Malum 16 Nisan günü ülkemizde bir “halk
oylaması” yapılacak. Siyasiler doğru yanlış kendince halkı
aydınlattılar, kimisi bir algıya kapıldı, kimisi bir kanaate vardı.
Artık “söz milletin” diyecek güne gelindi.
Gel gör ki, hem para karşılığı, hem yeminle başkan yönetiminde
bir sandık kurulu kurulduğu halde orada hala bir şüphe var, acaba
vatandaşlarımız hür iradesini sandığa yansıtabilecek mi?
Sıra vatandaşlarımıza geldi kimisi “evet”
kimisi “hayır” diyecek, herkes kendi oyundan
sorumlu, meylettiği, destek verdiği bloktan mesul ve niyetine göre
de manen mükelleftir.
17 Nisan’da 50+1 ile “evet” yada 50+1
“hayır” kazanırsa o bir oy kiminse artık ona göre
sorumludur. Bir oyun ne kadar önemli olduğunu ifade etme adına bu
oranları veriyorum, ayrıca yazımda her iki tarafa eşit düzeyde
yakın olmam münasebetiyle bu yüzdeleri verdim. İçimden geçen
yüzdeler değil ama netice ne olursa olsun Anadolu insanına yakışır
bir tarzda karşılamamız ve aramızda selamlaşmamız lazım.
Artık top sandık kurulunda, bütün sorumluluk onlara geçiyor.
Hatta şehir merkezinde polis, taşrada kolluk kuvvetleri de sandık
kurulu başkanının emrindedir. Bir yaygara var ki sandık görevlileri
daha çok bir kesimin insanlar, kusura bakmasınlar biz de duyarlı
vatandaş olarak onların ensesinde olacağız.
Sandık yönetiminin namusuna verdiği değere, sahip olduğu vicdana
ve varsa mukaddesatına biçtiği kıymete ne derece bağlı olduğu belli
olacak. Neden mi dersiniz buyurun sandık yönetiminin göreve
başlamadan önce yüksek sesle ettiği yemine bakalım.
“Hiçbir tesir altında kalmaksızın, hiç kimseden
korkmadan, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirlenmesi
için, görevimi kanuna göre, dosdoğru yapacağıma, namusum, vicdanım
ve bütün mukaddesatım üzerine and içerim.”
Yani bütün mesele ettikleri yemine bağlı kalmalarına bağlıdır,
malum bir ifade var; “Eşek iple, insan sözle
bağlanır”
*Namus,
*Vicdan,
*Mukaddesat,
Yemin metnine batlığımız zaman, öyle üç kavram, üç değer
üzerinde ant içiliyor ki, “ben insanım” diyen bir
kimsenin bu yemine ihanet etmesi düşünülemez.
Dolayısıyla oyunu kullanmaya giden her vatandaşın sandık kurulu
başkan ve üyelerinin bu yemini ettiğini bilmesinde fayda var. Hem
onlara karşı saygı içinde oyunu kullanmalı ve onlara sıkıntı
çıkarmamaları lazım hem de, bir ihmalkarlık gördüğü zaman
rahatlıkla sunu diye bilmelidir;
Bey efendi,
Sizde namus mu yok?
Vicdan mı yok?
Mukaddesat mı yok?
Üçü birden mi yok?
*Sen nasıl görevinden ihmalkârlık yapıyor, kaş göz yapan
birilerinin tehdidine pabuç bırakıyorsun?
*Bu gürültü neyin nesi, oyunu kullananlar niye salonda
duruyor?
*Bir de şu sandık müşahitlerine bak, sanki sandık salonunda
değil kahvedeler, yüksek sesle sohbet ediyorlar.
Bu ve benzeri durumlarla karşılaştığımız zaman hemen uyaralım,
öyle bir gayret eldim ki gönlümüzdeki “evet” de
“hayır” da sandığa yansısın ama sakın ola
“haramzadeliğe” fırsat vermeyelim!
Parasını alarak, seçimin sağlıklı gitmesi için görevli olan bazı
işgüzar kimseler, vazifesini su-i istimal ederek sandık disiplinini
bozunca aldıkları para kendilerine haram olduğu için haramzade
kavramını kullandım. Her halde yerinde bir ifadedir.
Şimdiden hayırlı olsun, Allah (c.c.) mahcup etmesin!
Evet de kazansa hayır da kazansa bu memleket hepimizin,
yanındaki vatandaşa yan bakan utansın!