Yaşı ellinin üstünde olan hiç bir vatandaşın elini vicdanından
kaldırmadan bu “cumhurbaşkanlığı hükümet
sistemine” hayır diyeceğine inanmıyorum.
Seksenli yıllarda bana diyorlard: “Şu parti, bu parti
başarılı olursa şöyle şöyle güzel şeyler yapacak." Ben de
diyordum ki: “O kadar saf olmayın arkadaşlar bu sistemin
bir koruyanı var, iki adım geride duruyor, baktı ki meclis ileri
geri hareker ediyor, hemen bir kenarına yanaşır ve derki hayrola
beyler o kadar da demedik!”
İster inanın ister inamayın şimdiye kadar bu böyle geldi geçti.
AK Parti döneminde dahi son üç beş yılı bir kenarda bırakırsanız
meclis yine aynen o esaret halini yaşıyordu. Hangi birini anlatayım
arkadaş.
Eski meclislerin birinde bir yasa tasarısı üzerinde meclis
tartışıyor, o ara dinleyici locasından bir miralay iniyor sinkaflı
küfürler salarak “Bu yasayı bir an evvel çıkarın yoksa
...” diyor şimdi bu meclis mi oldu?
Yahu arkadaşlar her seçimde rekorunu kırarak halkın teveccühünü
kazanan Ak Parti'ye eften püften gerekçelerle kapanma davası
açılmadı mı? Allah kendisinden razı olsun bu milleti Anayasa
Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç kurtardı.
Sene 2007 Diyarbakır vekillerinden biriyle konuşuyoruz, dedik ki
“Bir az cesaretini toplayıp Kürt sorunuyla ilgili bir
şeyler dile getir” Diyarbakır’da olmasına rağmen
sesini düşürerek “Yahu siz nediyorsunuz? Ben bunları
söylersem beni kulaklarımla meclisin atvanına asarlar”
demişti, siz anlayın artık.
Allah selamet versin şimdi hayli yaşlanmış, üç gün önce onunla
karşılaştım az şakalaştık bu konuşmayı ona hatırlattım. Dediki bu
tür konuşmalar artık şakadan değil ama biz kıymetini bilemedik.
Fakat artık böyle gitmemeliydi, bu anadolu insanı bu zındıka
komitesinden çok çekti ve artık bu halkım özgür yaşama zamanı
gelmişti. Yüce Allah bir işi yapmak isterse ona göre sebepler
yaratır, Recep Tayyip Erdoğan’nın liderliğinde gelişen AK Parti de
bu araçlardan birisidir.
Tabi siz ne kadar iyi şofür olursanız olun altınızdaki araba
modeli geçmişse iyi hız yapamaz, iyi yol alamazsınız. Dolayısıyla o
eski sistem Anadolu insanına dar geliyor. Fakat inanıyorum ki yeni
sistem bir derece derde deva olacak ve bizim hayatımızı
kolaylaştıracaktır.
*Meclis daha kaliteli çalışacak,
*Yürütme daha hızlı ve pratik olacak,
*Tarihin yüzkarası o kolaisyonlar dan kurtulacağız,
*Başkan yanlış yaparsa meclis, meclis iyi çalışmazsa başkan onu
dengeleyecek,
*Başkan en çok iki kere seçimlerin yenilemesine karar verebilir,
üstelik ikinci defa kendisi cumhurbaşkanı adayı olamaz,
Bunu bir az örnekleyerek açmak istiyroum; Diyelim ki
Cumuhurbaşkanı birinci başkanlık dönemimin 3.cü yılında tutarlı
gerekçelerle seçimlerin yenilenmesine karar verdi, haklı ikna etti
ve hem meclis yenilendi hem kendisi de bir daha seçildi. Peki
ikinci döneminde hangi akılla seçimlerin yenilenmesine karar
verebilir? eğer öyle bir yanlış yaparsa bu defa kendisi aday da
olamıyor. Buna meydanı başkasına bırakıp kaçmak denir değil mi?
Ama eğer meclis seçimlerin yenilenmesine karar verirse ikinci
dönemde de yine üçüncü sefer aday olabilir. Yani arkadaşlar bir
yasa ancak bu kadar adilane olabilir bence.
Bir kısım korkak vatandaşlar da Cumhurbaşkanımızın korkusuna
kapılmışlar, bir de hiç kendisine yakışmayan “diktatör” vb tuhaf
tuhaf ifadeler kullanıyoryorlar, doğrusu hiç yakıştırmadım.
Kardeşim senin bu anayasa paketinden bir şikayetin varsa söyle
cevaplayalım niye öyle muğlak ifadeler kullanıyorsun?
Yakışık kalır mı?