İTT’nin (İsviçre Türk Toplumu) düzenlediği 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramına davetsiz ve emirvaki giden Eski İstanbul
Valisi Sayın Mutlu, kürsüye çıkıp konuşmak istediğinde
vatandaşlar tarafından protesto ediliyor. ‘Eli kanlı Vali
istemiyoruz’ diyerek tepkisini gösteren vatandaş Valiyi yuhalayarak
salonu terk ediyor.
Tepki büyük olunca Vali’de salonu terk etmek
zorunda kalıyor…
Buraya kadar kaos hakim.
Bundan sonraki süreçte, İTT üyesi olduğunu söyleyen
bir vatandaş, sosyal medyadan açıklamalar yapıyor ki, yenilir
yutulur cinsten değil.
Bu zat, İsviçre CHP Başkanına ve orada bulunan
vatandaşa ’’Kendini Cumhuriyetçi diye tanımlayan bu sarhoş
topluluğu…’’ cümle kontrol etmekte zorlandık olarak bitiyor…(bu
söylemlere hiç yabancı değiliz)
Bu açıklamayı yapan İTT üyesinin bunları yazarken
neyin kafasını yaşadığını, ne içtiğini henüz
araştırmadık…
Zehir zemberek açıklamalar yapıyor bu gözü dönmüş İTT
üyesi(!). Valimizde Valimiz diyor, sponsorumuz, bilmem kim aradı
valimizin geleceğini söyledi diyor, İTT bu ayıbı örtmekte
zorlanacaktır diyor, İTT sadece CHP zihniyetinden oluşmuyor
diyor…
Ha daha sonra bu paylaşımını siliyor ama sosyal medya
işte yazdıktan sonra silsen ne fayda…
İTT başkanının Valiyi davet ettiği söylentisinin ise
sadece bir söylenti olduğuna ben kendi adıma inanmak
istiyorum.
İsviçre’de İTT (İsviçre Türk Toplumu) tüm derneklerin
çatısı olup aynı başkanla senelerdir varlığını devam ettiren bir
kuruluş.
Aramıza sonradan katılan UETD ( Avrupa Türk
Demokratlar Birliği) ise AKP’nin arka bahçesi olarak anılan, gerek
üyeleri gerek yaptıkları etkinliklerle yandaşlıkları ayan beyan
ortada olan bir kurum.
Durum şu ki; UETD İsviçre’de İTT’nin görevine
talip.
Yani UETD, İTT’nin içeriğini çalıyor. Bundan sonra
İTT değil, çatı UETD’dir e getiriyor.
Bunu vatandaş uzun zamandır farkında.
Bu konuyla ilgili İsviçre UETD başkanı Emre Yılmaz’la
’02/08/2014 tarihli ‘’ Emre Yılmaz, Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı
şimdiden hayırlı olsun’’ (bu röportajdan 1 ay sonra istifa
etti) başlıklı yazıyı okursanız, Emre’nin İTT ile ilgili soruya
verdiği cevaplarda İTT’yi bünyelerine katmak istediklerini satır
aralarında göreceksiniz.
Gelelim Vali konusuna; İTT’nin etkinliğinde Valinin
son derece emirvaki kürsüye çıkıp konuşmak istemesinin kabul
edilebilir bir tarafı var mıdır? Normal şartlarda vardır.
Eski İstanbul Valisi, ziyarete geldiği İsviçre’de
Türk toplumuna seslenmek, onlarla dertleşmek isteyebilir, bu son
derece kabul edilebilir ve anlaşılabilir.
AMA, gezi itibarıyla start veren ve şimdiye
değin geldiğimiz süreçte, vatandaşı biz ikiye bölmedik.
Yaptıkları gerginlik politikalarıyla kimin böldüğünü
biliyoruz.
Kendi adıma ne İTT zihniyetine kızıyorum ne de UETD
zihniyetine.
Vatandaşın dinsiz, dini bütün, sarhoş, inançlı,
başörtülü, başörtüsüz, açık, kapalı, kızlı, erkekli olarak
beyinleri uzun süre yıkayın, birbirine amansız düşman yapın, sonra
vay efendim, Vali misafirmiş, neden yuhalanmış, bu
terbiyesizlikmiş, vesaire vesaire…
Bence geçiniz bunları.
Valiyi yuhalayanlar ne kadar haklı ise, yuhalanmasına
tepki gösterenler de o kadar haklı.
Bu iki düşman bilerek isteyerek yaratıldı.
Gelen misafire böyle davranılır mı diyen UETD’lilere
sorarım, UETD etkinliğinde, salona aniden atıyorum Kılıçdaroğlu
girip kürsüye çıkıp konuşma yapmak isteseydi, siz ‘misafir işte
canım bırakın konuşsun’’ mu yapardınız? Tabii ki hayır. İTT de olan
olayların 2 katı gerçekleşirdi. En azından kendinize dürüst
olun.
Almanya’da UETD bünyesinde oluşan mevki makam
çatışmaları kulağımıza geliyor ama bunlar hep boş.
İsviçre’de yaşayan Türk Toplumuna söylemek istediğim
şu;
İTT çatı olsa n’olur, UETD olsa n’olur.
Bunlar çok önemli değil.
Türkiye’de halk nasıl birbirine düşman olduysa.
Avrupa’da da Türk Toplumunda bu ikilik yaratılmak isteniyor.
Gördüğüm kadarıyla proje çok da başarılı gidiyor.
İTT üyesi olduğu söylenen vatandaş ise en tehlikeli
model.
Onun gibileri aranıza almayın, bir topluluğa aşırı
ithamlarda bulunan, hakaret eden bir zatı lütfen bir dernek çatısı
altına almayın.
İTT’de sanırım bu temizliği yapmalı, aksi takdirde,
etkisi azalan prestiji hepten yok olacak ve bayrağı gerçekten
UETD’ye vermek zorunda kalacak.
Son olarak sizin üzerinizde denenen ve kuvvetle
ihitmal başarılı olacak olan bölünmeye mümkün olduğunca karşı çıkın
derim.
Türkler ilk tapta kendi aralarında entegrasyonu
başarmalı.
Aslolan bu.