Eski AKP'li isimden Başbakana'a şok sözler
Abone olAK Parti Kurucu Genel Sekreteri ve eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gündemdeki konularla ilgili soruları
cevaplandıran eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır:
"Türkiye'de herkes yemin ediyor, ama yemin edenlerin büyük bir
çoğunluğu ayaklarını kaldırarak yemin ediyor."
Cihan Haber Ajanası muhabirinin sorularını
yanıtlayan Ertuğrul Yalçınbayır'ın konuşmasından satırbaşları şu
şekilde;
"Türkiye'de herkes yemin ediyor, ama yemin edenlerin
büyük bir çoğunluğu ayaklarını kaldırarak yemin ediyor.
Cumhurbaşkanı'nın yeminini alın, yaptıklarına bakın.
Milletvekillerinin yeminini alın, yaptıklarına bakın."
dedi. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına sert tepki gösteren hükümet
yetkililerini de eleştiren Yalçınbayır, "O bağlamaz bu bağlamaz,
doktorun reçetesi de sizi bağlamaz, mühendisin hesabı da sizi
bağlamaz, hukuk da sizi bağlamaz peki sizi ne bağlar, kendi keyfi
kararlarınız mı bağlar?" diye konuştu. Yalçınbayır, hesabın
verileceği yerin sadece sandık olmadığını, sandığın sadece belirli
süre yönetme görevi verdiğini dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, basına
yönelik baskıları da değerlendirdi. Bir takım günlerin yaşandığını
ama bu günlerin hiç farkına varılmadığının altını çizen Yalçınbayır
şunları kaydetti: "3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, o
gün, hükümetin bir yılda yaptıkları konusunda halka hesap verme
günüdür, bunu yaşadık mı? 1 Mayıs Emekçi ve Dayanışma Günü'ydü. Ne
bayram olarak kutlayabildik, ne de işçinin sorunlarını
tartışabildik.
"AB'YE GİRMEK TÜRKİYE'NİN HAKKI
DEĞİL"
Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde neyi taahhüt ettik? Kopenhag
kriterlerini kabul ettik ve onlar da bizi aday olarak gösterdiler.
Demokrasiyi taahhüt ettik. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını,
azınlıklık haklarını taahhüt ettik. Bir bütün olarak kendi içimizde
uygulayacağız hem dış ilişkilerde uygulayacağız dedik, bu
taahhütleri yerine getiremiyorsanız ne olur? Paralellik ilkesi
gereği hukuk da nasıl gittiyseniz öyle dönersiniz. AB'ye şu
kriterlerle gireceğiz' dediniz, o kriterlere ortadan kaldırırsanız
siz de AB'ye girmezseniz. Türkiye'nin hakkı AB'ye girmek
değildir. Türkiye'nin hakkı şuandaki hakkı demokraside
yüzlerin altına düşmektir, insani gelişmişliklerde sürekli yüzüncü
sıranın altında gitmektir. O zaman biz kendimize gelip, kendimize
çeki düzen vermezsek, değerlerimizi yeniden gözden geçirip bu
kuralları koymazsak sonumuz daha da kötü olur."
"SİZİ KENDİ KEYFİ KARARLARINIZ MI
BAĞLAR?"
Son aylardaki Anayasa Mahkemesi kararlarına yönelik hükümet ve
Başkana Erdoğan'ın değerlendirmelerini de yanlış bulan Yalçınbayır,
"Anayasa kararını eleştiriyorsunuz, o bağlamaz bu bağlamaz,
doktorun reçetesi de sizi bağlamaz, mühendisin hesabı da sizi
bağlamaz, hukuk da sizi bağlamaz peki sizi ne bağlar, kendi keyfi
kararlarınız mı bağlar? Oysa bütün dünyanın müştereken
vardığı yerler vardır, aklın vardığı yerler vardır. Bunlar öteden
beri gelen genel anlayışlardır. Bunlar, sen nasıl olur da 'hukuk
beni, anayasa mahkemesi beni bağlamaz, saygım yok' diye bir takım
şeyler diyebilirsin?" diye konuştu.
