Ermeniler işte bu 5 mülkün peşinde
Abone olTürkiye'den milyarlarca dolar tazminat talep eden Ermeniler, şimdi 5 önemli mülk üzerinde hak iddia etmeye hazırlanıyor.
Ermenilerin Türkiye’de kalan mülkleriyle ilgili
iddiaları araştıran yazar Nevzat Onaran, “Emval-i Metruke Olayı”
adlı kitabında, üzerinde hak iddia edilen Erzurum Kongresi Binası
ile 4 önemli eseri gündeme getirdi.
Habertürk gazetesinin manşetine taşıdığı özel haberine gören
Ermeriler'in talepleri Erzurum Konre binasıyla sınırlı
kalmayacak.
Bu mülkler arasında Çankaya Köşkü’nün arazisi de var.
Çankaya Köşkü’nün Ankara Belediyesi tarafından 30 Mayıs 1921’de
Atatürk’e armağan edildiğini kaydetti. Onaran, Ermenilerin
mallarının tasfiyesi için kurulan komisyonların tuttukları
defterlerin ise açıklanmadığını belirterek, “Bunlar imhamı
edildi? Yoksa devletin en derin kasalarında mı?” diye
sordu.
Arazinin Kasapyan Ailesi’nin bağı olduğu iddia ediliyor. Köşk’ün
internet sitesinde ise, “Çankaya’daki bağ evi, Belediye’nin
armağanıdır” deniliyor.
Onaran, Ermenilerin el konulan toplam 276 milyon lirasının 1928
bütçesine gelir kaydedildiğini savundu. Onaran, Çankaya Köşkü,
Şişli’deki Mustafa Kemal Müzesi, Heybeliada Çarkçı Mektebi ve
tarihi Erzurum Kongresi’nin yapıldığı binanın da Ermeniler’e ait el
konulan eserlerden olduğunu ileri sürdü.
İŞTE ERMENİLER'İN "BİZİM" DEDİĞİ 5 MÜLK
ÇANKAYA KÖŞKÜ
29 Ekim 1923’ten bugüne Cumhurbaşkanı’nın resmi ikametgâhı olan
Çankaya Köşkü’nün arazisi de el konulan gayri menkullerden. Köşk’ün
yeri, Ermeni Ailesi ‘Kasapyanlar’ın Bağı’dır. (Onaran, bu
iddiasını Kasapyan’ın torunu E.J. Çuhacı’nın AGOS Gazetesi’nde
yayımlanan açıklamasına dayandırdı.)
ERZURUM KONGRESİ BİNASI
Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1919’da Ermeni Sansaryan Mektebi’nde
toplanır. Bu okul vakfının, İstanbul’daki gelir sağlamak için
kurduğu ünlü Sansaryan Han da, bir zamanlar İstanbul Emniyet Genel
Müdürlüğü binasıydı. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı bu bina,
müze olarak kullanılıyor.
MUSTAFA KEMAL MÜZESİ
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmadan önce kaldığı Rauf Orbay,
İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve daha pek çok kişiyle görüşmeyi
sürdürdüğü ve Kurtuluş Savaşı planlarını hazırladığı ev olarak
bilinen, bugün de Atatürk Müzesi olan Şişli’deki binanın da
Kasapyan ailesine ait olduğu belirtiliyor.
ÇARKÇI MEKTEBİ
Birinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı 1917-1918 yıllarında, Heybeli
Ada Rum Ticaret Mektebi’ne Hazine tarafından el konur. Mektebe el
konulduktan sonra da, ilave 100 bin liralık bir harcama yapılarak
tamir edilir. Ardından da Heybeliada Bahriye Çarkçı Mektebi’ne
dönüştürülür.
ERMENİ MEZARLIĞI
Surp Agop Ermeni Mezarlığı, Ermeni Patrikhanesi ile İstanbul
Belediyesi arasında dava konusudur. Belediye, metruk mezarlık
olduğu, Şurayı Devletçe tasdik edilen yeni nizamnameye göre bütün
mezarlıkların belediyeye ait olduğu iddiasındadır. 1930’ların
ortasında davayı belediye kazanır.
