Ersöz saldırıyı Irak'tan öğrenmiş
Abone olTerör örgütü El-Kaide'nin İstanbul'da gerçekleşen bombalı saldırılara karıştıkları iddiasıyla yargılanan 69 sanıktan Adnan Ersöz'ün ifadeleri kafa karıştırdı.
Terör örgütü El-Kaide'nin Türkiye'deki yapılanması içinde yer
aldıkları ve 15 ile 20 Kasım 2003 tarihlerinde İstanbul'da
gerçekleşen bombalı saldırılara karıştıkları iddiasıyla yargılanan
69 sanıktan Adnan Ersöz, Afganistan'da Usame Bin Laden ile yapılan
görüşmeye katıldığını, ancak İstanbul'daki saldırıyı direnişe
destek olmak amacıyla gittiği Irak'ta öğrendiğini öne sürdü.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar
Fevzi Yitiz, Adnan Ersöz, Yusuf Polat, Harun İlhan, Osman Eken,
Süleyman Uğurlu, Metin Ekinci, Seyit Ertul ve Baki Yiğit katıldı.
Sanık avukatlarından Cihat Madran'ın celse arasında verdiği
dilekçeyle duruşmalarda gizlilik kararı alınması ve yayın yasağı
konulması talebi, mahkeme heyetince reddedildi. Mahkeme Heyeti
Başkanı, 25 Şubat 2004 tarihli iddianamenin sanıklara
ulaştırıldığını belirterek, savunmaların alınmasına geçti. Bunun
üzerine sorgusuna başlanan sanıklardan Adnan Ersöz, 1996 yılında
eğitim amacıyla gittiği Pakistan'da “Mahmut Amca” olarak tanıdığı
kişiyle tanıştığını ve okula kaydını yaptıramayınca da bu kişinin
yardımıyla Afganistan'a geçerek bir kampta hafif silah ve toplar
üzerine eğitim aldığını söyledi. Bunu Çeçenistan'daki mücadeleye
katılmak amacıyla yaptığını ve daha sonra Pakistan'a döndüğünü
söyleyen Ersöz, Habib Akdaş'la da üniversite yıllarında
tanıştığını, bir süre ticaret yaptıklarını, ancak kurdukları
işlerin yürümemesi üzerine ortaklıklarının sona erdiğini bildirdi.
Türkiye'de yaşamak istemeyen Habib Akdaş'ın “cihat yapmak”
isteyenlere yardımcı olmak amacıyla Afganistan'a gittiğini,
kendisinin de Pakistan'da iş kurduğunu anlatan Ersöz, Habib Akdaş
ve Baki Yiğit ile görüşmek üzere 11 Eylül olaylarından kısa bir
süre önce Afganistan'a gittiğini, Akdaş ve Yiğit'i El-Kaide'ye mi
yoksa Taliban'a mı ait olduğunu tam bilemediği bir kampta bulduğunu
bildirdi. LADEN İLE GÖRÜŞMEYİ DOĞRULADI Görüşme sırasında Akdaş'ın,
El-Kaide'nin askeri kanat sorumlusu Ebul Hafs El Mısri ile
görüştüğünü, maddi destek taleplerinin olumlu karşılandığını ve
8-10 bin dolar para aldığını anlattığını ifade eden Adnan Ersöz,
“Karşılıklı yardımlaşma şeklinde bir ilişki kurmuşlar. El Mısri,
İncirlik Üssü ve İsrail gemisine yönelik bir eylem düşündüklerini
söylemiş. Habib Akdaş da eğer böyle bir niyetleri varsa bu konuda
araştırma yapıp sunabileceğini ifade etmiş” dedi. El Mısri
aracılığıyla birkaç gün sonra Usame Bin Laden'in konuşma yaptığı
tek katlı toprak bir eve gittiklerini, daha sonra da birlikte
kahvaltı yaptıklarını anlatan Ersöz, “11 Eylül öncesi Laden'i
görmek çok kolay bir olaydı. Zaten hastane ziyaretleri yapıyor,
konuşmalar düzenliyordu. 11 Eylül sonrası ise Laden'i görmek
imkansızdı” diye konuştu. Akdaş ve Yiğit'in 11 Eylül sonrası
Afganistan'dan kaçarak Pakistan'a geldiklerini söyleyen Ersöz,
Akdaş'ın Türkiye'ye gidip İncirlik Üssü ya da İsrail gemisine eylem
yapma fikrini devam ettirdiğini kaydetti. Ersöz, “Bu eylemde
kendisine yardımcı olmamı istiyordu. '100-150 bin dolar civarında
parayı alıp Türkiye'ye gidelim' diyordu. Onunla uzun uzun konuştum.
