Ermeni olayları iddialarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
"ERMENİSTAN DİASPORA'DAN DAHA HAZIR"
Ermeni olaylarının yüzüncü yılında karşılıklı adımların atılması
durumunda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin "tedavi edici" yönde
değişebileceğini anlatan Mahçupyan, "Ermenistan ve toplumu, Türkiye
ile ilişkiye girmede diasporadan daha hazır. Ama devletin sesini
duyduğumuz için ve devlet de devlet gibi konuştuğu için sert
gözüküyor. Yoksa Ermenistan'da sokaklarda gezip insanlarla
konuştuğunuz zaman öyle bir durum yok. Yani Türkiye'de sokaklarda
gezdiğinizde ne görüyorsanız aynı şeyi orada da görüyorsunuz.
İnsanlar yakınlaşmak istiyor" dedi.
"İKİ TOPLUM ARASI ÖZLEM"
İki toplum arasında "özlem" olduğunu ifade eden Mahçupyan, "Bu
insanlar, aynı kültürün çocukları, aynı müziği dinliyorlar, aynı
şeyleri okuyorlar. Yani iki toplum arasında öyle bir özlem var ve
aslında iki tarafta da temasa geçmeye hazır. Ama işte milli bir
dünyadayız, sınırlar ve devletler var. O birazcık işi formel hale
getiriyor. Formel olunca da eşitlikçilik, pazarlıkçılık gibi
temalar işin içine giriyor. Bu ilişkilerin biraz soğumasına neden
oluyor" diye konuştu.
Mahçupyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Çanakkale
Savaşları anma törenlerine, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj
Sarkisyan'ı davet etmesine ilişkin ise şu değerlendirmede
bulundu:
"ERMENİSTAN TARAFININ BİR JEST YAPACAĞINI
DÜŞÜNÜYORUM"
"Bu, bütün dünyaya yapılmış bir davet. Ermenistan da bunun dışında
bırakılmadı. Böyle genel bir yönü var. İkinci bir yönü,
Çanakkale'de ölen askerlere baktığımız zaman onların arasında
birçok Ermeni var. Eğer Ermenistan'ın geçmişteki Ermenilerle manevi
bir bağı varsa, o zaman onları da ilgilendiren bir yönü vardır
demektir. Dolayısıyla sembolik de olsa davete icabet edilmesi
halinde sonuçlarının olumlu olacağını, Ermenistan tarafının bir
jest yapacağını düşünüyorum. Ancak devletler moral yükümlülükle
davranmayabilirler. Daha çıkarcı ve daha pazarlıkçı bir bakış
olabilir. Nitekim Sarkisyan da 'biz de sizi davet ettik, siz de o
davete icabet etseydiniz' vesaire demişti."
"KADIN HAREKETLERİ ÜZERİNDEN BU İŞİN ÇÖZÜMLENMESİ DÜŞÜNÜLEBİLİR"
"Eninde sonunda samimi ve açık ilişkilerin olması gerektiğini" düşündüğünü kaydeden Mahçupyan, şöyle devam etti:
"Bunu da çok fazla devletler üzerinden zorlamanın bir getirisi olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Devletlerin bir alt katına inmek gerekiyor. Yani toplumsal bir düzeyde bunların yapılması çok daha önemli. Bu iş, daha çok enformel kanallarla yapılmalı. Çok basit bir şey söyleyeyim. Mesela iki tarafın da kadın hareketleri var. Bu kadın hareketlerinin karşılıklı bu jestleri yapması, birbirlerine gidip gelmeleri, birlikte bildiri yayınlamaları gibi olaylar zamanın ruhuna uyuyor. Kadın hareketleri üzerinden bu işin çözümlenmesi düşünülebilir. Çünkü savaşı hep biz erkekler yapıyoruz. O yüzden çok da takılmamak lazım ama karşılıklı bir iyi niyet arayışının olduğunu en azından şimdilik görüyoruz."
"1915 BÜTÜN YIL BOYUNCA ÖNEMLİ"
Olayların yüzüncü yılı olduğu için 1915'in bütün yıl boyunca önemli
olduğuna işaret eden Etyen Mahçupyan, "Başbakan Davutoğlu, Hrant
Dink için bir mesaj verdi. Bu da çok önemli. Bu kadar seneden sonra
Hrant'ı hem kendi kimliğine hem de Türkiye'ye sahip çıkan bir
Anadolulu olarak tanımlıyor. Bu yıl tabii 1915'in yüzüncü yılı. O
nedenle bütün yıl çok önemli. Bütün yıl boyunca Türkiye'nin yapmak
isteyeceği, yapacağı, el uzatacağı bir çok etkinlik olacaktır diye
düşünüyorum. Ama bunların somutlaşması bir karar mekanizmasını
gerektiriyor" şeklinde konuştu.
Mahçupyan, sözlerini şöyle tamamladı:
"İşin temeli, insani ilişkilerin arttırılmasıdır. İnsan ilişkilerini yoğunlaştıracak, iç içe geçirecek olan her türlü projenin 2015 yılını da vesile bilerek hayata geçirilmesinde büyük bir yarar var. Bu ilişkilerin kalıcı kılınması söz konusu olabilir. Belki bazı Ermeniler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını yeniden isteyebilir. Bazı Ermeniler, buraya yerleşmeyi düşünmeye de başlayabilir. Bunlara kolaylık göstermek, bunların önünü açmak çok olumlu olacaktır. Ama dediğim gibi önce psikolojinin değişmesi ve birlikte geleceğe bakma alışkanlığının gelmesi lazım. Bu yıl bunun için önemli bir fırsattır. Eğer bu yıl öyle kullanılabilirse ben bundan sonra daha rahatlayan bir ilişki olacağını, karşılıklı olarak rehabilite edici, tedavi edici adımların daha kolay atılabileceğini düşünüyorum."