ESRARENGİZ bağlantı!
Abone olASELSAN mühendisi 'intihar' etti. TÜBİTAK görevlisi kazada öldü. Bağlantı çok ilginç
Aselsan mühendisleriyle 2004'teki kazada ölen TÜBİTAK
görevlilerinin ölümü arasında ortak yönler var. Davaların
birleştirilmesini isteyen avukatlar, "MİT'in iki olaya da müdahil
olması gerekir” görüşünde
Aselsan'da çalışan üç mühendisin 2006-2007 arasında esrarengiz
biçimde "intiharları"yla 2004'te üç TÜBİTAK
görevlisinin trafik kazasında ölümü hakkındaki dosyalarda
benzerlikler öne çıkıyor. İki davanın avukatları dosyaların
birleştirilmesi gerektiğini öne sürüyor.
TANK PROJESİ DE KAYIP, KRİPTO DA
Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen'in aracındaki çantasından tank
projesi kaybolurken, kaza sonucu ölen TÜBİTAK görevlisi Ercan
Kuruoğlu'nun geliştirdiği kripto çözüm cihazının şifre ve
yazılımlarının yer aldığı bilgisayarı da kaza yerinde
kaybolmuştu.
Ercan Kuruoğlu'nun avukatı Uğur Amasya, yaptıkları itiraz üzerine
davanın Yargıtay'ta olduğunu, temyizden döndüğü taktirde davaların
birleştirilme ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Amasya, şunları
söyledi:
"İki dava da birisi trafik kazası, diğeri intihar denilerek hemen
kapanabilecek gibi gözüküyor, ancak davalarda ölen kişilerin
üzerinde çalıştıkları projeler bakımından benzerlikler bulunuyor.
Her iki kurum da projelerin gizliliği ve stratejik önemi gereği
detay vermekten kaçınıyor. Bu da gerçeğin ortaya çıkmasına imkan
vermiyor."
MİT DAVALARA MÜDAHİL OLSUN
"Ben bu iki olaya da MİT'in bir şekilde dahil olması
gerektiğini düşünüyorum" diyen Amasya, şöyle konuştu:
"Çünkü mahkeme bir yere kadar gidebiliyor. Her iki olayda
da projeler üzerinden sonuca gidilebilir, ancak bunlar çok hassas
konular olduğu için MİT'in kapsamlı bir incelemesi
gerekiyor."
ESRARENGİZ
Amasya, Aselsan mühendisi Başbilen'in tank projesinin yer aldığı
çantanın arabasından çalınması gibi, Kuruoğlu'nun bilgisayarının da
kaza yapan arabadan alındığını, köylülerin tanıklığına göre, kaza
sonrası olay yerine gelen esrarengiz bir kişinin arabada arama
yaptığını sonra da kaybolduğunu söylediklerini hatırlattı.
Amasya, "O bilgisayarın içinde Irak'taki çuval olayında el konulan
kripto çözücü cihazın şifreleri vardı. Biz mahkemede bunları dile
getirince TÜBİTAK 'kırık olarak bize getirildi'
diye mahkemeye bilgi verdi. Ama bu içerisinde çip alınmış mıydı,
bilgiler yerinde miydi, bunların hiç birisi belli değil." diye
konuştu.
| KRİPTO ÇÖZÜCÜ CİHAZ KAYIP |
| Eski bakanlardan Ramazan Mirzaoğlu'nun damadı
Ercan Kuruoğlu, Temmuz 2003'te Süleymaniye'deki çuval baskınında
Türk çadırında el konulan kripto çözücü cihazı yapan kişi olarak da
biliniyordu. Kuruoğlu buna benzer bir cihazı yeniden geliştirirken, söz konusu cihaz askeri bir ortamda denendi ve Kuruoğlu dönüşte hayatını kaybetti. Mahkeme aşamasında avukatı, Kuruloğlu'nun bilgisayarının kaybolduğunu ve bilgilerin çuval olayında el konulan kripto çözücünün şifreleri olduğunu açıklamıştı. Bunun üzerine TÜBİTAK davaya katılarak "Bilgisayar bizde. Jandarma getirdi. Getirdiklerinde kırıktı" açıklamasıyla yetinmişti. Traktör sürücüsü Cemal Elmas'a 2 yıl 7 ay 7 gün, Tübitak şoförüne de 1 yıl 6 ay 22 gün ceza verilirken, Mercedes şoförü ise beraat etti. Dosya şu an Yargıtay'da. |
F-16 PROJESİNDE BULUŞMUŞLAR
TÜBİTAK'ta F-16 uçaklarının ABD'nin orijinal yazılımlarından
bağımsız olarak dost-düşman ayrımı yapabilmesini sağlayacak "milli
yazılım projesinde" görev alan Ercan Kuruoğlu, Mustafa Aktekin ile
projeler kapsamında askeri uzman olarak görev yapan Yüzbaşı Yücel
Kenter, 2004 yılı başında aynı konuda çalışma yapan TAI ve Aselsan
ile TÜBİTAK arasında yürütülen koordinasyon sırasında askeri
uzmanlara Aselsan mühendisleriyle brifing verdiler. F-16
uçaklarının ABD tarafından yapılan yazılım şifrelerinin çözümü ve
bundan ayrı olarak milli bir yazılım projesinin geliştirilmesi
için, üç kurum tarafından yürütülen benzer projeler, aynı arabada
şüpheli bir kaza sonucu hayatlarını kaybeden TÜBİTAK görevlileriyle
Aselsan mühendislerini bir araya getirdi.
TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ PROJEDE
ÇALIŞIYORLARDI
Yüzbaşı Yücel Kenter (32) ile TÜBİTAK uzmanları olan M. Ercan
Kuruoğlu (31) ve Mustafa Aktekin (54) 14 Temmuz 2004'te
(Aselsan'daki ölümler başlamadan iki yıl önce önce)
Çanakkale-Gelibolu yolu üzerinde şüpheli bir trafik kazasında
hayatlarını kaybetti. Kazaya karışan İstanbul plakalı bir traktör
ve mercedeste kimsenin burnu dahi kanamamıştı. TÜBİTAK'ın
mahkemeye sunduğu bilgide, bu kişilerin Türkiye'nin güvenliğiyle
ilgili kriptolar (gizli şifreler) üzerinde çalıştıkları, yeni
geliştirilen askeri bir cihazı denemek için Çanakkale'ye gittikleri
anlaşılmıştı. Askeri görevli Yücel Kenter, muhabere
yüzbaşı rütbesini taşırken, Kuruoğlu ile Aytekin TÜBİTAK Ulusal
Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü'nde çalışıyordu. Bu
enstitü, ulusal güvenliği ilgilendiren gizlilik dereceli bilgilerin
korunması hususunda Türk Silahlı Kuvvetleri ve Dışişleri
Bakanlığı'na destek veriyor. Burada çalışan uzmanların, görevleri
konusunda ailelerine dahi bilgi vermedikleri iddia edilmişti.