Bilgisinin, tecrübesinin, kapasitesinin böyle bir eylemi
gerçekleştirmeye yetmeyeceğini söyledim. Mevcut şartlar altında
kısacık bir olayı gündeme getirmek için böyle bir eylemin altına
girmenin çılgınlıktan başka bir şey olmayacağını söyledim” dedi.
Bunun üzerine Akdaş'ın düşüncesinden vazgeçmiş halde Türkiye'ye
döndüğünü ve bir süre bağlantılarının koptuğunu ifade eden Ersöz,
2003 yılında Ebu Hafs adlı bir kişiyle görüştüğünü, ancak bunun
Ebul Hafs El Mısri olmadığını belirterek, bu görüşmede Habib
Akdaş'ın para talebinin karşılandığını öğrendiğini bildirdi. Ebu
Hafs'dan, CIA tarafından yakalanan “Şeyh Halid”in bu para
meselesinden haberi olduğunu, konuşursa Türkiye'dekilerin tehlike
içinde bulunacaklarını öğrendiğini söyleyen Ersöz, bunun üzerine
Akdaş'ı uyarmak üzere Pakistan'dan Türkiye'ye döndüğünü ve durumu
bildirdiğini kaydetti. Akdaş'dan, Suriyeli “Alaaddin” adlı kişi ile
bağlantı kurarak 150 bin dolar para aldığını öğrendiğini ifade eden
Ersöz, Akdaş'ın, istihbarat birimleri tarafından yakalanan İrfan
Kavak'a kendi fotoğrafının da gösterildiğini söylemesi üzerine
yeniden yurtdışına çıktığını bildirdi. Habib Akdaş'ın da direnişe
katılmak üzere Irak'a geçmesini beklerken 15 ve 20 Kasım'daki
olayların olduğunu anlatan Ersöz, patlamalardan internet
aracılığıyla baktığı Türk gazetelerinden haberinin olduğunu
savundu. Ersöz, “Hiç beklemediğim bir şeydi. Şok yaşadım. Daha
sonra eşimin emniyete alındığını öğrendim. Bunun üzerine aileme
teslim olacağımı söyledim. Gönderdikleri uçak biletiyle de
Türkiye'ye döndüm” dedi. TÜRKİYE'DEKİ YAPILANMANIN DURUMU Ersöz,
Habib Akdaş'ın çeşitli aşamalarda kendisinden talebi olduğunu,
ancak eylemin nereye ve ne zaman yapılacağı veya kim tarafından
planlandığı konusunda hiçbir zaman bilgisinin olmadığını savunarak,
şöyle konuştu: “Habib Akdaş, çeşitli görüşlerini benimle ve Baki
Yiğit ile paylaşıyordu. Buna şura demek yanlış olur. Biz arkadaşlar
arasında konuşuyorduk. Habib Akdaş da dahil hiç kimsenin El-Kaide
üyeliği yoktur. Habib Akdaş, El-Kaide ile karşılıklı bir yardım
ilişkisi kurmuştu. Fikir olarak yakınlıkları söz konusudur tabii.
Ancak buna El-Kaide'nin Türkiye yapılanması ya da El-Turka demek
yanlış olur. Olsa olsa El-Kaide ile bağlantılı bir hücre veya
platformdan bahsedilebilir. Bu da Habib Akdaş'ın kurduğu, Gürcan
Baç ve Harun İlhan'ın şura üyesi olduğu bir yapılanmadır.”
Sorgulanan sanıklardan Fevzi Yitiz de, eğitim için gittiği
Pakistan'da tanıştığı Habib Akdaş ile Türkiye'ye döndüğünde bir
şirket açtıklarını, bu şirkette sadece pazarlama işiyle
ilgilendiğini, daha sonra Akdaş ve Baki Yiğit'in davranışlarından
rahatsız olarak şirketten ayrıldığını anlattı. İstanbul'daki
bombalama eylemleriyle bir ilgisinin olmadığını öne süren Yitiz,
tahliye talebinde bulundu. Duruşmaya, diğer sanıkların sorgularının
da tamamlanması amacıyla devam ediliyor.