"BAŞBAKANA'A KARŞI BÖYLE BİR ALGI OLUŞMASI
VAHİM"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Soma'daki maden faciası sonrasında
bir vatandaşı darp ettiğine yönelik iddiaları da değerlendiren
Ertuğrul Yalçınbayır şunları söyledi: "Başbakanlık
yalanlamış, net olarak görülemiyor. Önemli olan; bu algının
oluşması tehlikeli, bir başbakanın vatandaşına darp edeceğiyle
ilgili bir düşüncenin olması fevkalade vahim, bunun gerçekleşmesi
vahim, düşüncenin olması vahim. Bir başbakanın ne
hakaretini, ne azarlamasını ne darbını düşünebilirsiniz. Eğer
bunlar oluyorsa eğer oradaki seviyenin varlığını gösterir. Bütün
bunların karşısında hesap verilmelidir. Hesabın verileceği yer,
sadece sandık değildir. Sandık, size sadece belirli süre yönetme
görevi verir. Eğer o yönetme görevini hukuka uygun yapmıyorsanız,
insan haklarına uygun yapmıyorsanız, nezakete uygun yapmıyorsanız,
dürüstlüğe uygun yapmıyorsanız, kendi heves ve arzularınızı ön
plana çıkaran, iktidar olma düşüncenizi ön plana çıkarma
düşüncesindeyseniz iyi yönetmiyorsunuz demektir."
"YERKEL GÖREVDEN
ALINMALI"
Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımsı Yusuf Yerkel'in yerdeki
vatandaşı tekmele görüntülerini yorumlayan Yalçınbayır,
"Son derece açık, kendisinin de kabulü var. Burada iyi
yöneten kişi, emrindeki kişi bunları yaptıysa hiç durmadan önce onu
görevden alır, bunlar korunacak, bunlar bir tabirle yedirilmeyecek
işlerdir. O kişinin yenilmesi lazım. O kişinin o görevden
uzaklaşması lazım. Siz parlamentoda uçarak tekme atan kişiyi,
milletvekillerinin üzerini yürüyüp yumruk atan kişiyi kendi
disiplininiz içerisinde cezalandırmıyorsanız bu tür olaylar olur.
Bu, partinin de iyi yöneltilmediğini gösterir. Sadece bir parti
bakımından değil uçarak tekme atan milletvekili görüyorsunuz ona
uyarma veriyor, seçim dönemi gelince listenin başında onu alıp
seçiyorsunuz. Bunlar tutarlı, dürüst nazik işler değil."
dedi.
"PERSONELİ TOPLU HALDE GÖREVDEN ALMANIZ
HUKUKSUZLUKTUR"
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrası 'cadı
avına' dönen görevden almalarının da hukuksuz olduğunu
anlatan Yalçınbayır şöyle devam etti: "İdarenin takdir hakkı
vardır. İdare görevden alabilir, ama takdir hakkı siz hiçbir zaman
için mutlak ve sınırsız değildir. Takdir hakkının da hiçbir zaman
mutlak ve sınırsız değildir. Takdir pakının da hukuka uygunu
kullanılması lazım. 'Ben her şeyi yaparım' düşüncesi yanlış
düşüncedir. Bu kadar çok personelin yer değiştirmesi,
emniyet, mimli eğitimde gerekse diğer alanlarda yer değiştirmesi
tabirleriyle 'cadı avının' olması, o kazanın kaynatılması hukuka
uygun değildir. Bunlar, toplumsal güveni fevkalade azaltır. Bunlar,
hukuka uygun davranışlar değil. Bunun dahi hesabının sorulacağı yer
vardır. Bir taraftan yargıdır, bir taraftan da meclistir, hatta
yürütmedir. Dün takdir ettiğiniz, kendilerine bröve verdiğiniz,
madalya verdiğiniz takdirname verdiğiniz kişileri hani bir iki
olsa, 'münferit' dersin. Bunu toplam olarak
yapıyorsanız orada büyük bir hasar var demektir. Eğer siz bununla
yürütmenin başı olarak, kurumlar arasındaki uyumu sağlayamazsınız.
Yani, bir cumhurbaşkanın da cumhurbaşkanın adayında olması
gereken nedir? Kurumlar arası uyumu sağlamaktır, herkesi
kuşatmaktır, oy alsın almasın ve hukukun üstünlüğünü
gerçekleştirmektir."
"TÜRKİYE'DE HERKES YEMİN EDİYOR
AMA.."
Belirli makama gelmiş insanların yemin ederek göreve başlamasına
rağmen, yeminin gerektirdiği şekilde davranmadığını öne süren
Yalçınbayır, "Türkiye'de herkes yemin ediyor, ama yemin
edenlerin büyük bir çoğunluğu ayaklarının kaldırarak yemin ediyor.
Cumhurbaşkanının yemini alın, yaptıklarına bakın.
Milletvekillerinin yeminini alın, yaptıklarına bakın.
İnsan olarak bizim ahidleşmemiz var, sözleşmemiz var. İnancımız
gereği Allah'la sözleşmemiz var. Peki sözümüze ne kadar riayet
ediyoruz. Bunları yapmıyorsak biz bunları göreceğiz, sonuçlarına da
katlanacağız. Bu katlanmada herkes nasibini alacaktır. Kendinizi
bundan soyutlayamazsınız. Yarın öbür gün hesap görülürken o
soyutlamayı sahibi yapar." şeklinde konuştu.