ADANALI SAMUEL AĞA'NIN TORUNU TÜRKİYE'DEKİ MALLARIN
PEŞİNDE
1915’teki tehcirde başka yerlere sevk edilen Ermenilerin
torunlarının açtığı dava geçtiğimiz günlerde büyük yankı uyandırdı.
Ermeni kökenli Garbis Davouyan ve Hrayr Turabian açtıkları dava ile
“Hani bunun ilk sahibi?” dercesine Anadolu’da dedelerinden kalan
mirasa sahip çıkıp, haklarını istedi. Dava dilekçesinde
1915’te tehcirle başka bölgelere sevk edilen Ermenilerin mallarının
idaresi ve tasfiyesinin çıkarılan bir kanunla “Emval-i Metruke
Tasifye Komisyonları” tarafından yürütüldüğü, ancak bu malların
geri verilmediği gibi, gelirinin de sahiplerine teslim edilmediği
anlatıldı.
AVUKAT KONUŞTU
İşte, Turabian ve Davouyan şimdi dedelerinden kalan mirastan elde
edilen geliri talep ediyor. Davayı Türkiye aleyhtarlığıyla tanınan
Mark Geragos’un da aralarında bulunduğu 4 avukat temsil ediyor.
Avukatlardan biri olan Berj Boyajian HABERTÜRK’e davayla ilgili
önemli açıklamalarda bulundu. Los Angeles’ta avukatlık yapan Berj
Boyajian’ın ailesi de tehcirle sevk edilenlerden. Annesi Urfalı,
babası Antepli olan Avukat Boyajian, öncelikle davanın sözde
“soykırım” iddialarıyla ilgisi olmadığını söyledi. “Bu dava
Türkler soykırım yapmıştır ya da yapmamıştırı ispatlamaya yönelik
bir dava değil” diyen Boyajian şunları söyledi: “Osmanlı 1915’te
tehcir kararı aldı ve Ermeniler’i başka yerlere sevk etti. Bu
sırada bir kanun çıkardı ve gidenlerin bankalardaki parasını ve
tarlalarını, fabrikalarını Ermeniler geri dönene kadar devlet
güvencesi altına aldı. Tam 95 sene bumalların gelirinden
faydalandı. Biz malları geri istemiyoruz. Diyoruz ki, bu
mallardan elde edilen geliri iade edin. Çok basit bir dava.” Milyon
dolarlık davada ortaya nasıl bir rakamın ortaya çıkacağı isemeçhul.
Tapu sayılarını vermekten özellikle kaçınan Avukat Boyajian,
Türkiye ile bir pazarlık sürecine de hazır olduklarını belirtti ve
“Türk hükümeti önce davaya yanıt verecek. Sonra tapuları ve
kayıtları karşılaştıracağız. Ve her tapu için o gayrimenkule
ilişkin oturup kullanım hakkından doğan gelirin hesaplamasını
yapacağız. Gayrimenkullerden elde edilen gelirle ilgili oturur bir
rakam üzerinde anlaşma sağlanırsa davanın devam etmesine gerek
kalmaz. Ama eğer anlaşma sağlanamazsa dava devam eder ve mahkemenin
vereceği karara da her iki taraf uyar” diye konuştu.
TURABİAN ADANALI SAMUEL AĞA'NIN TORUNU
Türkiye aleyhine dava açan iki Ermeni’den biri olan Hrayr
Turabian’ın dedesi Adana’da Samuel Ağa olarak tanınıyordu.
1915’teki tehcirde geride ev, tarla, bağ-bahçe ve fabrikalarını
bırakarak Lübnan’a gönderilen Samuel Ağa’nın torunu Turabian bugün
63 yaşında emekli bir mühendis. Turabian, neden dava açtığını ise
şu cümleyle açıklıyor: “Ben artık barış olsun istiyorum.
Ailemin yaşadığı acılar tekrarlanmasın, başka insanlar aynı acıları
yaşamasın diye bu davayı açtım. Ortak kültürümüz var. Aynı müziği
dinliyor, aynı yemeği yiyoruz.”